1 November.

167 30 86
                                    

Merhaba.

Oh, uzun zaman oldu bir şeyler karalamayalı. Yanlışlarımı görmezden gel lütfen.

Bu günü hatırlıyor musun, abi?

1 Kasım bugün, yani en azından sen okurken 1 Kasım olacak. Hatırlıyorsun değil mi?
Climax'i yazışını, bizden günlüklerimizi istediğinde sana bakışlarımızı..?

Çok özel hepimiz için. Sen korkularımızı ele alıp bir şarkı yapmıştın o zaman. 'Korkmayın' demiştin bize. 'Her ne olursa olsun biz birlikte olacağız.'

Minicik yurtta birbirimize sımsıkı sarılıp uyumuştuk bir önceki gece.

Duygularımı sizinleyken saklayamadım hiç. Gerek de duymamıştım zaten. Hiçbirimiz duymamıştık.

Yarışmayı kaybettiğimizde, hoş sevdiğimiz insanlar için çok mutlu olsak da, toplanmış, sarılıp teşekkür etmiştik birbirimize. Ben orada öğrenmiştim kaybetsem de siz yanımdayken asla üzgün olmayacağımı.

O gün, anlattın onlara. Üzüntülerimizi, korkularımızı, kırgınlıklarımızı ve sevgimizi.
Öyle bir anlattın ki onlara abi, insanlar bizi ünlü olduğumuz için değil, biz olduğumuz için sevdi.

En çok da biz sevdik birbirimizi.

İyi ki hayatımdasın abi.

Gel, çok özledim demeyeceğim. Çünkü hissediyorsun zaten, biliyorum.

Senin için elimden geldiği kadar güçlü duracağım ben. Grup... Çok kötü durumda çünkü. Meğer herkes ne de duygusalmış..

Keşke böyle öğrenmeseydik duygusal olduğumuzu. Ama olsun abi. Olsun.

Döneceksin, biliyorum. Hem, sen dayanamazsın ki Chanwoo'ya ve bana. Ağladığı zaman sarıldın Jinhwan abiye, iç çeke çeke ağlayan Donghyuk'a, tavşan dişlerini gösteren Jiwon abiye ya da üzüntüsünü yemeklerden çıkartan Yunhyoung abiye.

Dayanamazsın..

Seni çok seviyorum abi. Çok kocaman seviyorum. Her ne olursa olsun yanındayım, asla bunu unutma.

Kendine çok iyi bak.

Sevgilerle
Junhoe.

Hayatında belki de ilk defa bu kadar duygusal bir şey yazmıştı Junhoe. Öyle ki kalemi eline aldığından beri ağlıyordu kağıtların başında.

En sevdikleri, dağılmıştı bir bir ve bu onu kahrediyordu.

Ama o, güçlü duruyordu hep. Odada yalnız kaldığı anlar hariç tabi..

"Junhoe?" hıçkırık seslerinin içeriye gittiğinden bir haber ağlamıştı uzun bir zaman.
Jinhwan abisi gelmişti buna karşın.
"Tatlım, sakin ol." Titriyordu koca beden. Uzun zamandır içinde tuttukları çıkıyordu işte.

Yanına gelen minik beden kollarını dolamıştı çoktan büyük bedene.

Junhoe, yanında Jinhwan ile, ağlarken uyuyakalmıştı o gece.

11 Kasım sabahı, Hanbin'e bir mektup daha vardı.

-

Huhu, ben geldim.

Bundan sonra yaklaşık 1 aylık bir ara veriyoruz kuzucuklarım. Malum, sınav durmuyor yerinde.

1 Kasım, Win bitiş tarihi..

Okuduğunuz için teşekkür ederim.💛🌼

peaceout.

6 LattersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin