Hiç bir şeyden habersiz, kendisini tamamen dış dünyadan soyutlamış bir şekilde bilgisayarın başında vakit geçiriyordu.Odası çok büyük değildi, eşyalarına yeterli yer bulamaması onu çileden çıkartıyordu ama şuan bunları düşünemeyecek kadar ekrandaki o minik küplere odaklanmıştı.Işık kapalıydı yalnızca bilgisayarın ışığı aydınlatıyordu odasını.. Odanın dışında kapının hemen yanından bir tıkırtı sesi duydu, kulaklığının sol tarafını hafifçe aşağı indirip gelen sese kulak verdi ama istifini bozmayıp aynı zaman da ekrana bakıyordu.Nefes alıp verme sesiydi bu , derin ve yavaş. Tüyleri ürpermişti , göz bebeklerinin büyüklüğü iki katına çıkmıştı.Kafasını hafifçe sola çevirip, sesin geldiği tarafa bakmaya çalıştı. Bakmasıyla yerinden sıçraması bir oldu.O kadar hızlı kalmıştı ki kulaklığını çıkartmayı unuttu. Kulaklığın kablosu sertçe kasadan çıktı ve kafasından aşağı sallanmaya başladı. İçinden bir küfür ederek başını sesin kaynağına tekrar çevirdi. Karşısında gördüğü şey gölgemsi bir yaratıktı, gri bulutlardan oluşuyordu, daha önce hatırladığı bir şeydi bu. Hafızasını derinlemesine yokladı. Başına ani bir ağrı girdi.Düşünmek onu çok zayıf düşürmüştü fakat sonunda hatırlamayı başardı. Embluer'un suretiydi bu gölgemsi şey. Gözleri kor mavi alevleri andırıyordu. Başka hiç bir şey düşünmesine gerek kalmadı. Dudaklarını hafifçe araladı ve bilinmeyen dilde bir kaç kelime mırıldandı. "Experto Veronem"... Ani bir sessizliğin ardından gökten dumanlar Xain'nin evini sardı ve evin içinde bir araya geldikten sonra çaprazlama bir şekilde dışarı doğru patladı. Ardından evin etrafında bariyer olarak konumlandı. Xain bu kez " Çık ortaya, neden hala gizleniyorsun ? Çık ve yüzleş." diye bağırmaya başladı, aynada kendisiyle kavga edercesine. Titreşimli ve fazlasıyla boğuk olan bir ses . " Çok yakın zamanda yüzleşeceğiz miniğim ama şimdi senin yüzleşmen gereken çok şey var. " dedi ve Xain'nin oluşturduğu bariyeri mavi bir ışık süzmesiyle yarıp, ortadan kayboldu. Arkasında mavi alevler bıraktığı yerde yanıyordu fakat hiç bir şeye zarar vermiyordu. Xain öylece kala kaldı.Dizlerinin üzerine çöktü, ellerini kafasına koydu ve düşünmeye çalıştı, daha çok şey hatırlamaya çabalıyordu fakat bünyesini evin evin etrafına kurduğu bariyerden dolayı çok zorladığı için sis kullanamaz haldeydi. Aklında Hiç bir zaman unutmaması gereken o cümle yankılandı "*Sis oluşturmadan önce gücünün bir kısmını yoldaşına aktarman gerekiyor ki böylelikle yedekte gücün olsun bu toparlanmanı kolaylaştırır ve acil durumlarda korunmasız kalmazsın*" Daha fazla hareketsiz kalmaya vakti yoktu. İç güdülerini kullanma zamanı gelmişti. Snowy'i çağırmak için eski dili kullandı "Summono Verto". Snowy beyaz bir sis bulutunun arasından beliri verdi ve hemen Xain'nin kucağına atladı. Kısa bir sarılmanın ardından Xain, Snowy'deki gücün bir kısmını kendisine aktardı ve geçmişi net hatırlaması için yapmaması gerekeni yapmaya koyuldu. Sağ elini havaya kaldırıp parmak uçlarını alnına gelecek şekilde konumlandırdıktan sonra eski dilde "Mimoriante " sözcüğünü kullandı. Geçmiş bir nehir gibi kafasının içinde akıyordu. Odaklanmak için kapattığı gözlerini hızlı bir şekilde açtıktan sonra ayağı kalktı . İç güdüleri tekrar devreye girmişti. Evin her bi yanını kontrol etti bir iz, bir ipucu, bulabileceği her hangi bir şey, onu nasıl takip ettiklerini, yerini nasıl keşfettiklerine dair. Biraz daha kafa yorduktan sonra kafasının içinde 'Miniğim ' kelimesi yankılanmaya başladı. Ona sadece bir kişi 'Miniğim' diye seslenirdi. Bir zamanlar bir arada oldukları her şeyiyle çok sevdiği... ' Yuain. '
*******
7 Sene önce
