2.BÖLÜM

36 3 0
                                    

-Ne sanıyorsun başkasının kullanıp kenara attığı birini evimde kadın yapıcağımı mı?

Beynimde tekrar tekrar yankılanan cümle yanımda oturan adamı aslında hiç tanımadığımı kanıtlıyor. Ya da aslında beni hiç tanımadığını kanıtlıyor, bile isteye yaptığımı düşünüyor. Acınası bir durumda buldu beni, Sevgi nerede kaldı? asla bırakmam lafları nerede kaldı? insanların aşk, sevgi diye anlamlandırdığı süslü cümleler karşısındaki iyi günündeyken mi geçerliydi. Arkamda duracak bi babam bile yokken benim ufacık bi suçum olmadığı halde iten kakan birisiyle mi ömür geçirecektim...
Camda olan kafam, ani frenle sertçe kalkıp tekrar cama vurunca irkildim. Eymene baktığımda iğrenir gibi üstüme bakıyordu. Bende gözlerimi bacaklarıma çevirdiğimde, bacak aramdan akan kan bir kez daha hayatımın bittiğinin kanıtını gösterircesine sırıtıyordu bana.
Üstüme eğildi, giydirdiği ceketin düğmelerini ilikledi.
-İn arabadan.
Dedi, kafamı dışarı çevirdiğimde nişan salonumuzun önüne geldiğimizi farkettim.
Yüzüne baktım, sevgiyle bakan gözleri göremedim, elimi kaldırıp yüzüne dokunmak istedim, sertçe itti oysaki kendi elimi tutar yüzüne götürürdü.
İndi arabadan, bağırsın, vursun, ama dinlesin istedim, o sertçe kapımı açmayı tercih etti.Başıma geliceklerden çok emindim. Sesimi çıkartamıyordum bile. Sertçe kolumu tuttu, yürümüyordum erkek gücü varya hani, dursan da kımıldamasanda etkisiz olur. Ya da debelensen de kaçmaya çalışsan da bir işe yaramaz. Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda giriş kapısı gözüme çarptı. Annem güzelce giyinmiş o mükemmel gülüşüyle konuklarla ilgileniyordu.
Sonra gözü Eymene takıldı.Kafamı kaldırıp bende Eymene baktım, ileriye bakıyordu.Bakışlarından neyi demek istediğini ne düşündüğünü anlayan ben o hayranı olduğum gözlerindeki bakışlara anlam veremiyordum. Sonra tekrar anneme baktım bu sefer bana bakıyordu gözlerinde kırgınlık gördüm. Hâla sürükleniyordum, annem bize doğru gelmeye başladı. Herkesin dikkatini çekmiştik sanırım, annem yaklaştıkca Eymen yavaşlıyordu, Annem
-Kızım, noldu sana?
Ağlamaya başladım, biri de noldu dedi,  biri de iğrenir gibi bakmadı.
-A-anne,
Dedim, o sıra yanıma gelip annem Eymenin elinden alıp sıkıca sarıldı.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, kendi sesimden etrafımdaki uğultuları duyamıyordum. Tecavüze uğramış bir kız gibi mi gözüküyordum ki dışardan,
-Korkmaz ailesi kızınızı nişanıma başkasının koynundan getirdim,
Dizlerimin üstüne çöktüm, artık bağıra bağıra ağlıyordum.
-Ben bişey yapmadım , benim suçum yok,
Benim suçum yok, nolur inan bana.
Kendi kendime sayıklıyordum annem yanımda ağlarken diğer insanları düşünmek bile istemiyordum.
Ağzımdan çıkan tek cümle inan bana oluyordu.
Annem kalktı Eymene doğru yürümeye başladı, Elini kaldırıp ona tokat attı.
