▶Başladığınız tarihi buraya burakabilirsiniz.◀
23.03.1704
'Ben Cass
Bir korsanım aynı zamanda her yüzyılda bir kez doğan iki büyücüden biriyim.Hangi tarafta savaşacağım bildirilmedi ama babam onlardan olacağımı söyledi ve beni gizlemek için denize açıldık.Babamın dediğine göre büyülerim kara büyüymüş ve Araftan gelenlerin kralına hizmet edecekmişim.Bu hiç istemediğim birşeydi.Kötü olmak ve onunda ötesi şeytanla iyileri öldürmek için anlaşma yapmaktı.'Derin bir nefes alarak gözlerimi günlüğümün yazmakta olduğum sayfasından çekerek kamaramda gezdirdim.
Bir buçuk hafta kadardı herhalde limandan ayrılışımızın üstünden geçen zaman.Çok tedirgindim sakin olmaya çalışarak olduğum yerden kalkarak aldığım nefesi geri buraktığım anda kamaranın kapısından bir ses duydum.
"Cassandra baban seni çağırıyor."Sakince kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı açtım bu geminin gözcüsü Charles'di.
"Tamamdır Charles." Diyerek babamın kaldığı odaya doğru ilerledim.Kapıyı açtığımda babamı tahta masasının üzerine serdiği haritaya bakarken buldum.
Yavaşça ilerledim ve karşısındaki sandalyeye oturup
"Beni çağırmışsın baba Charles söyledi."Babam yavaşça doğruldu ve gözlerini gözlerimden ayırmadan yanındaki sandalyeye oturdu ardından:
"Evet Cassandra senle bir şey konuşacağım." Dedi ve benim bir şey dememe fırsat tanımadan.
"Ailen Cassandra onlarda gücünü büyüden alanların soyundan geliyordu ama onlar herzaman Ejderha Binicilerinin tarafındaydı."Yavaşça vücüdumu dikleştirerek
"Onlar hakkında ne biliyorsun?"diye sordum onun yanında olduğumdan beri ilk defa ailemden söz ediyordu.Babam bana bakmaya devam ederken"Çok bir şeyi değil sadece annen vardı seni bana verirken telaşla bir şeyler mırıldanıyordu.
Ardından bana bir kolye verdi ve ona bunu tarafı belli olduğunda ver.dedi"diyerek bana küçük tahtadan, eski bir kutu uzattı.Kutunun üstünde'Kızımız Cass'e ' yazıyordu.Yavaşça kutunun kapağını yukarıya doğru kaldırdım.Evet bu bahsettiği kolye olmalıydı.Büyük bir çoğunluğu siyahtan oluşan bir taş vardı ucunda.Taşın bazı yerlerinde mor ve beyaz renk geçişleri vardı.Taş siyah bir ipliğe bağlıydı.
Babam ayağa kalktı ve kolyeyi kutudan alarak saçlarımı omzumun sol tarafında toplayarak kolyeyi boynuma taktı.
Ardından elimden tutarak beni kaldırdı.Yavaş yavaş gülmeye başlamışken geminin üst tarafından bir ses duyuldu.
"Araftan gelenlerin gemisi bize yaklaşıyor kaptan."Babam duyduğu şey ile sarsılarak bana dönüp hızla
"Seni almaya gelmiş olmalılar buna izin veremem."dedi ve koşarak odadan çıkıp kısa olan merdivenleri tırmanarak yukarı çıktı.Ben duyduklarımın etkisinde koşarak babamın ardından yukarı çıkarken babamın:
"Topları doldurun!Bu gün onların bizden alacağı hiçbir şey yok." Diyerek emir veriyordu.Hızla babamın yanına gittiğimde babam beni ittirerek "Aşşağıda kalmalısın Cass kamarana git."
Dedi.
