🐽 final :') 🐽

897 68 33
                                    

Arın buluşmadan önce 'beni bekle seni ben alacağım' dediğinden dolayı sınava girdiğim okulun çevresinde bir yere oturmuş sessizce onu bekliyordum. Arada bir telefonuma bakıp saati kontrol ediyor ardından yola tanıdık bir araba çıkacak mı diye bakıp Arın'ı kontrol ediyordum. Nereye gideceğimize karar vermemiştik. Demek istediğim ortak bir kararımız yoktu ama Arın'ın aklında bir şeyler var gibiydi. Ancak bana söylemiyordu. Bana da fikirlerine güvenmek kalıyordu ki zaten Arın Usluer'in özgünlüğüne güvenmemek için herhangi bir neden bulamıyordum.

Tam tekrardan telefonumu kontrol edecekten saate bakamadan yolun başında Arın'ın arabasını fark ettim. Önümde durup arabadan indiğinde "Beklettim mi?" diye sordu. Gülerek "Hayır ben de yeni geldim gibi klişe yalanı mı duymak istersin dürüst cevabımı mı?" dediğimde ne olduğunu anladı ve güldü. Ardından kollarını etrafıma sardı ve ben de onu sıkıca sararak karşılık verdim.

"Sana iki tane güzel haberim var. Tabii ikincisine güzel yerine efsane de diyebiliriz." diyerek benden ayrılmıştı ama elleri hala kollarımdaydı. Ben ilgimi çektiğini belli edercesine kaşlarımı kaldırdığımda elleri kollarımdan aşağıya inerek ellerimde durdu. 

"Birincisi, seni çok özledim." diyerek bana yaklaştı ve burnuma küçük bir öpücük kondurdu. Şapşal şapşal gülümseyen ifadem yerini ne yapacağını bilemeyen şaşkınlığa bıraktığında kahkaha atarak başını geriye attı. 

"Ya gülmesene!" diye ciddi olmayan bir kızgınlıkla mırıldandım. "Anca alışıyoruz herhalde." diye de ekledim. Ve masumca omzumu silktim. Bana öyle bir bakıyordu ki sanki bir çocuğun önüne onun çok seveceği bir oyuncağı koymuşlardı ve çocuk da eline alıp hayranlıkla o oyuncağı inceliyormuş gibiydi. Bu beni hem çok özel hissettiriyor hem de utandırıyordu. Oldukça hem de.

"Alışmak demişken, alışman gereken bir haber bu ikincisi. Hani efsane olan. Söylüyorum, hazır mısın?" dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım. Kendisi çok tatlı bir gülücük attı ve eğilip kulağıma fısıldadı. 

"Artık sevgilimsin."

Evet, tahmin edeceğiniz üzere bu cümle bende büyük etki yaratan bir cümleydi. Açıkçası, bu durumun gerçekliği yüzünden nutkum tutulmuştu. Bacaklarımın birden tutmayacak gibi olması da cabası. 

Arın bugün için tarih atıp atmayacağımızı sormuştu zaten ve ben de atıyoruz deyip bir nevi kabul etmiştim. Dolayısıyla bugünden itibaren sevgili oluyorduk. 

Kendime gelmem birkaç saniyemi aldı ve dudaklarını birbirine bastırıp bir tepki vermemi bekleyen Arın'a bakarak derin bir nefes çektim içime. "Artık sevgilimsin." dedim ve utanarak gülümsedim. Bu halime kıkırdadıktan sonra beni beni arabaya yönlendirdi. Kapımı açtığında koltuğa oturup onun da binmesini ve yola çıkmamızı bekledim. Ardından "Nereye gideceğimizi söylemedin." diyerek kemerimi taktım.

"Evet, çünkü sürprizlerin tatlı noktası karşı tarafın ne olduğunu bilmemesidir." dedi ve bilmiş bir şekilde sırıttı bana.

Kaşlarımı kaldırdım sanki bu bilgiyi ilk defa duyuyormuş gibi. "Biliyor musun, insanlar sürprizleri sevenler ve sürprizlerden hoşlanmayanlar olarak ikiye ayrılır." diye takılmayı ihmal edemedim. 

Bana bir saniye kadar döndü, şaşırmış gibi bir hali vardı. "Ama sen sürprizleri seviyorsun." dedi ve bu hemen hemen emin olduğu bir tahmindi sadece. Ciddiliğimi bozup "Şanslı tahmin." dedim ve güldüm. 

"Şanslı değildim, emindim." diye inatlaştı.

"Tamam ama sürprizler hakkında ipuçları almaktan çok hoşlandığımı da tahmin edebilir misin?" diye bir soru sordum meydan okur gibi. Aslında onu kandırmaya çalıştığımı anladı ne yazık ki.

Ugly ➳ textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin