Umarım keyifle okursunuz...
Başlayım. En baştan. Lise son sınıfın sonlarındaydım. Ablam Elif de o sırada Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde üçüncü sınıf psikoloji okuyordu. Onun hayali küçük bir çocukken bile psikiyatrist olmaktı o yüzden böyle bir tercihte bulunmuştu. Ben de Sinop'ta liseyi okuyordum. Hayatım normal gidiyordu fakat ablamı özlüyordum ve ablamda beni özlüyordu. Onunla neredeyse her gün konuşurduk ve her seferinde ablama "Artık seni çok özledim. Sadece ben değil annemle babamda. Gelmeyi düşünmüyor musun?" derdim. O da her zaman "Burada dersler çok yoğun. Çalışmak zorundayım fıstığım." derdi ve ben ablam için bir şey demezdim daha doğrusu diyemezdim. Her zamanki gibi bir gün konuşuyorduk ve ona tekrar onu özlediğimden bahsediyordum ve yine cevabının değişmeyeceğini bildiğim için umutsuzdum fakat birden "Haftaya için bilet aldım ve Sinop'a geliyorum fıstık. Hepinizi çok özlemiştim zaten kısmet bugüneymiş." demişti ve ben şok geçirmiştim o kadar çok mutlu olmuştum ki anlatılmazdı o anki hislerim. Sonra telefonu kapatacaktık ki "Ama bu sefer tek değilim." demişti. Çok şaşırmıştım. Ne demek istediğini sorduğumda sabretmem gerektiğini söyleyip telefonlarımızı kapatmıştık. Sonra dediklerine çok takılmamam gerektiğini düşünmüştüm çünkü sonuç olarak Sinop'a geliyordu. Bizim yanımıza gelecekti. Daha ne isteyebilirdim ki. Bunu hemen gidip annem ve bamam ile paylaşmıştım. Onlar da en az benim kadar mutlu olmuşlardı.
~
Ablamın geleceği güne kadar evi güzelce annem ile toparlayıp , temizlemiştik. Annem de ablamın geleceği gün için sabah erkenden çeşit çeşit yemekler ve tatlılar yapmıştı. Kısacası ablam için her şeyi hazırlamıştık. Ablama onu havalimanına almaya gelmemizi ister mi diye sorduğumda bunu kabul etmemişti. Ben de ısrar etmemiştim. Annem , babam ve ben ablamı beklemeye başlamıştık. Zil çalmıştı ve ben koşarak kapıya gitmiştim. Annem ve babam da benim arkamdan gelmişlerdi. Kapıyı açmamla birlikte ablama öyle sıkı sarılmıştım ki bir daha bırakmayacakmışım gibi. Hâlâ sarılışımızı hatırlıyorum.
~
Kapıdaki sarılma faslı bittikten sonra ablamın arkasında genç bir erkek görmüştüm. Evet yakışıklıydı hem de fazlasıyla. Boyu 1.80 civarındaydı. Hafif uzun olan kahve saçları ve ela gözleriyle oldukça çekici duruyordu. Biçimli , kemikli burnu onu karizmatik bir hâle getiriyordu. Annemgil de fark etmiş olacak ki gözleriyle ablamın arkasındaki kim olduğunu bilmediğimiz adamı süzmüşlerdi. Ablam durumu anlayınca hemen "Anneciğim , babacığım hayırlısı ile bir içeri girelim. Size anlatacağım. Meraklanmayın , herhangi bir sorun yok." demişti gülümseyerek. Annem ve babamda ikiletmeden kafalarındaki soru işaretlerini bir kenara koyup valizleri almaya yardım etmeye başlamışlardı. Tabii bende.
~
Valizleri odaya götürmüştük ve salona geçmiştik annem ablamgile aç olup olmadıklarını , bir şey isteyip istemediklerini sorduğunda olumsuz yanıt alınca o da yanıma oturmuştu. Ablam ile kapıdaki genç çocuk karşı taraftaki koltuğa bizde annem ile onların karşısındaki koltuğa oturmuştuk. Babam ise camın önündeki tekli koltukta bizden sonra yerini almıştı. Annem , babam ve ben ikisine de merakla bakıyorduk. İçimizdeki tedirginliğe de engel olamıyorduk doğal olarak. Ablamın ilk lafı uzatacağını düşünsem de öyle olmamıştı ve direk "Bu yanımda gördüğünüz adam Emir yani benim erkek arkadaşım ve biz ciddi düşünüyoruz." demesiyle annemin tansiyonu birden fırlamıştı. Kadıncağız neye uğradığını şaşırmıştı. Babam sakin olmaya çalışmıştı ama annem böyle olunca bu konuda konuşmak yerine anneme ilaçlarını verip birlikte odalarına çıkmışlardı. Ablam ne kadar çok annemin yanına gitmek istesede babamdan önce onu ben engellemiştim. Çünkü annem o an ablamın yüzüne baksaydı dayanamazdı. Daha kötü olurdu kadıncağız. Ablam da beni engellemeyip tekrar koltuğa geçmişti. Sonra salonda sadece ben , ablam ve Emir denen o çocuk kalmıştık. Ablama sinirlenmiştim. Evet bu onun özel hayatıydı anlıyorum ama insan da bunu pat diye söylemez ki sonuçta annesi ve babası , ikisinin yaşları da malum. Ablam beni Emir ile tanıştırmıştı. Bana mı öyle gelmişti bilmiyorum ama birbirimizi gördüğümüzden beri Emir'in gözlerini üzerimde hissetmiştim. Çok garip gelmişti ama çok da rahatsız hissetmiştim. Emir'in de Göz alanında uzmanlık okuduğunu öğrenmiştim. Ablam Emir ile üniversitenin ikinci yılında tanıştığını söylemişti. Sadece bir yıl birbirlerini tanırken nasıl ciddi düşündüklerini aklım almamıştı. Bu konuyu ablam ile yalnız konuşmanın daha akıllıca olduğunu düşünüp aklımdakileri rafa kaldırmıştım.