Hayır,onlar benim için savaşacakken aşşağıda boş boş oturamazdım."Ama baba-"
Cümlem yarın kalmıştı çünkü aşçımız Amanda beni odama sürükledi ve kapıyı kitledi.Bir süre sonra tüm sesler kesildi.
Sadece başlayan fırtınadan gemiye çarpan damlaların sesi geliyorken
Yüksek tok bir ses duyuldu.
"Sevgili büyücüm saklambaç oynuyor." Diyerek o tok sesiyle gülmeye başladı ve birkaç kişi daha gülüyordu.Bizimkiler yakalanmış olmalıydı ve tek umutları bendim.Sonra tekrar bir ses duyuldu
"Tamam hala saklanacaksan bende kendi kurallarıma göre oynarım.Öldürmeye kaptandan mı başlasam acaba ?"
Babamı öldürecekti ve be burada oturup bekleyemezdim.10 dakikadır deneyipte sonuca varamadığım büyüyü tekrar tüm sinirim ve babama bir şey yapması korkusuyla tekrar denedim.
Kapı parçalara ayrılırken hızla merdivenlerden yukarı çıktım.
Onlar burdaydı ve görünüşünden diğerlerinden üstün olduğu belli olan biri babamın boğazına hançerini dayamıştı.Babam bağırarak
"Cassandra sakın yaklaşma!" Dedi.Boğazına bıçak dayayan o tanıdık tok ses ile"Vay demek minik büyücümüz sobelendi." Diyip kahkaha attı.
Ben sinirle bakarken "Babamı burak" dedim.
O ise hiç gerçekçi olmayan sırıtması ile yüzüme bakarak" Bana gel büyücüm" dedi.
Yavaşça babamı tutan adama doğru ilerledim adam babamı başka birine doğru atarak bir adımda yanıma geldi ve boğazımı tek eliyle kavradı.
Eli ile boynumu biraz daha sıkarken kaşları birden çatıldı sinirle nefes alıp vermeye başladı.
Nefesim yavaştan tükenirken o adam tükürerek "Bu büyücü bizim değil gemidekilerin hepsini öldürün."
Dedi.Olamazdı ben kara büyücüydüm beni onlardan olamam gerekiyordu ne kadar istemesemde.
O sırada arkamdan bir rüzgan geldi.Herkse kafasını arkama doğru kaldırdığında.Bir ses duyuldu arkamdan "Vay be David sen ne zamandan beri benim olanı öldürme cesaretinde bulunuyorsun dediğinde biri elimden tutarak beni bir ejderha-
Aman tanrım bunlar ejderha binicileriydi.Ve ben şu anda bir ejderhanın tepesindeydim.David denilen Arafatn gelen sinirli bir ses ile "Korsanları öldürün!" dedi ve biz daha bir şey yapamadam babamın boynunun hançer tarafından kesildiğini gördüm.
Ejderha hızla yükselmeye başladı ordan uzaklaşıyorduk bende önümdeki David ile konuşan adamın omzuna vurarak
"Geri dön babam o hala yaşıyor olabilir " diyerek bağırdım ağlıyordum görüşüm bulanıklaşmıştı.Adam bana dönmeden
"Üzgünüm oraya gidemezsin seni öldürür ve ben büyücümü kaybetmek istemiyorum!"
Dedi.Ben ise kriz geçiriyormuşcasına ağlamaya devam ederken yavaştan vücudumun karıncalandığını zihrimin karardığını hissettim.
Sanırım bayıl-▶Soooon evet umarım beğenmişsinizdir.Farklı bir konu da yazmak istedim ve ortaya böyle bir şey çıktı.
Yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Sağlıcakla kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebedilik Savaşı
FantasíaHer yüzyılda bir dönem olan Ebedilik Savaşı için bu yılda iki büyü gücü bahşedilmiş yarattı tanrılar. Ben Cassandra Clark Her yüzyılda olan Ebedilik savaşı döneminde yaratılan iki büyücüden biriyim.Savaş Ejderha binicileri ve Araftan gelen ruh avcı...