-Sen nasıl bir insansın, oğlum dedim sana bağrıma bastım.Sen benim kızımın bile isteye böyle birşey yapıcağını nasıl düşünürsün. Karşına alıp dinledin mi?Sen süpriz yaptın diye bir heyecanla çıktı evden. Dön de bak eserine, Dön de şu insanların gözü önünde kızımı getirdiğin duruma bak.Kızıma bunu yapan şerefsizden farkın kaldı mı senin?
Annem öyle bir bağırıyordu ki her lafında sıçrıyordum, Kafamı kaldırıp Eymene baktığımda kafasını eğmiş geriye doğru adımladığını gördüm. Ne yani gidiyormuydu? Bu duruma getirdiği halde gelip elimi tutup gidelim dese düşünmeden peşinden gidecek birisi varken gururunu alıp gidiyormuydu?
Annem tekrar bağırmaya başladı.
-Herkes gitsin, gidin buradan. Ne bakıyorsunuz gitsenize.
Annem, canım annem evlatları sayesinde yükselen de düşen de hep annelermiydi?
Gururlanan da gururu incinende ama asla git diyemeyen kıyamayan da annelermiydi? Bana doğru gelmeye başladı bu sefer annem elleriyle saçlarımı arkaya itti, alnımdan öptü.
-Senin hiç bir suçun yok kızım.
Dedi, omuzlarımdan tutup beni kaldırdı üstüne aldığı şalı belime bağladı, bacaklarımı kapatmıştı. Yürümeye başladık. Babam nerdeydi bilmiyordum, yüzünü bile görmek istemiyordum.
Ne ben ne annem sesimiz çıkmıyordu o bana destek verircesine tuttuğu omuzlarımı ovalarken ben ona yaslanmış sadece ağlıyordum. Herkes halimize bakıyordu, rezil olmuştum buna katlanabilceğimi düşünemiyordum. Yakın olan eve geldiğimizde kapı bizden önce açıldı.Kapıya baktığımda babamın bizi karşıladığını gördüm.
-Namusumuzu iki paralık eden kızı tutup birde evimize mi getirdin?
-Sen neler diyorsun Ahmet? Ağzından çıkanı kulağın duyuyormu? Kızımız o bizim hayatına, Eymenden başka kim girmiş ,kimle gönül eğlendirmiş de böyle kelimelerini seçmeden konuşuyorsun.
Babam bana baktı, gözlerinde acıma da olsa bi duygu hissetmek istedim ama o tek bi kelime etmeden içeri girdi.
Annem saçlarımı öptü, içeri doğru adımlattı.
-Güzel kızım, güzelce duşunu al odana git sana sıcak bişeyler hazırlayıp gelicem konuşucaz bunları tamam mı?
Anneme baktım, sonra banyoya girdim.
Üstümdekileri parçalarcasına çıkardım vücudumdaki morla kırmızı arasındaki izlere baktım. İğreniyordum kendimden soğuk suyu açıp altına girdim, Lifi vücudumu yırtarcasına sürüyordum o şerefsizin dokunduğu yerlere, o izlere dokundukça o an gözlerimin önünden gitmiyordu suyu kapattım. Aynanın önüne geçtim kurtulmam gerekiyordu bişey yapmalıydım bu izleri silmeliydim.
Dolabı açıp babamın tıraş jiletlerine bakındım,gördüğüm ilk jileti elime aldım emdiği yerleri yavaş yavaş çizmeye başladım, gözümün önüne o herifin bana dokunduğu an geldikçe daha sert bastırıyordum. Ne akan kan ne de yanan canım korkutuyordu beni.İzlerin üstünü kapatıyor olmam gülmeme sebep oldu.
Bir an kurtulamıcam sanmıştım. Boynumdaki izler bitince gözüm yavaşca aşağıları inmeye başladı kadınlığımı gördüğümde asıl izin orda olduğunu düşündüm. Elimi götürdüm bastırdım aşşağı doğru kaydırırken kapının açıldığını görünce kafamı kaldırıp gülmeye başladım.