~
Emir uzun süren sessizlik ardından gözleri beni baştan aşağıya süzerek bana "Sen ne düşünüyorsun Zeynep üniversite için ne istediğin hakkında bir fikrin var mı? Seve seve yardımcı olurum." demişti sırıtarak. Gerçekten sırıtmıştı ama ablam onun yüzünü görmediği için farkında değildi. Gayet ilgili bir abi gibiydi ablam için o an. Ama bana çok farklı gelmişti hareketleri. Gözleri beni neden baştan aşağıya süzmüştü ve bana neden sırıtıp durmuştu ki? Annem ve babam varken daha normal gelmişti hareketleri. Sanırım bende bir sorun vardı. Kafamı sallamış ve bu düşüncelerden kurtulmayı ummuştum.
~
Benim okul hayatımdan bahsetmiştik bir süre. Sonra ablam üniversitesinden , arkadaşlarından bahsetmişti. Universite anılarından bahsedip bizi güldürmüştü. Kafamdakileri kenara koymuştum. Onunla göz göze gelmemeye özen göstermiştim konuşma boyunca. Böylesi daha iyi hissettirmişti.
~
Artık akşam oldu ve annem ile babam aşağıya inmişlerdi. Annem masayı hazırlayacağını ve yemekleri ayarlayacağını söyleyip mutfağa geçmişti. Bizde ablam ile anneme yardım için kalkmıştık. Ablam ile Emir konusunu bu akşam konuşmamayı tercih etmişti babam , yarın konuşmanın her açıdan daha iyi olacağını söylemişti. Bizde babamı haklı bularak konuyu 'bir süreliğine' kapatmıştık. Yemeğe geçmiştik ve ablam yokken Sinop'ta olan bir kaç şeyden bahsetmişti annem , ablam da İzmir'den bahsetmişti. Ben konuşmamayı tercih etmiştim. Çünkü gerçekten Emir'in bakışlarını üzerimde hissediyordum. Neyin cesaretiyle bakıyordu bilmiyordum sonuçta kız arkadaşı yanındaydı ve ben kız arkadaşının kız kardeşiydim. Masada da o iki kızın babaları vardı. Nasıl yapıyordu ki bunu. Sanırım kimse de fark etmemişti ben dışında.
~
Yemek boyunca yemeğin bir an önce bitmesini dilediğimi hatırlıyorum. Emir'in bakışlarından rahatsız oluyordum ama içimdeki bir his beni ona doğru itiyordu. Bu hissi engellemeye çalışsam da pek başarılı olduğum söylenemezdi. Her ne olursa olsun bana bakması yanlıştı. Yemek bitti ve annemi ve babamı odalarına göndermiştik dinlenmeleri için. Bizde ablam ile mutfağı temizlemeye koyulmuştuk. Ablam lavaboya gideceğini söyleyerek mutfaktan ayrılmıştı ve o an aklıma gelmişti , Emir ile baş başa kaldığım gerçeği. Hareketlerimde herhangi bir farklılık göstermemeye çalışmıştım. Yaklaşık bir dakika sonra bana "Farkında değil misin?" demişti ve ben ne olduğunu anlayamamıştım. Ona bakmamaya çalışarak "Neyi?" diye sormuştum. Bana "Aramızdakileri." demişti. Tam bir şey demeye hazırlanmışken ablamın içeri gelmesiyle sessizce bulaşıkları yıkamaya devam etmiştim. Bu durum gittikçe kötüye gitmeye başlamıştı ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Uzak durmaya çalışıyordum ama uzak durmak istemediğimi o zaman anlamıştım.
~
Mutfak işi bittiğinde ablam odasına , ben odama , Emir ise salonda ona hazırlanan koltuğa geçmiştik. Odama girer girmez kendimi yatağıma attığımı hatırlıyorum. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum ve düşünmek istemiyordum. Her şeyi kenara bırakıp uyumak istemiştim ve kısa bir süre sonunda kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.
Yorumlarınızı eksik etmeyin! Öpüldünüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATA
Romance"Yutkunuyorum ve ağlamamak için kendimi zorluyorum ama gözyaşlarım bu çabama karşı galip geliyor"