-silah-

34 9 7
                                    

Dolaptaki kıyafetlerimi giyerken boks eldivenlerimin kan kırmızısı rengine bakıyordum.

Eldivenleri alıp dışarı çıktım.
-wow prenses geldi!
Göz devirdim ve
-bebek dedim.
-ne
-bebekçilik oynamaya devam mı yoksa maçımıza başlayalım mı?
-hadi başlayalım. Dedi ve sahaya girdi.

                             {...}

Eldivenlerimi çıkarırken terden yapış yapış olmuş Leon bana bakıyordu.
-tebrikler kazandın, dedi sahadan çıkarken.
-sen de iyi oynadın ama. Hakkını yiyemem. Saat kaç?
-saat 15:26
-lanet olsun!!!dedim ve hızlı bir şekilde eşyalarımı toparlayıp.
-bir dahaki sefere sen kazanırsın dedim ve göz kırpıp çıktım.

Arabam buraya gelmişti. Nasıl olduğunu sorgulamadan arabama binip. İş yerime gittim. Odama geçip çizimler üretmeye başladım. Bu gün gece mesaiye kalmalıydım.

{...}

Gece
Herkes gitmişti. Ben de iş yerindeki gece lambası ile çalışıyordum. Niye ben de bilmiyordum.

İçeri hızla biri girdi. Siyahlara bürünmüştü. Yüzündeki maske yüzünden kim olduğunu anlayamamıştım. Adam sürekli arkasını kolluyordu.

Oturduğum yerden
-af edersiniz bey efendi bir şeye mi bakmıştınız?
Adam tam odamdan içeri girerken söylemiştim bunları. Biraz da korkuyordum. Adamın elindeki silahı gördüğümde yutkundum.
-bey efendi lütfen elinizdeki silahı bırakın, derken ayağa kalktım.

Adam silahı bana doğrulttu. Çok yakındık. Silah alnıma değiyordu.
-imdaaat, diye bir çığlık attım. Adam eliyle ağzımı kapadı. Arkama geçip bir elini ağzımda tutarken diğer elindeki silahı da başıma dayamıştı.
-kes sesini yoksa seni öldürürüm.
-hıhıhı dedim. Adamın eli ağzımda olduğu için konuşamıyordum.

Bir elimi adamın ağzımdaki elinin üzerine koyup ağzımı açtım.
-ne istiyorsunuz?
-sus yoksa sıkarım.
-size ne istiyorsunuz dedim.
-ben sadece buradan çıkmak istiyorum.
-tamam çıkın o zaman.
-o kadar kolay mı zannediyorsun.
Adam beni koridorda çıkış kapısına doğru ilerletirken hala aynı pozisyondaydık.

Dışarıda kimse yoktu.
-ee burada kimse yok.
-sus! Dedi. Biraz daha uzakta polisler konuşuyordu.
-sessiz ol şakın sesini çıkarma.
Boşluğunu kullanıp tek hamlede elinden kurtuldum. Polis seslerinin olduğu yere doğru koşarken
-imdaaat diye çığırıyordum.

Hırsız beni yakaladı. İki evin arasına girip sırtımı duvara yasladı. Ağzımı eliyle kapatıp biz bulamamaları için dua etmeye başladı.

Polisler gittiğinde elini çekti. Elimi karnıma koyup eğildim. Oracıkta kusuvermiştim.
-noldu sana neyin var?
-sayende. Derken dikiliyordum. Elimle ağzımı silip ona sinirli bakışlar attım.
-ben naptım?
-beni koşturdun. Ben çok koşunca kusarım.
-nerden bilebilirdim?
-beni bu duruma sokan sendin ama?
Göz devirdi. Başımı duvarlardan çıkarıp etrafa baktı.

Arkasına döndüğü anda belindeki silahı aldım. Ona doğrulttum. Silahın ucu alnına değiyordu.
-merak etme sana zarar vermeyeceğim. Kaçmana yardım edeceğim.
-bunu neden yapasın ki?
-çünkü ben iyi biriyim!
Göz devirdi.
-beni nasıl kurtaracaksın?

Silahı yere attım.
-Hadi çıkar şu bereyi.
-hayır!
-çıkar dedim!
-hayır!
-sen çıkarmazsan ben çıkarırım dedim ve bereyi çekip yere fırlattım.
Yüzüne bakarken.
-eğer kaçmak istiyorsan ben ne diyorsam onu yap yoksa yakalanırsın. Şimdi montunu da çıkar.

Montunu çıkardı. Çantamdan küçük bir kutu çıkardım. İçindeki minik parfümü üstüne sıktım. Öksürürken
-beni parfümle boğmaya mı çalışıyorsun ya! Dedi.
-hehe evet seni bayıltacağım. Sonra da polislere vereceğim. Uyandığında hapishanede olacaksın.
-bana bak şakın sesini çıkarma. Dedim ve elini tutup evlerin arasından çıktım.
Yavaşça kulağına
-adın neydi, diye fısıldadım.
-Alex
-hımm anladım. Şu andan itibaren adın Froncois tamam mı?
-tamam. Normal pozisyonuma geri dönüp arabaya bindim. Froncois de binince arabayı evime doğru sürmeye başladım.

Ölüm Çiçeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin