Denizcilik: Mutlak Kabullenmişlik

377 16 1
                                    

Denizciler kafasında 2 tane harddisk taşır derler.İkisini aynı anda kullanamaz, gemiye binerken birine ve aylar sonra gemiden inerken birine geçer denizci.

Deniz üzerindeyken; düşünebilme, bir olayın sonu nereye varmış görebilme, ne olsaymışta nasıl olurmuş ihtimallerini yavaş yavaş ve tadını çıkararak izleyebilme luksüne sahiptir denizci.Bu yüzdendir ki, her eve döndüğünde daha sakin, daha filtreli ve daha farkında bir adam bulacaktır kendini..

Ama konu imkânsıza gelince, denizdeyken imkansız gibi gelen şeyler imkansıza yakın falan değildir.Bildiğin imkânsızdır işte.Kendini de doğrasan, gemiyi de yaksan, miyar'a çıkıp avazın çıktığı kadar bağırsanda imkânsızdır. Ve denizci, mesleğe başladıktan çok kısa bir süre sonra farkeder ve özümser ki:

denizcilik, mutlak kabullenmişliktir..

Maaşı yatmayacaksa yatmayacaktır, karısı terk ederse terk edecektir..çocuğu hastalıktan çırpınacaksa çırpınacaktır..birisi ölecekse ölecektir işte...

17 Ağustos 99 gecesi, Hint Okyanusunun ortasında seyir halindeyken Gölcükteki evi yerle bir olan ve bütün ailesini kaybeden Başmakinist Ahmet'in, ertesi gün şirketten gemiye gelen kısa bir telex ile durumu öğrenmesinin ardından limana dek mutlak kabullenmişlik icinde ,günlerce suskun bir şekilde gelipte vardiyalarını alıp işine devam etmesi kabullenmişlikten olsa gerektir.

Yalvaracagı hekim, kavga edeceği patron, son sözünü yüzüne vurup gururunu toparla ya bileceği sevgilisi miller ötesindedir denizcinin.

Ve buna rağmen, bir kibrit çöpünün koca okyanusu 7 defa dolaşmasına sevinecek kadar aşkla bağlıdır mesleğine bir denizci.

Gemi Adamlığı (Denizcilik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin