Bölüm ¹ : Başlangıç

158 2 0
                                    

O zamanlar daha beş yaşındayım. Annem akşam işten yorgun gelecek babam için yine mutfağa girmiş onun için bir şeyler hazırlıyor. Ben ise içerde iki yaşındaki erkek kardeşimle televizyon izliyordum. Küçüktüm ne bileyim belki de canım sıkıldığından hatırlamıyorum, kardeşimin suratına tükürmeye başladım. Ben tükürdükçe onun hoşuna gidiyor kahkahalar atıyordu. Onun böylesine içten gülmesi beni mutlu ediyordu, ben de -şuan yazarken ne kadar tiksinip utansam da- suratına tükürmeye devam ediyordum. Kendimizce çok eğleniyorduk. Annem Furkan'ın seslerini duymuş olmalı ki meraklı gözlerle odanın içine daldı.

"Şeyma napıyorsun sen kardeşine ?"

" Hiç bir şey anne baksana gülüyor."

"Sizi yaramazlar! Şeyma birazdan baban gelir bidaha böyle bir şey yaptığını görmiyeyim. Ben kardeşini banyo yaptırıyorum. Baban gelince kapıyı açarsın."

"Tamam anne. "

Annem Furkan'ı banyoya götürdükten biraz sonra babam kapıyı çaldı. Kapıya doğru koştum ve kapıyı açtım. Babam yine adetini bozmamış bana o zamanlar hastası olduğum çikolatadan getirmişti. Çikolatamı alıp sakladım yemekten önce yeseydim annem kızardı ama tutamadım yine kendimi sadece bir ısırık alıp yemekten sonraya kadar idare etmek istiyordum. Kalanı yemekten sonra yiyecektim. Kimi kandırıyorum ki ? -ilerde çikolata delisi olacağım bu yaşlarımda bile belliydi- Tutamıyordum işte kendimi çikolataya karşı zaafım vardı. Bir ısırık, iki ısırık, üç ısırık derken kendimi biten çikolatanın poşetini yalarken buluyordum. Her zaman olduğu gibi. Yaklaşık yarım saat sonra annem kardeşimle birlikte gelip babama iş hakkında bir kaç şey sordu. Kardeşimi babama verip hazırladıkları yemekleri getirdi. O akşam güzel bir yemek yedik. Ve erkenden yataklarımıza gittik. O günlerde her şey düzenliydi. Babam işe gider gelir bize ve anneme bakardı. Çocuklarıyla ve bahçesiyle ilgilenmeyi çok severdi. Annem ise kendi babasından gördüğü gibi çocuklarına sevgisini göstermez, duygularını her zaman içinde yaşardı. Annemde babam da köyde büyümüşlerdi. Bu yüzden modern ve medeni olmayı kabullenmek zor geliyordu. Anormal değildi, her insan böyle bir yerde büyüyüp büyük şehire taşındığında böyle davranırdı; bu doğaldı.

Annemle babam zaman zaman kavga ederlerdi. Küçüktüm aldırış etmiyordum, annem hep susuyordu babam bağırıyordu, kızıyordu sonra yine barışmak isteyen taraf babam oluyordu. Bu huyunu seviyordum. Kahramanlar özür dilemesini de bilmeliydi.

Neden etkilendiğimi nerede gördüğümü bilmiyorum, geceleri kocaman ayımı bacaklarımın arasına almadan uyuyamazdım. Tuhaf bir alışkanlıktı. O zamanlar bir de arkadaşım vardı evleri bizim evimizin sol tarafında kalıyordu. İsmi Fatma'ydı. Tombul yanaklı, beyaz tenli,  kumral bir kızdı yaşlarımız hemen hemen aynıydı. Onunla zaman geçirmeyi seviyordum. Bir gün yine Fatma ile bizim evin önünde dört tekerlekli bisikletlerimizde çakırkeyif eğleniyorduk. Ta ki üst kattaki komşumuz -evimizin sahibi- delirip Fatma'nın bisikletini havaya kaldırıp, bahçenin dışına yere fırlatana kadar. Sebebi de o kadar önemli bir şey değildi. Ses yapıyormuşuz da yok rahatsız oluyormuş beyefendi. Külahıma anlat sen onu. İki aydır kira veremiyoruz diye sinirliydi, biliyordum. Annem ve babam konuşurken duymuştum. Babamla tartışmışlar. Babam taşınmamızdan bile bahsetmişti. O da dayanamıyordu başka birinin onun adeta gururuyla oynamasına. O an gözümün önüne Fatma geldi ben gidersem o napardı? Benden başka arkadaşı yoktu.

Aradan yedi sekiz ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde taşınma kararı aldık. Bu sefer iş ciddiydi, babamla evin sahibi kavga etmiş ve taşınmamızı istemişti. Babam ev bile bulmuştu. Kuzeninin eski evini ucuza alıp herşeyini yeniden yaptırıyordu. Babamın kuzenine hep hala derdim neden bilmiyorum ama o benim için hep öyleydi. Halamların evini ucuza almıştık evet ama birsürü masrafı vardı. Eve verdiğimiz paranın iki katını evin yapımına ödedik. Aslında yeni bir yere gideceğimiz için heyecanlanmıştım da belki de burada ki hayattan sıkılmıştım. Sıkılmam bir yana dursun gitmek istememin başka bir sebebi ise tahmin edileceği gibi ev sahibimizdi. Aslında o adamı doğru dürüst hatırlamıyorum. Bir bayram da üst kata çıkıp elini öptüğümde karısıyla karşılamış ve şeker vermişlerdi. Sadece o zaman onu sevmişim gibi geliyor.

Bu evde annem ve babam bana bir kumbara almışlardı. O kumbarayı doldurduğumda açıp anne ve babamla sayarken paraların ne kadar ettiğini kuruşları kağıt paraları öğrenmiştim. Alfabeyi ve sayıları öğrendiğim gibi...

Aptal AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin