Ölümcül Sanatların Krallar Hükümdarlığı Atölyesi, 1987
Efendi Lin: Günaydın, Marcus.
Korkarım gelişinizle ilgili haber tüm okula yayıldı.
Ünün, şüphesiz, karmaşaya neden olacak.
Sizin gibi bir çocuğun uyarılması için yüksek bir ayrıcalıktır.
Sınıf arkadaşlarının birçoğu, ikinci, üçüncü hatta dördüncü nesil mirası. Oysa sen isimsizsin.
Bazıları seni test etmek isteyecektir. Nedeni ne olursa olsun hiçbir öğrenciyi öldürme.
Bir dünya lideri ya da başka biriyle kan davası için sizi işaretler.
Marcus: "Liderler" derken "suç örgütlerini" kastediyorsun.
Efendi Lin: Küçük bir fark var.
Atalarım bu okula biz Çinlilere sığırlardan daha düşük muamele edildiğinde başladı.
Ölümcül sanatlarda ezilenleri eğitmek için bir okul, bir dünyayı kendi çıkarları için daha fazla şekillendirebilirler.
Zaman geçti. Ünümüz arttı, ve dikkatimiz genişledi.
O zamandan beri dünyanın en ünlü ve azılı suikastçılarını eğittik.
Ama ben her zaman gerçek var olma sebebimizi hatırladım.
Toplumun en düşük seviyelerinde olanların da güce sahip olmasını sağlamak.
Geçmişini biliyorum, Marcus-- Sana kimin zarar verdiğini biliyorum.
Bize neden katıldığını biliyorum. Kalbinde kalan intikam alma hırsını biliyorum.
Ve bunu beslemek, keskinleştirmek ve hassasiyeti öğretmek isterim.
Büyük arzunu yerine getirmeni istiyorum. Ama önce...
(Marcus, Efendi Lin'in verdiği okul formasını giyer.)
.
.
"Öğreneceğin çok şey var."
(Marcus okula girer.)
Şimdiden bu yerden nefret ediyorum.
Suratsızlar denizi.
Korkusuz ve her şeyden üstün olduklarını yutturmak konusunda umutsuz vakalar.
Numaracılar.
Dünyanın her köşesinden pislikler var.
Hepsi içgüdüsel olarak aynı hoşnutsuz cepheye çarpıyorlar.
Ne kadar açık ve önceden programlanmış olduğunu görmek için çok aptal.
Havalı olmak için endişe ediyorlar.
Klanlarının görgü kurallarına aykırı davranmaktan endişe ediyorlar.
Nereden oldukları önemli değil, çocukların hepsi böyle--
Acımasız.
Tek fark, bu yerde... Sırtına sapladıkları hançer gerçek.
Çok kendini beğenmiş. Kabilelerinde güvenli bir şekilde kozalanmış.
Yabancıyla uğraşıyorum.
(Marcus okul dolabını açar ve içinden bir oyuncak bebeğe saplanmış, "çocuk katili" yazısı çıkar.)
Hiçbir şey insanları aynı şekilde bir araya getirmez.
(?): Sen bir Amerikan mısın?
Marcus: Pardon?
(?): Uyruğun.
Amerikan değilsin.
Nesin sen?
Marcus: Nikaraguanlıyım.
(?): Aynı farklılık. Araplar, Türkler, Filipinliler...
Hiçbiriniz buraya ait değilsiniz.
Dixie Çetesi seni izliyor, Muchacho. (delikanlı)
Marcus: Harika, ben de seninle tanıştığıma sevindim.
(Marcus dolabına döndüğünde arkasından başka biri konuşur, dört kişilerdir.)
(??): O köylüyü umursama.
Marcus: Hmm?
(??): Karışmış kromozomlar. Babacık ve kızı işleri, değil mi?
Marcus: Heh. Muhtemelen.
(??): Biraz ün kazandın. Sınıfın yarısı çok korkmuş...
Diğer yarısı da seni denemek istiyor.
Marcus: Oh, pekala.
(??): Hikayen ne, Holmes? Kartel misin? Orta Amerika mı?
Marcus: Hayır. Ben... Ben bağlantılı değilim.
(Yanındaki kız atılır.)
Maria: Şimdi öylesin. Hadi ama.
Ben Maria. Bizimle takılabilirsin. Kabul töreni hakkında konuşacağız.
Marcus: Pek katılımcı biri değilim.
Maria: Eğer kendi insanlarınla beraber olursan her şey daha güvenli olur, Marcus.
Artı olarak, bu benim seni tanımamı kolaylaştıracak.
(??): Hadi, bebeğim. Bu pendejoyu siktir et. (İspanyolcada aşağılamak için kullanılan kelime.)
Burada tek başına sikişmek istiyor, bırak gitsin.
Maria: Hoşçakal, Marcus.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEADLY CLASS ✗ [Türkçe Çeviri]
AdventureDavid Lapham'ın ''Deadly Class'' çizgi romanının çevirisi.