-Anne bak izleri silebiliyorum.
Annem hızlıca elimi tuttu jileti attı yere düşen jileti tekrar alıcağımı aklıma not ederken anneme baktım ve kahkaha atmaya başladım. Annem elini kaldırıp bana vurunca kafamın bugün kaçıncı kez omzuma düştüğünü düşündüm,bu gidişle çok düşecekti sanırım.
-Bahar, sen ne yaptın kızım ,ne yaptın ?
Deyip kanattığım yerleri temizlemeye başladı, olsun bidaha kanatırdım ki. Annem beni güzelce yıkadıktan sonra bornozuma sarıp odama götürdü, aynanın karşısına geçtiğimde annemde kıyafet çıkarıyordu.Üzerime baktığımda, jiletle kapatmaya çalıştığım izlerin her jileti gördüğümde aklıma jilet sürme sebebimden dolayı tekrar kendimden iğreneceğim geldi jilet izini kapatmalıydım.
Evet, evet kapatmalıydım.
-Kızım, korkutma beni iki saattir sana sesleniyorum giy hadi.
Deyip, üzerimi giymemde yardımcı oldu annem. Sonra yatağa oturttu ve kendi de yanıma oturup ellerimi ellerinin arasına aldı.
Aklıma bana dokunmak için bileklerimi sıkıp onu engellemememi sağlaması gelince gözlerimden yaşlar akmaya başladı bileklerime de bir çözüm bulmalıydım.
-Hadi, anlat kızım neler oldu?
Anlatmalımıydım, yoksa daha fazla güçsüzleşip susmalımıydım?
-Anne,
Diye ağlayarak sarıldım, sonra gözyaşlarım gibi döküldü dilimden olanlar.
-Süpriz sandım ben, gittiğimde Se-serkan oradaydı, anne bişey yapamadım, savunamadım kendimi elinden ku-kurtulamadım.
Annem de benim gibi ağlıyordu, sadece ağladık. Sonra annem aklına bişey gelmiş gibi kafamı kaldırdı gözlerimin içine bakarak.
-Sakın Bahar, sakın canını yakıcak tek birşey bile yapmıcaksın. Duydun mu kızım beni.
Anneme gülümsedim, hiç bişey olanlar kadar canımı yakamazdı ki, isterim ama yaşadığımdan daha fazla bi can yakışı eskisinin üstüne iyi gelir belki..
Saatlerdir boş tavanı izliyorum. Annem yarım saatte bir gelip beni kontrol ediyo umarım uyuduktan sonra uyanıp uyanıp beni kontrole gelmez. Odama kimseyi almıyorum ne ablalarımı ne de babamı. Ablamların ne bildiğini ne bilmesi gerektiğini düşünecek durumda değilim. Camıma çarpan taş sesiyle irkildim. Hayatımda ne çok hiç karşılaşmadığım şeylerle karşılaşıyordum. Aklıma gelen gerçekle bağırmaya başladım.
Hayır, hayır gelmiş olamaz evime kadar gelmiş olamaz. Hemen ayağa kalkıp pencereye yaklaştım. Parmak uçlarıma kadar titriyordum, perdeyi hafif açtığımda Serkanı gördüm ağacın dibinde birisinin üstünde yatıyordu.
Hayır hayır bu ben değildim, ben olamazdım Serkan arkasını dönüp bana güldü eliyle gel işareti yaptı. Hızlıca perdeyi kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
-Hayır, yardım edin kurtarın beni. Dokunma bana, dokunma çek elini.
Nasıl olur anlamıyorum Serkan bir anda odama nasıl girmişti kafayı yicek durumdaydım , bağırıyorum , ağlıyorum. Serkan ağzımı kapattığında bi anda kapı açıldı.
-Kızım
Duvarın köşesine çökmüş ağlıyordum. Annemden başka kimse yoktu odada.