*******
"Xain , önümüzdeki 2 gün sonra yeni bir hayata atılacaksın biliyorsun değil mi hala işin ciddiyetinde değilsin"... Klasik babalar Dünya'nın neresinde olursanız olun isterseniz başka bir gezegenden olun Babaların hepsi aynıdır. Xain'nin babası onu bugüne kadar her şeye hazırlıklı olsun diye bizzat kendisi eğitmişti fakat artık profesyonel bir eğitim alması gerekiyordu sis'in gücünü kavraması ve daha fazlası için. Okulu 2 gün sonra başlayacaktı. "Xain, ben 2 saattir boşuna mı dil döküyorum beni dinlemiyor musun ? 2 günün kaldı ve sen kendine bir yoldaş edinmeyi bırak onu çağırmayı bile öğrenemedin." Xain asık suratıyla babasının gözlerine baktı. "Deniyorum baba fakat olmuyor, beceremiyorum." Babasının ses tonu yükselmişti. " O halde yeteri kadar denemiyorsun Xain. Sen Çalışmaya devam et! Ben de eski kitapları karıştırıp farklı yöntemler var mı kontrol edeceğim. Ben gelene kadar 50 sismik atış yapacaksın." Xain yutkundu ve ardından ağzından sadece 'tamam' kelimesi çıktı çünkü babası ciddi anlamda form değiştirecek kadar sinirlenmişti. Xain evin bodrum katına inmek için merdivenlere hızlı adımlarla giti. Babası da bu sırada kütüphaneyi kontrol etmek için ayağa kalkıyordu. Kalkarken küçük kızının onları seyrettiğini fark etti ve biraz önce bağırdığını hatırladı. Küçük kızı Tina korkmuş olmalıydı ki normalde şen şakrak olan kız babasının gözlerinin içine kilitlenmişti ve sus pustu. Babası onu kucağına alıp, sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada Xain 4. sismik atışını hazırlamaya başlamıştı bile. Yaşına göre kuvvetliydi fakat çok acemiydi bu yüzden babası onu bir akademiye yazdırdı.Kontrol için. 6. sismik atışını hazırlarken yukarıdan bir tıkırtı geldi. Kafasını o yöne kaldırıp baktı. Bodrumun camından biri onu izliyordu. Xain'in yaşlarında bir çocuktu. Gözlerinden anlaşıldığı kadarıyla pek şaşırmamıştı hatta tam tersi çok sakin bakıyordu, sanki bu tarz şeylere alışıktı. Yukarıdan seslenerek " Bir sis oluşturmak için bu kadar güç sarf etmen yanlış. Bilincini kaybetmene neden olabilir " dedi. Xain hafif sinir olmuş ses tonu ile " Yaa öylemi doğrusu nasılmış peki, gel göster" dedi, ona meydan okurcasına. Yukarıdaki çocuk bir kaç saniye odaklanmanın ardından bilinmeyen dilde bir şeyler söyledi " Tilemetafor " ve Xain'in yanında belirdi. Xain bir kaç adım geriye sendeledi. "Bu-bunu nasıl yaptın ?" sesindeki şaşkınlığı bastıramamıştı. Bu kez çocuk alaycı bir tavırla bileklerini gösterdi ve " Aile büyüsü " dedi. Xain yan bakışlarla çocuğun bileğini kontrol etti. İki bileğinde de birer tane yuvarlak halka vardı birisi kırmızı diğeri ise mavi tonlarındaydı.Bu kez homurdanarak " e hadi göster bakalım şu sismik atış nasıl yapılırmış " diye karşılık verdi. Çocuk boğazını temizledikten sonra Xain' e dönerek anlatmaya başladı " Sis oluşturmadan önce gücünün bir kısmını yoldaşına aktarman gerekiyor ki böylelikle yedekte gücün olsun bu, toparlanmanı kolaylaştırır ve acil durumlarda korunmasız kalmazsın. " Xain'in gözlerinin içi parlıyordu. taki o malum soruya kadar. " Yoldaş demişken, seninki nerede ?" Xain'in cevap vermesini beklemeden kendi yoldaşını çağırmak için sağ elini havaya kaldırıp şu sözlerle yumruğunu sıktı " Summono Verto " gri sisin içinden minik kurt yavrusu belirdi. Neşeli ve bir o kadar itaatkar sesiyle " Giotin " diye seslendi yoldaşına, çocuk. Xain başını öne eğerek " Be-benim yoldaşım yok, ne yaptıysam hiç bir yoldaş çağıramadım, sa-sanırsam benimle arkadaş olmak isteyen bir yoldaş yok çünkü çağrılarıma cevap veren olmadı. " Xain'in bu haline üzülen çocuk, sağ elini Xain'in omzuna koyarak " Hey, merak etme senin arkadaşın olabilirim ve yoldaş bulma konusunda yardım edebileceği mi düşünüyorum " Xain kafasını kaldırdı. Gözlerinin içi yeniden parlamaya başladı ve kekeleyerek konuştu " Gerçekten yardım eder misin ? Bu-bu arada adım Xain " Xain çok mutlu olmuştu heyecanını gizleyemiyordu. Elini çocuğa uzattı ve bir karşılık bekledi. " Memnun oldum Xain. Benim adım da Yuain "
*******
7
*******
İşte her şey bu şekilde başlamıştı. Bitmeyecek denilen o dostlukla başlamış sımsıcak bir ' Aşk '. Yoksa bu da sisin birer oyunu muydu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sis
FantasyGördükleriniz aslında Sis'in birer oyunu hiç bir şey gördüğünüz gibi değil. Görmek için yalnızca bakmanın yetmediği bu dünya ya adım atmadan önce derin bir nefes alın ...