Dokunuşları

14 1 0
                                    

Devam ediyoruz...

Artık babam bu konuya bir netlik kazandırmıştı. Ablam ile Emir'e bunun için acele etmemeleri gerektiğini , ciddi düşünüyorlarsa bile birbirlerini daha iyi tanımaları gerektiğini söylemişti. Annem babamın açıklaması üzerine memnun olmuştu. Ben fikrimin ne olduğunu bilmiyordum.

~

O sıralar evde de vakit geçiriyorduk ve Emir de vardı. Beni izlemeleri bitmemişti , bana her zamanki gibi sırıtarak bakmaya devam ediyordu. Bundan hiç memnun değildim çünkü ablamın sevgilisiydi. Ablamın sevgilisi olduğunu kendime her zaman hatırlatıyordum yanlış şeyler olmaması için.

~

Gitmelerini dört gözle bekliyordum. Gerçekten artık bu duruma daha fazla dayanamazdım. Oysaki ablamın gelmesiyle ablamla vakit geçirmek , gezmek tozmak için sayısız planım vardı ve Emir sayesinde hepsi çöp olmuştu. Ve beni zor duruma düşürüyordu. Kimse fark etmiyor olabilirdi ama bu fark etmeyecekleri anlamına gelmiyordu. Hayatım Emir'in etkisiyle bozulmaya başlamıştı , kendimi odaklayamıyordum.

~

İzmir'e dönecekleri gün sonunda gelmişti. Çünkü artık Emir'in bendeki kötü hissiyatı da bitmiş olacaktı. Hayatımda olmayacaktı. Ama ablam gideceği için ve yine uzun bir süre görüşemeyeceğimiz için gerçekten çok mutsuzdum. Emir mahvetmişti. Hiç bir şeyden habersiz olsa bile. Beni psikolojik bir yıkıma uğrattığından haberi yoktu. Kendime iyi şeylere odaklanmam gerektiğini tekrarlamıştım ve gülerek ablamı ve Emir'i havalimanında uğurlamıştık.

~

Sanırım dertsiz , rahat günlerime geçiş yapmıştım. Onlar gideli iki ay geçmişti. Ve ben yine hayat doluydum , neşeliydim. İki ayın sonunda artık okullar tatil olmuştu yaz tatili için ve ben üniversite sınavına girmiştim. Tercihlerimi Ankara içinde yapmıştım. Tercih sonuçlarım da bir süre sonra açıklanmıştı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini tutturmuştum. Küçüklüğümden beri kadınlar konusunda çok inceydim ve şiddet , aldatma gibi mevzularda hemen gaddar oluyordum. Bu yüzden hep haklı insanları , özellikle de kadınları savunmak isterdim. İstedigim bölümü tutturmuştum , mutluydum. Ve bunun üzerine tatil için Ankara'ya gitmeyi planlamıştım. Zaten artık Ağustos'a girmiştik gitsem iyi olurdu. Sinop'ta yaz tatilini geçirmekten pek hoşlanmazdım. Kuzenlerim hep Ankara da olduğu için orayı tercih ederdim en çok da Aydan için o da benim benden bir yaş büyük kuzenimdi , kardeşimdi. Aydan , sarışın ve uzun saçları olan alımlı bir kızdı. Boyu çok uzun değildi ama çok hoştu. Kibar yardımsever ve romantik bir kız olmuştu hep. Onu çok seviyordum... O sıralarda yine ablamla konuşmaya devam ediyorduk ve ben ablama da Ankara'ya gideceğim kesinleşince gideceğimi söylemiştim. Bana Sinop'a gelecek'ler'ini söylemişti ve onlar gittikten sonra gitmemin onu mutlu edeceğini söylemişti. Bende el mecbur kabul etmiştim. Ablamı görmek gerçekten çok istiyordum fakat yanında gelecek olan Emir aklıma gelince kafayı yememek için üstün bir çaba sarf ediyordum.

~

Gelecekleri gündü. Annem ile babamda çok mutlu sayılmazlardı sadece ablam için sustuklarını biliyordum...

~

Zil çalmıştı. Kapıdaki özlem giderme faslı bittikten sonra hep beraber içeri girmiştik. O yine aynıydı. O aynı Emir'di. Hissediyordum , bakışlarını , sırıtmasını hissediyordum. Ve bu gerçekten berbattı...