-A-anne, o o buradaydı bana dokunmaya çalıştı, anne yalvarırım beni yanlız bırakma. Anne çok korkuyorum.
Perdeyi açıp dışarı baktı.
-Kızım rüya görmüş olamazmısın cam açık değil, ben salondaydım gireni çıkanı görmem mi?
Ne yani yalan mı söylüyorum ben burdaydı işte yine aynı iğrençliğyle bana dokunmaya çalıştı.
-Anne git burdan, bana inanmıyorsun burdaydı diyorum ya burdaydı burda olmasa, rüya görmüş olsam neden duvarın dibinde olurdum sen geldiğinde.
-Kızım ben geldiğimde yatakta sayıklıyordun, beni korkutuyorsun bak uyuyana kadar burdayım kapat gözlerini.
Hayır anlamıyorum hiç bişeyi ben ne yaptığımı ne gördüğümü çok iyi biliyorum. Annem anlamasın diye gözlerimi hiç açmadım yarım saat sonra kalktığında gözlerimi açıp gülümsedim. Pencereyi yok etmeliydim, ama nasıl? Sessizce odadan çıktım, her an Serkan çıkıcak korkusu beni tedirgin etsede kurtulmam gerekiyordu pencereden. Sessizce çatı katına çıktım babam orayı yeni yapıyordu tahta ve çivi bulabilceğimi düşündüm.
Doğru tahmin ki istemediğim kadar vardı. Pencerem orta büyüklükte olduğu için 2 tane kısa 3 tane orta tahta çekiç ve poşetin içindeki çivilerin hepsini aldım. Sessiz sessiz ilerledim odama girip kapıyı kapattım. Perdeyi açmadan tahtaları koyup çiviyle çakmaya başladım. Tahtaları pencere camının yanındaki tahtalara gelicek şekilde çiviledikten sonra uzaklaşıp baktım. En ufak bi cam parçası bile gözükmüyordu. Çok ses çıkmıştı ama olsun artık güvendeyim. Çivi poşetine bakarken aklım Eymene takıldı, 1.çivi kenara 2.çivi kenara 3.çivi kenara ve 4.çivi...
4 yıldı bizim aşkımız ama benim bedenime başkası sahip oldu diye 4 yıl çöp oldu.
Ben buna izin verirmiyim seni bu terkedişini bu dibe batışımı kendime unuttururmuyum?
Çekici aldım elime kahkaha atmaya başladım. Birazdan canım yanıcak ve önceki canımın yanışını bana unutturucak.
Çekici elime aldım beyaz tenime baktım.
-Üzülme, sana çivi Serkanın izlerinden daha çok yakışacak.
Baş parmağım ve işaret parmağımın arasındaki deriyi gerip üstüne çiviyi koydum.
-1, 2 , 3 tak tak tak
Vurdum ve çiviyi çektim attım yere.
İlk çivide bayılırsam diğer 3 yılımıza haksızlık olur, buna katlanmak zorundayım hem ağlıyordum hem gülüyordum düşündüğüm tek şey ikinci çiviyi nereye batırmamdı.
Nişan yüzüğümü takamamıştım demi nişan yüzüğü yapsam kendime diye düşünüp gülmeye başladım.
Yüzük parmağıma baktığımda kemiğim kırılmaması için diğer tarafa koydum çivinin ucunu elime çekici aldım ve saymadan vurdum. Fazla sert olmalı ki çiviyi çıkartamıyordum artık acıdan gözlerimi açamıcak duruma geldim oturduğum yataktan ayağa kalkıp dışarı çıkmak için adımlamaya başladım. Her adımda başım dönüyordu. Adımlarıma eşlik eden kan damlaları gülmeme sebep oldu dışarı çıktım tek tek ışıkları yakıyordum ama gözlerim ışıkları göremicek derecede kapanırken annemlerin odasının kapısı açıldı son gördüğüm babamın ellerime baktığıydı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin