Selamlar. Bu bölümde bolca yeme içme sahnesi geçebileceğinden iftardan sonra yayınlayacağım. Bu bölüm birazcık kısa ama gelecek bölümü daha uzun yapmaya çalışacağım.
Yanımda duran ve bana destek olan EvMer fandomun güzel insanları sizi ham yaparım ❤️ Bu bölüm hepinize.
Bölüm Şarkıları
İkiye On Kala- Bütün İstanbul Biliyor
Ayten Alpman- Ben Varım***
Seramoni sırasında Mert ve Evrim yan yana gülerek duruyordu ve yan açıdan Barış',ın sinirlenmiş bakışları karşısında keyfi yerindeydi. Şimdi takımıyla ve daha da önemlisi Evrim'le birlikte orman evine gideceklerdi.
"Evet önemli bir ödül oyunu sonuçlandı ve kazanan siyah takım. Tebrikler." İki takım da alkışlamıştı. Acun daha sonra sözlerine devam etti.
"Önce kazanan taraf ile konuşalım. Bugün Evrim ve Mert çok iyiydi, galibiyette de etkileri çok fazlaydı. İkisi toplam sekiz sayı aldılar. Mert bu konuda ne düşünüyorsun performans olarak bu yükseliş duygusal nedenlerden mi?"
Mert gülerek yan tarafındaki kıza baktı. İlk voleybol maçından sonra da benzer bir soruyla karşı karşıya kalmıştı ancak bu sefer kaybeden değil kazanan taraftaydılar.
"Moral motivasyon olarak iyi olmamız performansımızı da etkiledi. Evrim'in atış tekniği oldukça iyiydi ve bize taktik vermesi de işe yaradı. Avantaj oyununa çıkmadığım halde sayılarımı aldım. Çok mutluyum. Ödülün tadını çıkaracağız."
Acun iki taraftan iki üç kişiye daha söz verdikten sonra siyah takımı orman evine, beyaz takımın yarışmacılarını da kamplarına göndermişti.
Orman evine yürürken Elif en öndeydi, Ardahan ve Berkan onu takip ederken bir yandan da konuşuyorlardı. Mert ve Evrim ise en gerideydiler.
"Geçen gün orman evine geldiğimizde tahtaya yazdığın yazıyı okudum. Okuduk daha doğrusu. Tahtalara içini dökecek kadar mı yalnız bıraktılar seni?" Evrim ağlayamadığı değil ağlamak istemediği için gülümsedi. Ancak Mert bunun gerçek bir gülümseme olmadığının farkındaydı.
"Sen ne kadar bağırırsan bağır,istersen kendini parçala karşındakiler sağırsa seni duymazlar. Hatta bazıları daha da ileriye gider kendi sağırlığını sana bağlar. Seni dilsiz sanır. Onlar bana sağır olmuştu bunca zaman şimdi de ben onlara dilsizim."
Mert ne diyeceğini bilemedi o an. Aslında biliyordu ancak söylemek zordu. Yerinde ve zamanında olması gerekti her şeyin. Ben sağır değilim demek istemişti, seni duyuyorum demeyi. Bana dilsiz olma, sen konuş ben dinlemeye hazırım cümlesini kurmak zordu belki de zamansızdı.
Orman evine girdiklerinde Evrim iç taraftaki kızların kalacağı kısma yöneldi. Üzerini biraz toparladıktan sonra Elife sarıldı.
"İlk karma oyunda seninle yarışmak çok güzeldi Elif. Rakip olsak da seni seviyordum ve beraber yarışmamıza çok sevindim." Elif de gülümsemişti. Evrimle birleşmeden önce de birkaç dakika konuştukları oluyordu ancak onun neden son haftalarını öfkeyle geçirdiğini de merak ediyordu. Karşı takımlardayken bir şeyler gözlemliyor veya kendisine söyleniyor olsa da daha derin hikayeler olduğu belliydi.
"Bakma geçen hafta Mert'in korkulu rüya demesine. Sen de hep mücadele ettin parkurlarda hiç bırakmadın. Hırsınla kazandığın çok oldu. Ben de sevindim seninle yarıştığım için. " Onlar gülerken arkadan Mert'in sesi gelmişti.
"Kızlar gelmiyor musunuz?" Yemek masasına geçtiklerinde Evrim ıslık çalmadan yapamadı.
"Ne kadar harika bir ödül kazandığımızı şu an daha iyi anlıyorum. Sofranın güzelliğine bak." Elif en başa otururken Mert Evrimle, Ardahan da Berkan ile yan yana oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka İnat
FanfictionBurası bir yaşam savaşı, açlıkla, parkurlarla, sevdiklerinize özlemle savaştık biz. Beni en çok zorlayan takım arkadaşlarımdı. Şimdi her şey bireyselse eğer bu sefer daha güçlüyüm. Ben Evrim Keklik; inadımla, hırsımla ve öfkemle Survivordan alabilec...