~

Akşam hava almak istediğim için anneme marketten bir şeyler almaya gideceğimi söyledim ve anında Emir bu saatte yalnız olmanın tehlikeli olacağını söyleyemişti ve annemde haklı bulmuştu. Ne diyebilirdim ki kabul etmek zorundaydım. Yola çıktık ve bana "Hava almak için dışarı çıktığını farkındayım , sahile geçelim." demişti. En sonunda sahildeydik. Ve bana benden hoşlandığını , kimsenin önemli olmadığını söylemişti. Ve ben bir an onun o kalın , açık pembe dudaklarını dudaklarım ile örtmüştüm. Yaklaşık bir dakika sonra ne yaptığımı fark edip kendimi çekmiştim ama ne ara belime indirdiğini bile bilmediğim ince parmakları ve damarlı kollarıyla beni tekrar kendine çekmişti. Onun , dudaklarıma yumuşak ama bir o kadar da sert olan dokunuşları beni kendine çekiyordu. Buna engel olamamıştım. En sonunda nefessiz kalarak alın alına kalmıştık. Yaptığımız çok yanlıştı ama o sırada sadece onun dudaklarına bakıyordum ve dudakları dışında başka hiç bir şey düşünmüyordum...

~

Beni kendinden çekip elimi eline alarak beni çekerek koşmaya başlamıştı evin ters tarafına doğru ve beni bir apartın odasına getirdiğini anlamam uzun sürmemişti. Hemen elimi elinden çekerek gitmek için hareketlendiğimde beni döndürüp dudaklarımı dudaklarına hapsetmişti. Evet hapsetmişti. Çünkü dudaklarındayken sadece onu düşünüyordum. Etrafındakileri , etrafımdakileri unutuyordum. Öpmeye devam etmişti. Üstümdeki ince siyah hırkayı üstümden çıkarıp atmıştım , Emir o sırada hızlıca siyah bol tişörtünü çıkartmıştı. Ben de onu takip ederek üzerimdeki beyaz v (v şeklindeki) yaka ince tişörtü kollarımdan sıyırmıştım... Üzerimde sadece siyah sutyenim kalmışken yavaş ve canımı yakmayan hareketlerle sutyenimi üzerimden çıkarmıştı...

~

Sabah karşılaştığım manzara ile afallamıştım ve hazırlanıp Emir'in 'saklarız' vebenzeri dediklerini umursamayıp aparttan dışarı çıkmıştım. Ağlıyordum , hıçkırarak ağlıyordum. Sahile gelmiştim ve hâlâ ağlıyordum. Sahile bakarak "Aptal!Aptal!" diye bağırıyordum kendime. Acınacak haldeydim. Bir süre daha oturmaya devam etmiştim artık akşam olmuştu. Ben ağlamaktan helak olmuş bir vaziyetteyken ablamın benim adımı seslenişiyle güzel sesini kulaklarımda hissetmiştim. Ona , onun o güzel yüzüne bakarak bu iğrençliği nasıl derdim ki canımın içine. Seslenişine bakmadım ve o benim yanıma gelmek için koşmaya başlamıştı. Gitgide yaklaşıyordu , ilerliyordu ve yanıma gelmişti. Perişan halime bakarak usulca oturdu yanıma. Saçlarımı kulağımın arkasına alarak "Güzelim ne oldu sana! Söyle bana , yardım edeceğim sana!" demişti ve ben ona güzel kokan o bedene sarılmıştım. Bana güzel kollarını sarıp sarmalamıştı. Ne kadar iğrençtim. Bir kaç dakika sonra ayağa kalkarak "Zeynep , peki Emir nerede?" diye sormuştu. Hiç bir şey diyememiştim. Ağzımdan tek bir kelime bile çıkamamıştı...

~

Ayağa kalktım ve hıçkırarak ağlayarak bir anda "Ab-Abla abla b-ben gerçek-gerçekten çok özü-ür dile-erim." demiştim. Bana anlamayarak bakmıştı. Ve ben tekrarlamıştım "Gerçekten gerçekten çok özür dilerim ablam." Ablam ne dediğime anlam veremez bir şekilde bakmaya devam etti. "A-abla be-en E-e-emir ile..." diyip hıçkırıklarımdan devam edememiştim. Bu çok acıydı , gerçekten çok acıydı. Bana gözlerini büyüterek "Sen Emir ile ne! Söylesene Zeynep!" demişti sesini bir öncekine göre biraz daha yükselterek. Sanki gözlerinde umut vardı , ona bir şeyin olmadığını söylememi ister gibi bakmıştı ya da o anki halimle bana öyle gelmişti. Kısa bir süre sonra ablam benim cevap vermem yerine hıçkırıklara boğularak ağladığımdan dolayı bu sefer sesini çok daha yükselterek "Sen Emir ile ne! Yeter! Söyle!Söyle Zeynep!Bana bak!" Bende ağlayarak "Emir ile be-en be-beraber ol-" diyemeden o sıcacık elini sadece bir an sertçe yanağımda hissetim ve eli aşağı süzüldü. Bir süre sonra gözleri dolmuş bir şekilde bana "Sinir değil de... Hayal kırıklığı bu..." deyip arkasını zar zor dönerek sendeleyerek gitmişti...

HATAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin