15.bölüm

507 68 1
                                    

Bu sefer olduğunca geç kalkmıştım ve kötü hissediyordum... boğazımda bir ağrı vardı ve ateşimde birazcık var gibiydi hemen kendimi zorla bir duşa attım ...

Zar zor duştan çıktıktan sonra üzerime bol bir bluz giydim ve bol bir boy friend tarzı pantolon giydim ayağımada topuklu bir ayakkabı giyerek serseri tarzımı biraz da olsa şirkete uygun bir hale getirmeye çalıştım ve oldukça başarılıydım bu sefer ne saçlarıma ne de makyajıma ayrıca bir vakit ayırdım saçlarımı dağınık küçük bir topuz yaptım ve çantamı da alıp çıktıp Cansu'ya baktım ama Cansu çoktan okuluna gitmiş...

Apartmandan çıktığımda karşımda gördüğüm kişiyi kesinlikle gelmesini beklemiyordum gelen kişin Atakan'dı.

"Neredesin Burcu 2 saat geciktin bir şey oldu sandım"

Oha arkadaşlar duydunuz mu beni merak etmiş buda birşeydir değil mi gerçekten şuan şu hasta moodundan sıyrılıp başka bir mooda geçiş yapabilirdim...

"Ben biraz hastayım da"

Oha sesim kısılmış konuşurken bile zorluk çekiyirum bu kadar tahmin etemdim işin ciddiyetini...!

"Sesin çok kötü hadi gel bir hastaneye gidelim"

Bana doğru yaklaştı ve elini alnıma koydu sanki küçük bir çocuğun ateşine bakar gibi ilgiliyle ve hasta olduğumu üzgün olduğunu gösteren bakışlarını bana yöneltti

"Ateşin var senin çabuk hadi hastaneye gidiyoruz"

O kadar konuşmakta zoanıyorum ki konuşunca resmen ses tellerim kopuyormuş gibi hissediyordum bu durumda teklifine hatta emrine karşı gelemedim...
*****

Hastanedeydik ve tahmin ettiğim gibi boğazım iltihaplanmış o yüzden Atakan'ın ısrarları üzerine serum takılmasına bile karşı gelemedim gerçekten iğneden serumdan korman biriyim heleki bu kadar halsiz yorgunken...

"İyi misin biraz daha ?"

"Teşekkür ederim yardım ettiğin için"

"Teşekkür etmeni gerektiren bir durum ortada yok eğer ben merak edip gelmeseydim eminim sen şu halinle işe gelecektin insan telefonuna olsun bakmaz mı ?"

"Telefona bakmak aklıma bile gelmedi ama serum iyi geldi"

"İnşallah iyi gelmiştir"

******

Serum bittikten ve ilaçlarımı aldıktan sonra Atakan beni eve bıraktı ha şöyle zannetmeyin evin önüne kadar gelip te sonra gitti gibi düşünmeyin evime geldi odama girdi ve şuan beni yatağıma yatırdı...

"Rahatsız olmuyorsun değil mi evinize girdiğim için sadece sana yardım etmek istedim halin yok yürüyecek düşebikirdin sonuçta asonsör bile yok koskoca apartmanda sahibiyle konuşayım da şu apartmana bir asonsör yaptırayım"

Bu söyledikleri gerçekten beni güldürdmüştü ilk başta sadece ciddi asi bir patrondu şimdi birbirimizle vakit geçirdikçe biribirimizi tanıdıkça adeta bir melek oldu bizim patron

"Yani şu durumum da bile beni güldürdün ya sana helal olsun bu arada senden rahatsızlık duymam yani sonuçta bana iyilik yaptın art niyet arıyacak değilim"

"İyi o zaman ben gideyim işler beni bekler sen yat ben kapının yerini biliyorum zaten kendine çok dikkat et yarın da işe gelme dinlen kendini iyi hissettiğin de gmişine dönersin"

"Teşekkür ederim tekrar"

Doğruldum ve yanağına ufak minnak masum bir öpücük bıraktım şu hallerime ben bile hayret ediyorum şaşırmış gibi önce bana baktı sonra bana yaklaştı ve o da benim yanağımdan öptü ve göz göze geldiğimiz de yanaklarımın kızardığına o kadar emindim ki bir şey diyemedim sadece güldüm o da bdnim gibi sessiz kalıp güldü...

"Tamam o zaman be  gidiyorum kendine dikkat et ben seni ararım görüşürüz"

"Tama sen de dikkat et"

Ve kapanış evden çıktığını kapınının kapanma sesinden anlayabiliyordum nedense o gülümseme yüzümden bir an olsun yüzümden eksilmeden öylece tavanı seyrettim tam iki dakika sonra anahtarla kapı açıldı ve Cansu'm gelmişti...

"Abla sen evde misin?"

"Sen nereden biliyorsun evde olduğumu?"

"Senin patron bizim apartamandan çıktı da"

Odama girdi ve benim bu çökmüş suratımla karşı karşıya kalınca biraz şaşırmıştı

"Abla ne oldu sana ?"

"Ya dur Cansu sadece boğazım ağrıyor öyle bugünde geçiktim işe sonra Atakan yani patronum beni merak etmiş eve gelmiş benim hasta olduğumu anlayınca hastaneye götürdü serum falan taktılar ilaçtı derken sonra eve geldi yatağıma yatırdi sonra gitti yardım amaçlı sakın yanlış anlama"

"He he sadece yardım için yani ne sen ona aşıksın ne de o sana aşık"

"Ya sen nediyorsun öyle?"

"Gerçekleri söylüyorum ablacığım noldu bakalım utandın mı çen hee!?"

"Cansu bak hastayım diye bir sey yapmıyorum yoksa çoktan o güzel kolunu ısırmıştım"

"Ya tamam tamam sustum ama  sana bir şey söyleyeyim mi?"

"Söyle bakalım cadı hanım dinliyorum"

"Siz birbirinize abayı yakmışsınız nokta com"

"Cansuu bak şimdi tepene atlayacağım az kaldı"

"Tamam gittim ben sana bir hasta çorbası yapıp getireyim olur mu belki o zaman beni affedersin ?"

"Eh çorbanın güzel olmasına bağlı affetmem"

"O zaman ablacağım hazırlan parmaklarınla birlikta benim de parmaklarımı yiyeceksin ve bdn de bundan korkuyorum"

"Hadi laf ebesi git ve derhal çorba yap"

"Gittimm!"

Acaba gerçekten aşıkmıydım ona yoksa değil miydim? Ben daha ne hissettiğimi bile bilemiyorken nasıl davranacaktım şimdi Atakan'a eğer ona aşıksam bu onu anlamamalıydı çünkü bu durum karşılıksız olacağı için üzen taraf ben olmak istemiyordum ama  o bdni sevse ben onu sevsem bunu itiraf edebilmek kolay olsaydı ne güzel olurdu!...

Hayaer hayatlar dünya hali hep böyle değil mi zaten ...
E bazıları için hayaller gerçeklere dönüşebiliyor orası da ayrı bir mevzu...

Bir hikayenin daha sonuna geldik diğer bölümleri bekleyin çok yakında gelecek ...

            

            
                         **(Devam edecek ...)




Büyük Çarpışma : İlk Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin