Oy verirseniz ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum❤️
Osman'ın ağzından~
Çiftlikte işlerle uğraşıyordum.Su içmek için eve girip mutfağa gittiğimde eşimin önündeki tezgahta bir mektup olduğunu gördüm.Merakla mektuba baktığımı görünce "Işık'tan sana." dedi gülümseyerek.Eşim lisede olan her şeyi biliyordu,herkesi tanıyordu.Hayatlarımızı ve başka hayatları nasıl mahvettiğimizi biliyordu.Bana bu konuda hep destek olmuştu,kendimi suçladığım o günlerde hep benimle olmuştu.Yıllardır evliydik,birbirimize aşıktık.Çocuklarımız vardı.Bu çiftlikte birlikte "kendi hayatımızı" kurmuştuk.Mutluyduk.Yıllar sonra Işık'tan,ekipten birinden haber almak beni gerçekten heyecanlandırmıştı.Kötü bir haber olmamasını umarak eşimin bana uzattığı mektubu aldım.Açtım ve okumaya başladım.
Mektubu okumayı bitirdiğimde gözlerim dolmuştu.20 yıl mı olmuştu?Herkes hayatta ve mutlu muydu?Benim onları özlediğim gibi onlar da beni özlemişler miydi?Işık hepimizi İstanbul'a,Sinan'ın eskiden yaşadığı ve şu an muhtemelen yıkılmak üzere olan,eski yalıya çağırıyordu.Çünkü tam 20 yıl önce,Işık'ın doğum gününde 20 yıl sonra hala birbirimizin hayatında olmamızı dilemişti Işık.O gün hepimiz için özeldi.Hayatımızın büyük bir bölümünü birlikte geçirmemiş olabilirdik.Ama birlikte kuralları yıkmış,yapbozun uyumsuz parçaları olarak birbirimize uymaya çalışmıştık.Başardığımızı sanmıştık ama uzun sürmemişti.Her şeyi berbat etmiştik.Sonra da herkes kendi yoluna devam etmişti.Gidecektim.Belki gelmeyenler olurdu,belki benim dışımda kimse gelmezdi.Yine de gidecektim.Eşim gözlerimin dolduğunu görünce yaptığı işi bıraktı.Ellerini yıkadı.Yanıma geldi ve bana sarıldı.Yanımda olduğu için şanslı bi adamdım.Okuması için mektubu ona uzattım.Okurken o da gülümsüyordu."Gideceksin değil mi?" dedi.Gülümseyip başımı sallayarak cevap verdim."Umarım herkes gelir."Işık'ın mektupta bahsettiği tarihten,yani doğum gününden bir gün önce eşim ve çocuklarla havaalanına gittik.Onlarla son kez vedalaştıktan sonra gerekli kontrollerden geçerek uçağa bindim.Saat epey geçti,uyumaya çalıştım ama gözüme uyku girmedi.Ben de mutlu olduğumuz anıları düşünmeye başladım.En büyük derdimin cebimde fındık kalmaması olduğu günleri.Hala cebimde fındık taşıyordum.Bu düşünce beni gülümsetti.Bazı şeyler değişmiyordu.Acaba bizim keratalar ne haldeydi?Sinan hayatını düzene sokabilmiş miydi?Işık ve Sinan 20 yıldır birbirlerini görmeden nasıl yaşayabilmişlerdi?Eda ve Kerem'i düşündüm.En son onlardan aldığım habere göre Kerem'in babası evlenmelerine izin vermeyince Kerem başını belaya sokmuştu ve hapse girmişti.Ne yaptığını bilmiyordum ama gerçekten büyük bir şey olmalıydı.Çünkü babası onu çıkaramamıştı.Eda da Kerem'in hapse girmesinden kendini sorumlu tutuyordu.Keşke evlenmek istemeseydim,keşke teklifi kabul etmeseydim diye kendini paralamıştı aylarca.Ailesi onun bu haline dayanamamış,onu hayallerindeki gibi grafikerlik okuması için Fransa'ya göndermişlerdi.Sahi,Eda gelir miydi?Onun da bizi özlediğine emindim fakat İstanbul'a dönüp Keremle olanları bizimle konuşmaya,Kerem olmadan toplanmamıza dayanabilecek miydi?Onun için zor olacaktı.Umarım gelirdi.Işık..Her zaman hepimizi bizden daha çok düşünmüştü.Sadece bizim gibi baş belaları için o mükemmel öğrenci,evlat rolünden çıkmış,kuralları hiçe saymıştı.Bunlar için özür dileyip hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etme şansını da elinin tersiyle itmişti,bize uymuştu.Şimdi de 20 yıl önce dilediği dileği hatırlayıp bizi bir araya toplamaya çalışıyordu.Sanki yere düşmüş,paramparça olmuş bir vazonun parçalarıydık.Işık da o vazodaki çiçekti.Her zaman iyimser davranan,altın gibi bir kalbi olan ve hayatını mahvettiğimiz kız...Işık tanıdığım en iyi arkadaştı.
Tüm bunları düşünürken 1,5-2 saat süren uçak yolculuğu sona ermişti.Saat gecenin 2'siydi.Şimdi birkaç aydır görüşemediğim ailemin evine gidecek,orda sabaha kadar uyuyacaktım.Sabah kalkıp İstanbul'a gelme sebebim olan büyük buluşmaya gidecektim.Havaalanından taksiye bindim.Eve vardığımda kapıyı çaldım.Kapıyı açan annem ve hemen arkasında gülümseyerek bana bakan babamı gördüğümde gülümsedim."Seni çok özledik oğlum.Burcu nasıl?Çocuklar nasıl?İnşallah herkesin keyfi yerindedir.Çok özledim hepsini."tabi ki bu sözlerin sahibi annemdi.Nefes almadan konuşmuştu resmen.Babam ve ben bu haline kıkırdadık.
"Anneciğim sakin,içeri almayacak mısın beni?İçerde oturur konuşuruz."Annem de güldü ve hemen geçmem için yolu açtılar.Eve girdim ve direkt salona geçtim.Salonda oturduk,annem ve babamla çay içtik.20 dakika falan sohbet ettikten sonra "Yorgunsundur uyu sen."dediler ve dinlenmem için eski odama gönderildim.Sabah kalktığımda o odada olmak sanki tekrardan lisedeymişim,okul formamı giyip okula gidecekmişim gibi hissettirmişti.Bu düşünce beni gülümsetti.Kalktım,hazırlandım,kahvaltı yaptım ve evden çıktım.
Yalıya varmıştım.Burası hepimiz için özel bir yerdi ve 20 yıldır buraya kimse uğramamıştı.Burası yıkılırsa biz de yıkılırmışız gibi geliyordu hep.Burası yıkılmamıştı,biz yıkılmıştık.
Kapıyı çaldım.selam bu bölümü diğer bölüme göre uzun tutmaya çalıştım ama yine az oldu:(( Ders çalışmaya çalıştığım için çok vakit ayıramıyorum maalesef.
Beğendiniz mi?Önerilerinizi ve düşüncelerinizi yorumlara yazarsanız çok sevinirim,şimdiden teşekkür ederim💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE101|| 2.SEZON
Fanfiction"20 yıl önce bizi birbirimize bağlayan o ipler kopmuş muydu?"