Değişim

4.bolum

Sabah sanki biri beni dürtmüş gibi aniden uyandım. Normalde kolay kolay uyanan biri değilimdir fakat dün yaşadıklarım uykumu kaçırmaya yetmişti. Yatağımın hemen kenarında bulunan komidinden telefonu alıp saate baktım. 06:40. Uyanmam gereken saate de az kalmış zaten. Yatağımdan çıkıp banyoya doğru ilerledim kısa bir duş aldım iç çamaşırlarımı giyip saçlarımı kuruttum ve dolabımın karşısına geçtim. Siyah deri eteğimi, dizimin hemen yukarısında biten siyah mat çorabımı bordo t-shirtümü alıp üzerime geçirdim. Saçlarımla uğraşmaya üşenip doğal haliyle bırakma kararı aldım. Siyah dr. martenslarımı ayağıma geçirdikten sonra bordo çantama gerekli eşyaları tıktım. Hafif(!) makyajımı yapıp deri ceketimle birlikte odamdan çıktım. Telefonuma gelen mesajla gözüm saate kaydı. 08:26. Cidden bu kadar uzun sürdüğünü farketmemiştim. Okula gittiğime ve çıkışta prova olduğu dair bir not yazıp aceleyle evden çıktım.

****

Okulda Barbie ve tayfasıyla henüz karşılaşmamıştım. Dersimin olduğu sınıfa,fizik sınıfına doğru ilerledim. Ne kadar belli etmesemde sayısal dersleri iyi olan bir öğrenciydim sözeldense nefret ederdim.  Fizik sınıfı pek dolu değildi cam kenarında olan sıraların 3.süne geçtim ve telefonumdan şarkının sesini yükselttim. Dışarıda kulaklıkla pek fazla yüksek seste şarkı dinleyemiyordum, insanların bana garip garip bakmasına neden oluyordu ki göürünüşüm yüzünden bile bu bakışlara maruz kalıyordum. 

Dersin ilerleyen saatlerinde sınıftan çok daha ileride fizik bilgim olduğunu farkedip rahatlamıştım daha az ders çalışmak? Kim rahatlamazdı ki. Öğretmenimiz bizi serbest bıraktığını söylediğinde çantamdan karalama defterimi çıkarttım.Defterin sayfalarını kurcalayarak ceza günü yazdığım şarkıyı buldum ve onu tamamladım. Sınıftan çıkarken birine çarptım. Kim olduğuna bakmak istediğimde Matt olduğunu farkettim o da yeni farketmiş gibiydi " hey yeni kız dikkat et!" diyip güldü bende gülümsedim " sonraki dersin ne?" diye sordu "Umm.. Matematik. Senin?" dedim. Kolunu omzuma attı " Aynı" dedi gülümseyerek sınıfa doğru ilerledik.

Ders boyunca Matt hakkında bir çok şey öğrenmiştim, vaftiz adına kadar. O da benim hakkımda öğrenmişti tabii , yarı Türk olmam vs. Okul çıkışında okul binasının önünde Matt'i beklerken okulun önüne park etmiş bir arabanın içerisinde Chris ve ugh.. Barbie? Garip bir durumdu. İlk gün bahsettiği sevgilisi Chris'ti demek ki. Acaba bundan Andy'nin haberi var mıydı.. Umursamamayı tercih edip üstü açık bir arabayla önümde gülümseyerek bekleyen Matt'e gülümseyip arabaya bindim.

****
Matt'le birlikte Andy'nin evine gittiğimizde daha kimse gelmemişti. Okulda yarım bıraktığımız sohbetimize kahkahalar eşliğinde devam ettik. Matt'in telefonu çaldığında ekrandaki isme baktı ve benim ismi görmeme fırsat vermeden uzaklaşıp telefon konuşmasını yaptı. Yaklaşık 15 dakika sonra Matt geri gelip "Bu gün prova yapmayacağız. Umm... Önemli bir işimiz var. Eve burdan kendin gidebilir misin? Her neyse ben götüreyim en iyisi."

****
"Bu kadar erken geleceğini bilmiyordum." dedi. Salonda büyükannemle birlikte kahvelerini içiyorlardı, ne içtiklerini anlamak zor değildi eve sinmiş kahve kokusundan dolayı. "Merhaba büyükanne.Üzerimi değiştirip çıkacağım burayı keşfetmek istiyorum." dedim. "Nasıl istersen tatlım."
Odama geçip dolabımdan siyah dar paça pantolonumu ve uzerinde beyaz bir baskısı olan tshirtümü aldım. Üzerimdekilerden kurtulup dolaptan aldıklarımı giydikten sonra ceketimin cebine bir miktar para koyup telefon ve kulaklığımı elime alıp evden çıktım.
***
Kulaklığımda çalan şarkının bile bastıramadığı seslerin olduğu yerden hızla uzaklaşmaya çalıştım, barların olduğu bir sokaktaydım. Biraz ilerledikten sonra şarkıyı daha net duyabildiğimi farkettim demekki yeterince uzaklaşmıştım. Telefonumdan saate baktım, 23:20 eve gitsem iyi olacaktı. Adımlarımı hızlandırdım ama kısa süre sonra adımlarım tamamen durdu. O gerçekten Andy miydi?