Yardım et!

37 3 0
                                    


Vendy

Blake evden çıkmasıyla durağa yöneldi. Üstünde koyu yeşil bir kazak ve siyah pantolon giymişti ve saçlarına yaptığı at kuyruğu ona yakışmıştı. Ayaklarını uzatmıştı ve yolu izliyordu. Yerimden ayrılıp durağa doğru yönelmiştim yanına oturduğumda bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

"Burda ne yapıyorsun"

"Benim evim buralarda güzelim sen nereye gidiyorsun"

"Psikoloğa"

Hiç tereddüt etmeden bunu söylemesi beni şaşırtmıştı.
Ben ona şaşkınca bakarken ellerini sallayınca kendime gelmiştim.

"Korkma daha delirmedim" ben bu dediğine kahkaha atarken oda gülmüştü. Bu kızı seviyordum o çok farklıydı...

"Sana hayranım Blake cesursun"

Dediğime gülümsedi ve

"Sence bu kadar karşılaşmamız normalmi? beni takip ettiğini düşüneceğim"

Evet seni takip ediyorum Blake ve sen bana yardım edeceksin karanlığım dünyaya hükmedecek işim bittiğinde melek önümde diz çöküyor olucak.

"Belkide hayat birlikte olmamızı istiyordur"

Dediğime güldü sonra ciddileşip

"2 gün gördüğüm biriyle çıkamam seni tanımıyorum bile"

Dediklerine pot kırmadan üzülmüş numarası yaptım. Ah zavallı Blake bana ait olmanı bende isterdim. Gülmemeye çalışırken

"Neden bence gayet yakışıyoruz"

Dediğimle vişne rengi dudaklarını yalarken buz mavisi gözleriyle tam gözlerimin içine bakıyordu. O an onu gerçekten istemiştim ve bu düşüncem beni kızdırıyordu düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı Dünya'ya hükmetmek gibi.

"Bu sadece dış görünüş değil ikimiz farklı kişilikleriz"

Haklıydı o küçüklüğünden beri ne yaşarsa yaşasın güçlü ve saf kalmayı becerebilmişti.

Bense kendi çıkarlarım için masum bir kızı kullanan piçin tekiydim.

"Psikoloğa niye gidiyorsun?"

"Bunu açıklaması zor ama sanki beynimi bir canavar kemiriyor"

"Baş ağrısı gibi mi?"

"Hayır bu-bu çok farklı birşey sanki içimde kötü bir canavar var ve sakin kalamıyor"

"Hmm"

Canavar dediği kişi onun karanlık yönüydü ve bedenini tamamen kontrol etmeye çalışıyordu ve eğer ona karşı koyamazsa çok kötü şeyler olacaktı.

"Sen nereye gidiyorsun"

"Spora"

Aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim. Yola bakıyordum ve içimde nedense bir endişe vardı onun için endişeleniyordum. Ona dönerek gözlerinin tam içine baktım.

"Canavar canını yakıyor mu peki"

"Sanki beyin hücrelerimi yiyor gibi beynimi ele geçirmeye çalışıyor sanki"

Canı yanıyordu ve buna kimse birşey yapamıyordu daha beyninin içindekinin karanlık tarafı olduğunu bilmeden buna bir çözüm bulmaya çalışıyordu.

Gözlerimizi hiç ayırmadan birbirimize bakarken ona sarıldım. Beline kollarımı sararken dayanamayıp kazağının açıkta bıraktığı boynuna kafamı gömdüm eşsiz bir kokusu vardı oda bana sarılmıştı. Üstüne çıkıp onu yere yatırmamak için kendimi tutarken ayrıldık gülümsüyordu ve gözleri kısılırken harika görünüyordu. 
Kendimi zar zor tutarken sonunda gelen lanet otobüsle bana el sallayıp otobüse bindi. Ne oluyordu bana şimdi başka şeyler düşünmeliydim ama onu tüm benliğimle istiyordum..

Andrea

Kahvemden yudum alırken tüm randevularda enerjimi korumaya çalışıyordum hastanede çalışmaya başlayalı 1 ay olmuştu herkesi buradan memnun ayırmak benim için çok önemliydi. Kapı çalındı ve içeri siyah saçlı gözleri buz mavisi güzel bir kız girdi.
Kızı nereden çıkardığımı düşünüyordum. Gülümseyip oturmasını söyledim oda gülümsedi ve oturdu. Nereden tanıyordum bu kızı diye düşündüm. Elimde kızın bilgilerinin yazılı olduğu kağıda bakıp.

"Blake nasılsın?" Dedim gülümseyerek.

"Aslında pek iyi değilim sadece her zamanki gibi güçlü olmaya çalışıyorum"

"Yani güçlü görünüşünün ardında kırık bir kalp var"

"Evet ama bundan fazlasıda var"

"Peki bana bunları söyler misin teker teker" kafasıyla onaylayıp konuştu

"İçimde bir canavar sanki...

Canavar mı? diye düşündüm

"Bedenimi ele geçirmeye çalışıyor...
Ve ben izin vermiyince sanki tepki gösteriyor bana acı çektiriyor...

Oldukça ilgimi çeken bu sıradışı olayda bu kızda özel birşey olduğunu hissediyordum.

"Peki ne gibi acılar?"

"Sanki beyin hücrelerimi öldürüyor ve bu bende ciddi bir baş ağrısı yapıyor bazen buna dayanamıyorum"

"Peki sen onu kontrol edemez misin?"

"Nasıl yani?"

"Kafandaki her neyse sana tepki gösteriyor sen ona zıt bir tepki gösterebilir misin?"

"Ne gibi?"

"Bedenindeki bu kişilik nelerden hoşlanmıyor"

"İnsan sesleri bazen onu delirtiyor ama bu bana da acı çektiriyor"

"Nelerden hoşlanıyor bu kişilik?"

"İnsan sesinin yer almadığı melodiler onu sakin tutuyor"

"Kısaca bu herneyse insanlardan nefret ediyor"

"Haklısınız"

"Senden istediğim şey diğer randevuya kadar bu kişiliğin sevdiği ve sevmediği yanları ortaya çıkarman."

"Ve son olarak sen bir insansın ve eğer seni sevemezse ondan diğer insanları sevmesini bekleyemezsin ilk seni sevmeli"

"Şimdilik bu kadar diğer randevuda görüşürüz Blake"
Gülümsüyordu ve teşekkür edip odadan çıktı.

Acı çekiyordu ve ona elimden gelen yardımı verecektim.


人人人人

ᴋᴏɴᴛʀᴏʟsüᴢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin