Bu bölüm için uzun süredir uğraşıyordum ancak tatmin olamıyordum. En sonunda tam 2k kelime ile bölümü bitirdim. Okuma listelerine ekleyenler olsun, mesaj atanlar olsun beklediğimden daha fazla ilgi gördü bunun için teşekkürler. Lütfen oy vermeyi unutmayınn. İyi okumalar!
•Gökyüzünün açık güneşli olduğu güzel ve sakin bir ilkbahar günüydü ,güneş ışıkları gözlerime savaş açmış ve galip gelerek beni uyandırmayı başarmıştı geniş yatağımda düz dönerek her sabahki klasiğim olan tavanla bakışmamı tamamlayıp bu sabah neden bu kadar erken kalktığımı sorgulamaya başladım. Her zaman uyumaya düşkün bir insan olmuşumdur, okul zamanlarımda ertelenen alarmlarımın haddi hesabı yoktu ne cezalar yemiştim uykumdan taviz vermediğim için. Ancak bu sabah içimdeki küçük heyecan kıvılcımlarıyla kalktığımda o durumdan çok farklı olduğunu hissediyordum. Bunun ne yüzünden olduğunu tahmin ediyorum ancak kabul etmesi biraz değişik geliyor, dünden beri içimdeki heyecanla karışık gerginliği ortadan kaldıramıyorum. Lanet olası adam beni bağımlı olduğum uykumdan bu saatte kaldırabilecek bir cazibeye sahipti , işin garip olan kısmı yalnızca birkaç telefon görüşmesi ve iki saatlik bir buluşma yaşamıştık nasıl oldu da beynimin her bir düşüncesini bu şekilde ele geçirebildi ben bile bilemiyorum. Belki de şu an rüzgarın beni ayıltıp kendime getirmesine ihtiyacım vardı üstümün çıplaklığını umursamadan terasa çıkıp ciğerlerim acıyana kadar derince bir nefes çektim içime. Bu saatlerde gökyüzü aynı bir tuval gibi görünüyordu: alt kısımlar kırmızının en vahşi canlı tonuyken yukarı çıktıkça sanki ressam gücünü kaybetmiş, fırça darbelerini giderek azaltmıştı.Gizemli bir turuncu geliyordu vahşi kırmızının ardından kırmızıya bakarak daha sönük. Hepsi göğü aydınlatan birkaç fırça darbesi gibiydi mavi semanın üzerinde. Güneş yeryüzünü ısıtırken, nemli toprak harika kokusunu etrafa yayıyordu ağaç yapraklarının dansı eşliğinde. Üst bedenimin çıplaklığından geçen hafif rüzgar içimi ürpertmişti ve içeri girmem için beni uyarmıştı üstümü giyinmeden önce ılık bir duşun iyi geleceğini düşünerek rotamı banyoya çevirdim. Ilık su vücudumdan akıp giderken, kafamdaki her bir düşünce kendini belli etmek ister gibi yankılanıyordu beynimde. Yeni müzik çalışmalarımız için gerçekten heyecanlıydım kesinlikle müzik için yaratılmıştım bundan emindim, çocukluğumdan beri hep bir tutku beslemiştim müzik için. Şarkıların her bir sözünü denizden inci çıkarırmış gibi özenerek yazarım aklımdaki, kalbimdeki her şeyin kağıtlara akın etmesine izin veririm her zaman. Ruhumu dinlendirdiği gibi vücudumu da dinlendirir müzik, kötü hissettiğim zamanlarda bir perinin sihirli değneği gibi dokunurdu kalbime her şeyi daha iyi bir hale getirirdi. Benim en büyük hayalim her zaman müzik yapıp insanların ruhlarına dokunabilmekti. Kendi sanatımı yaratmayı seviyorum ve şimdi bunu Kim Taehyung ile birlikte yapacaktık birbirimizin sanatlarını birleştirip kalplere ve ruhlara dokunacaktık. Su bedenimi buruş buruş yapmadan duştan çıkıp eşofman takımımı giydim vücuduma sanki format atılmış gibi dinç hissediyordum salona girdiğimde Jimin bacaklarını sehpaya uzatmış kahvesini içiyordu, yanına gidip başımı omzuna koyarak televizyonda güzel bir şeyler bulmaya çalıştım.
"Uykucu tavşan nasıl bu kadar erken kalkabildi merak ettim doğrusu." Sesindeki daha önce pek tanıklık etmediğim yabancı ima beni durduk yere germişti nedense, nasıl oluyordu bu? Benim bile kendim hakkımda anlayamadığım,kabul edemediğim şeyleri hemencecik anlayıp birde ima edebiliyordu? Bir çeşit özel güç gibiydi sanki.
"Ne ima ediyorsun sen, erken uyanmak ne zamandan beri değişik bir şey oldu?" yüzünü göremiyordum açıkçası omzu çok rahattı ancak şu an göz devirdiğine adım kadar emindim.
" 7 senedir ev arkadaşıyız ve sen asla kıçını yataktan bu kadar erken kaldırmazsın, böyle bir şeye daha önce şahit olmamıştım Jeon..." evet işte şimdi kafamı kaldırma vaktiydi ,yine yapıyordu beni kıskıvrak yakalamayı severdi, cümlesine devam etmesini bekledim umutsuz bir şekilde
"Ta ki düne kadar , ne o kelebeklerin mi uyutmadı? "
evet doğrusu bu biraz utanç vericiydi uzun süredir böyle yabancı imalar duymamıştım ve bana yabancı gelen duygular hissetmemiştim aslında buna tam olarak duygu da denemezdi sadece etkilenmiştim işte , işini bu denli iyi yapan ve aynı zamanda da yakışıklı biriydi o. Apollon ve Eros'un oğlu gibiydi aynı.
"Ne yani, adam yalnızca yakışıklı işte ilk görüşte de olsa insanı etkileyebilecek bir tip , ayrıca kelebekler falan uyandırmadı beni"
Eğer Jimin'in ağzına bir kere düşerseniz bu 40 gün 40 gece sizinle dalga geçecek biri olacak demektir.
"Ah dostum seni birkaç ay sonra burada aşkından kudururken görüyorum" omzuna vurmamla "aoow!" diyerek sızlanmıştı.
"Tamam pekala! Kookie "
![](https://img.wattpad.com/cover/219454568-288-k366368.jpg)