1.Bölüm:Gelmemeye Giden.

39 5 15
                                    

1.Bölüm:Gelmemeye Giden

*Bir şehir kadar kalabalık yalnızlığım...*

Ben Ekim.19 yaşındayım.Hiçbir zaman normal bir çocukluk geçirememin ardından,ailemin bana gösterdikleri psikolojik şiddet yüzünden bu yaşıma kadar çevresi tarafından anlaşılan biri olmamıştım.Hayatımda beni anlayan ve sürekli yanımda olan bir tek dedemdi.Her ne kadar beni bu içimdeki yalnızlıktan kurtaramaya çabalasada ben çabalarına hiçbir zaman olumlu bir tepki göstermemiştim.Gittiğim yüzlerce psikiyatristler tarafından her zaman başka bir psikiyatrise yönlendirilmiştim.Ama her seferinde değişmeyen halimle kendimi odamda bir başıma buluyordum.Ailem benim bu tavırlarımı her ne kadar bir umutsuz vaka olarak görsede sevgili dedem daima yanımda olmaya devam etmiş ve asıl onların sorunlu olduğunu söylemişti.
Lise yıllarım boyunca hergün şiddetli olarak geçirdiğim sinir krizleri ve her seferinde koluma takılmış sakinleştirici bir serumla hastane yatağında yatmam...
Geçirdiğim en zor yıllarımdı.

Şimdi ise 19 yaşında bir genç kızdım.Ailemin bitmek tükenmek bilmeyen ısrarları üzerine hâlâ haftanın belirli günlerinde bir psikiyatrisle görüşüyordum.Yeni ve deneyimli bir psikiyatris...

"Eee,biraz da nelerden hoşlanıyorsun onlardan konuşalım" dedi sevgili psikiyatristim Güzin Hanım.Hiç bir zaman yüzünde eksik olmayan bir neşesi vardı ve bunu benim yüzümde görebilmek için her şeyini verirdi.Bense
yıllarımın bana kattığı en büyük şeylerden biri olan sessizliğimi her
zaman olduğu gibi korumaya devam ettim.Güzin Hanım'ın sorularına verilebilecek en kısa cevapları veriyordum.Önceden
gittiğim psikiyatrislerden biri olsaydı eminim şuan delirmiş beni yeni bir psikiyatrise yönlendirmişti."Mesela film izlemekten yada kitap okumaktan hoşlanır mısın Ekimciğim?"dedi Güzin Hanım beni bu boğuk düşüncelerimden sıyırıp.
Hoşlandığım ve tek zevk aldığım şey resim çizmekti.Sanırım hayatımı bir resim çizerek bile anlatabilirdim.Derin bir nefes verdim.Elimdeki takmayı sevdiğim yüzüklere bakıp"Resim çizmeyi seviyorum."dedim.Bana sorduğu hevesli sorusunu kısık ve keyifsiz çıkan sesimle cevaplamıştım ama cevap vermem benim için değil karşımda oturan,hayatına daima pozitif yönde bakmaya çalışan psikiyatristimi sevindirmişti.
"Harika,peki ne tür resimler çiziyorsun?"dedi elindeki kalemiyle siyah defterine küçük notlar alırken.Her zamanki gibi soruları asla bitmiyordu.Gerçekten bazen beni çok zorluyor ve sıkıyordu.
Sıkıldığımı belli etmek için rahatsız bir nefes verdim.Ama Güzin Hanım çok ısrarcı biriydi.Hâlâ sorusunun cevabını beklediğinde önceki ses tonumdan daha kısık bir sesle
"Farketmez."diyerek önemli bir sorusunu daha cevaplamıştım.
Aynı zamanda elimdeki telefondan seansımın bitiş saatlerini sayıyordum.Bunu fark eden psikiyatrsitim"Önemli bir görüşmen mi var tatlım?"
dediğinde elimdeki telefonu kapattım.Soru sorar şekilde yüzüme bakmaya devam ediyordu.
Artık dayanamayacaktım.Bu sefer öncekinden daha yüksek bir sesle
"Sıkıldım.Söylediğim tek kelime psikiyatristimin her zamanki gibi şaşırmadığını gösterdi.Çünkü her seansımızda,her defa dile getirdiğim kıymetli kelimelerden
biriydi.Boğazını temizleyip
"Tamam,sen nasıl istersen.Ama diğer seansımızda daha derin konuşacağız.Çıkabilirsin.dediğinde ben çoktan ayağa kalkmıştım.Hiç birşey söylemeyip kapıya yöneldiğimde son anda arkamdaki doktoruma dönüp"Karakalem çizmeyi daha çok seviyorum."
Doktorumun yüzünde küçük bir şaşkınlık ve tebessüm oluştuğunda kapıyı açıp dışarı çıktım.
Şaşırmasının nedeni çok uzun bir zaman sonra ilk defa bu kadar uzun bir cümle kurmamdan dolayı oluşmuştu.

Kar Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin