0.6

17 7 34
                                    

İçimdeki kelebekleri durduramıyordum. Ege benden özür dilemişti. Kendi kendime boş triplere girmiştim aptal gibi. Hâlbuki her şey koca bir yanlış anlaşılmadan ibaretmiş.
Bu vakadan sonra tabi ki de kendi kendimi avuttuğum sözlerim toz olup uçmuştu.

"Görüşürüz." Diye Mira'ya el salladıktan sonra iki sokak ilerideki bizim eve doğru yürümeye başladım. Evlerimiz yakındı.
Aslında bizim evin hemen yanındaki eve Mira ve ailesi taşınacaktı ama , Ege'nin ailesi de olaya karışınca durum arap saçına dönüşmüştü. Ev sahibi nedenini bilmediğim bir şekilde evi Ege'nin ailesinin kiralamsına izin vermişti.  

Sırt çantamdan anahtarı çıkarıp kapıya yerleştirmiştim ki ismimi duymamla arkama döndüm.

Bismillahirrahmanirrahim...

"Kumsal"

Karşımdaki insanın hâlâ Ege olup olmadığını idrak edememişken yine konuştu:

"Nasılsın?"

Gülümseyerek cevapladım"İyiyim teşekkürler, sen nasılsın? "

"Ben de iyi."

"İyi olmana sevindim."derken eli ensesine gitti.
Bu çocuk bana bir şey mi söylemeye çalışıyordu?

"Bir şey söyleyeceksin herhalde."dedim kıkırdayarak.

"Evet. Şey, galiba annenler iş gezisine gitmiş. Yani annem öyle söyledi."

"Doğru söylemiş."

"Özetle annem bu akşam yemeğini bizde yemen için seni davet etmemi söyledi. Ne dersin?"

Gülümsememeye çalışarak dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bilmem olur mu ki?"

"Olur bence." Dediğinde bu sefer gülümsememe engel olmaya çalışsam da başaramamıştım. Buna karşı koymak imkansızdı çünkü.

"Tamam o zaman . Ben bir şeyler giyip geliyorum."

Kısa bir bakış attıktan sonra konuştu
"Bence gerek yok. Böyle iyi . Zaten akşam da oldu. Eve girme bence sen. Hemen gidelim kurt gibi açım çünkü."

Üzerimdeki tişörte bakıp sonra tekrar Ege'ye baktım. Cidden üşümüştüm.
O da yeni anladığını belli edercesine bir işaret yaptı."Ha sen anladım. Üşüyorsun. Ya kızım boşversene zaten iki adımlık yer."

Göz devirmekle karşılık verdim.

O da pes ederek ofladı.
"Madem bu kadar üşüyorsun. Al o zaman." Diyerek üzerindeki siyah hırkayı çıkarıp bana uzattı. Ben ona uzaylıymış gibi bakarken "Alsana." Diye tekrar etti.

Nefes alış verişlerimi düzene sokup uzattığı hırkasını alıp üzerime geçirdim.
Bu kadar inatçı olmak zorunda mıydı acaba? Sırf beni içeri yollamamak için kendi hırkasını vermişti. Hayır yani, beş dakikada gidip alsam ne olacaktı?

Kapıyı çaldık ve annesi açtı.
"Hoşgeldin Kumsal."

"Hoşbuldum Rana Teyze. "

"Ege arkadaşına salona kadar eşlik et oğlum. Malum anne yemeklerini özlemiştir. "
Dışardan biri bunları duysa sanki annemler beş altı yıldır eve gelmiyor, sanardı.
İçeri girip sofrayı gördüğümde resmen cennete düştüğümü sandım. Harika görünüyordu.

MELODİ || texting...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin