Gökyüzünü izlemek, yıldızların parlayışını görmek paha biçilmezdi. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Denizin muhteşem kokusu beni her zaman cezbetmişti. Bir gemiye atlayıp sonsuza kadar yaşayabilirdim.
Ama tabiki bunu yapma gibi bir ihtimalim yoktu. Benim hayatım doğduğumdan beri belliydi zaten. Ne giyeceğim, ne yapacağım, kiminle evleneceğim... Her şey ailem tarafından belirlenmişti. Benim hiçbir söz hakkım yoktu.
Küçüklüğümden beri denize hayranlık duymuştum ve denizle en yakın olduğum zaman bugünkü gibi bir yerden bir yere giderkendi.
Bugün müstakbel nişanlımın evinden kendi hapishaneme dönüyordum. Aslında bir taraftan eve gidip kardeşlerimi göreceğim için mutluydum ama diğer taraftanda hiç gitmek istemiyordum. Ama yapacak bir şeyim yoktu. Oraya gitmek zorundaydım.
"Efendim, üşüteceksiniz. İçeri girin lütfen."
"Yıldızları izlemek istiyorım. Sonra girerim içeri. Şimdi lütfen beni yalnız bırak."
"Ama efendim-"
"Beni yalnız bırak." Sesim az öncekine göre biraz daha sert çıkınca bir şey demeden gitti.
Kendisi beni korumakla görevlendirilmişti. Görevine bayağı bağlıydı. En ufak bir şeyde bile hemen kendini benim önüme atıyordu.
Ne kadar bazen beni sinir etsede çok iyi biriydi. Bana destek oluyordu, yalnız bırakmıyordu. İyi bir arkadaştı. Onu seviyordum.
Ben yine düşüncelere dalmışken bu sefer ensemde bir nefes hissettim. Bu içimde bir huzursuzluk oluştururken kaşlarımı çattım.
Arkama dönecekken beni tutarak engelledi. Korku içime işlerken sakin kalmaya çalışıp derin bir nefes aldım.
"Minho?" Bir ihtimal sorduğum soru karşısında alaylı bir ses çıkardı.
"Minho şuan meşgul. Yanına gelemez prenses."
Kulağıma doğru söyledikleriyle tüylerim diken diken oldu. Kim olduğunu ne istediğini bilmiyordum.
"S-sen kimsin?" dedim korku dolu bir sesle. Kimdi ve benden ne istiyordu?
"Benim kim olduğumu bilmene gerek yok. Bundan sonra rehinemsin bunu bilsen yeter."
Bunu söyledikten sonra beni çevirdi ve kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.
Hem çığlık atıyordum hemde onun beni tutan ellerinden kurtulmak için çabalıyordum ama fayda etmiyordu, çok güçlüydü. Güverteden geçerken mürettebattan herkesin yerde olduğunu gördüm. Minho'yu görebilmek için dikkatle baktığımda onu yerde başından kanlar akarken gördüğümde çığlık attım.
Ona doğru gitmeye çalıştığımda beni tutan eller sıkılaştı ve beni kendine çekti. Gözlerimden yaşlar istemsizce akıyordu. Onu öldürmüşler miydi?
Ben tekrar ona doğru hamle yaptığımda başımın arkasında bir darbe hissettim. Gözlerim kapanmadan önce hissettiğim tek şey beni tutan kollardı.
...
Bu kurgu 5 Eylül 2021 tarihinde yayınlanmış olup 14 Aralık 2023 yılında yeniden yayınlanmıştır.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Sizi seviyorummmm~~~
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalınnnn~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate King - Kim Taehyung
Fiksi Penggemar"Seni bırakmak istemiyorum." diye fısıldadı dudaklarıma doğru. "Beni bırakmanı istemiyorum." dedim. "Ama gitmek zorundasın. Seni daha fazla yanımda tutamam." dedi. "Yanında kalmak istiyorum." "Bunu yapamayız. Sen benimle olamazsın." dedi ve beni te...