Babası tarafından sevilmeyen bir kız,sevgilisi tarafından aldatılsa ne olur?Terk edilse ne olur?Babası sevmemiş zaten.Bir de elin adamından onu sevmesini mi bekleyecek?
"Öykü,neredesin?"
"Buradayım anne!Ne oldu? "
"Hadi gel!Yemek yiyeceğiz.Baban seni çağırıyor."
Babam,dedim sessizce.Babam...Belki de uzun zaman sonra kızını çağırıyordu.Şaşırmıştım.Derinlere dalarken birden toparladım kendimi,hırkamı giydim ve mutfağa doğru ilerledim.Herkes masadaydı.Annem,babam ve erkek kardeşim,Uğur.Beni bekliyorlar gibiydi.Hızlıca gittim ve yerime oturdum.
"Nasılsın?dedi babam.
Önce duraksadım ve "iyiyim" dedim.
"Ne yaptın bugün okul çıkışında?"dedi.
"Arkadaşlarla buluştuk"dedim.
"Öyle mi peki ben seni niye bir erkekle gördüm?"dedi sert sesiyle.
Bir şey diyemedim çünkü arkadaşlarımla değil sevgilimle buluşmuştum."Cevap ver!" diye bağırınca yerimden sıçradım.Bu kez eliyle çenemi tuttu ve yine "cevap ver!" diye bağırdı.
Sadece "özür dilerim"diyebildim.
"Seni bir daha bir erkekle görmeyeceğim!"deyince"Tamam baba"dedim.Baba dememle gözümdeki yaşlar bir bir düşmeye başladı ve odama gittim.Babamın sevgisi bu kadardı işte bir "Nasılsın?"sorusuyla sevgisini gösterip anında bitiriyordu.Pek de alışkın olmadığım şey değil aslında çünkü her seferinde bağırır,kızar ve beni ağlatır.Her gün babam için ağlıyorum.Babamın sevgisizliğiyle büyüdüm ben.Düşe kalka değil sevgisizlikten ve ağlamaktan büyüdüm.Ama,Uğur öyle değil.Babasının biricik evladı,gözbebeği.Kardeşimi kıskanıyor muydum?Tabi ki kıskanıyordum. Babam beni sevmezken Uğuru her sevdiğinde içim acıyor ve kıskanıyordum.Ama tabi ki bunu kardeşime belli etmiyordum.Biliyorum belli etsem üzülecek."Neyse" dedim içimden.Her gün kafamı bu konularla yoruyorum zaten.Uykumun geldiğini farkettim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
"Ooof hadi Öykü bir hazırlanamadın!" "Tamam,Ceren rujumu da süreyim geliyorum hemen." "Tamam hadi çabuk!" "Bitti bile artık çıkabiliriz." "Sonunda!"
Ceren'i birazcık beklettikten sonra buluşmak için hazırdım.Ne kadar babam beni sevmese de haftasonu dışarı çıkmama bir şey demiyordu.Aslında umursamıyor desem daha doğru olurdu.Ama bir erkekle görürse çok kızıyordu.Ve ben de bugün sevgilimle buluşacaktım.Korkuyorum aslında ya babam bizi bir daha görürse diye sonra boşver Öykü diyorum nasıl olsa baban seni sevmiyor.İster kızsın ister dövsün diyorum demesinede üzülüyorum işte.Bende her kız çocuğu gibi babası tarafından sevilmek isterdim,ama olmuyordu işte. "Neyse" dedim her gün babamı düşünüp üzülüyorum zaten bugün biraz kafamı dağıtırım diye düşündüm.Cerenle hiç konuşmamıştık neredeyse.Üzüldüğümün farkındaydı ama hiçbir şey sormamıştı o da biliyordu ne için üzüldüğümü.Ceren benim en yakın arkadaşım,her şeyimi bilen,her sırrımı tutan,her derdime koşan arkadaşım.Onun yaşantısıyla benim yaşantım çok farklıydı.O babasını çok seviyor babası da onu çok seviyor.Babasının yaşam kaynağı diyebilirim.Çünkü hayatta en değer verdiği kişi kızı,yani Ceren.Ceren'in annesi iki yıl önce trafik kazasında ölmüştü.O zaman tanışmıştık Cerenle.Hiç tanımadığım kızın annesinin cenazesine katılmıştım.Ceren çok ağlıyordu.Çok üzülmüştüm,ben teselli etmiştim.O günden sonra da en yakın arkadaş olmuştuk zaten.Adımlarımız hızlandıkça bu düşünceleri bir kenara attım.
Kafenin önüne geldiğimizde heyecandan yerimde duramıyordum resmen.Sanki ilk defa buluşacakmışız gibi hissediyordum.Bir taraftan Ceren beni sakinleştirmeye çalışırken ben de Cem'i aradım."Geldin mi hayatım?"dedim."Evet"dedi.Bir kez daha ayna da kendime baktığımda Cerenle içeri girdik.Cem'i gördüğümüzde yanına gittik ayağa kalktı,sarıldık.Cerenle tokalaştıktan sonra oturduk.Biz Cem'le konuşurken Ceren de telefonuyla uğraşıyordu.En huzur bulduğumun yanındayım ve mutluyum en azından aile yaşantımı unutturuyordu.Sevdiğimin omzuna başımı koydum.Cerenin çaktırmadan fotograf çektiğini gördüm ve sevdiğime aşkla baktım.Telefonuma mesaj geldiğinde Cerenden olduğunu gördüm.Çektiği fotoğrafı atmıştı.Çok güzel çıkmıştık.Telefonu elime aldığımda aklıma Cem'in telefonuna bakmak geldi.Her sevgilinin yaptığı klasik şeylerden biriydi artık bu alışkanlık.Rastgele fotoğraflara,mesajlara ve sosyal medya hesaplarına bakarken bir mesajlaşma dikkatimi çekti ve numarayla mesajlaşmıştı.Mesajları açtım,açtıktan kısa bir süre sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı.Şaşkınlıktan bir şey diyemiyordum.Gözlerimden yaşlar bir bir düşmeye başlamıştı.Hayat o an acımasızlığını gösteriyordu işte.En mutlu olduğu anda mutsuzlaşıyordu insan,hayatta hiç mutlu olmamış gibi.Belki de mutlu bile değildir de mutlu gibi gözükmeye çalışıyordur.Belki hayata tepkisidir.Belli mi olur belki de dalga geçiyordur.Hiç belli olmaz.Tepkiler her insanı şaşırtır.Sahte gülüşler,sahte ağlamalar,sahte üzülmeler.Hepsi sahte.Bir gerçeklik payı olmayan tepkiler.İçi ağlayan insanın gülmesi gibi.Aslında bu sahtelik kötü bir şey değildir.Çünkü insanın güçlü olmasını gösterir.Ya anlatmaya dermanı yoktur,ya da gerçekten güçlü görünmek için gülüyordur.Öykü'nünki de ağlamaktı.Acaba mutluluktan mı ağlıyordu?Üzüntüden mi?Yoksa nefretten mi?
"Güvenmiştim düştüğüm tüm uçurumlar bu kelimede saklı."Ve ben bir kez daha yıkıldım.Babamın eksikliğini Cem'le kapatmaya çalışırken meğer daha çok açılıyormuş.Babamın isteği üzerine benimle sevgili olmuş.Babam ne derse onu yapıyormuş,Cem.Ve yaptığının karşılığında da para alıyormuş.Mesajlarda da şöyle yazıyordu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA
Teen FictionSizlere baba-kız sorunsalını değişik bir açıdan öyküledim beğenirseniz devamı gelecek.Devamı gelsin diyenler 🙋