Annemle " babamın" dediği yere gittiğimizde etraf tıklım tıklımdı. Ama o sözde babamı , bizi terk eden adamı göremedim .
Anneme tam nerede o diycekken yanımıza bir garson geldi .
" rezervasyonunuz var mı hanımefendi ?" Dedi . Ne yani buaya rezervasyonla mı geliyordular. Annemde " ee yok ben ayhan yıldırımın davetlisiyim" dedi .
Garsonda bizi babamın yanına götürdü . Sadece aklımda 1 soru vardı; neden şimdi ? Neden şimdi bizi görmek istiyo ? Onca yıl onu düşünürken neden şimdi ondan koptuğumda çağrıyor bizi? Neyse zaten bende cevabı kendi kendime cevabı veririm nede olsa cevabına inanmıycaktım.
Babam restoranın hafif duvara yakın bir kısmında kahverengi deri koltukta oturmuş saate bakıyordu. Sanırım bizi bekliyodu . Sırf ona inat çekip gitmek istiyordum ama annemden büyük bir fırça yerdim ve annem fırçalarını fiziksel olarak uygularsa bir kaç cümleyle sizi sakat edebilirdi.
Babamın yanında durduğumzda babam sanki geldiğimiz şaşırmı olacak ki derin bir oh çekti . Bende "ne o gelmiyceğmizimi sanıyodun" dedim daha doğrusu içimden dedim . Artık birinin yardımı lazım ne olacak benim bu özgüvensizliğim. Ama annemde durum tam tersiydi ve benim tahmin edebileceğim bir cevap verdi "ne oldu oh çektin birden" dedi . Annem bu cümleği söylediğinde bi de babamın yanına oturmıyacağımıza göre karşıdaki koltuklara oturduk.
Babamda " hiç sadece gelmiyeceğinizi sandım" dedi ve bende artık cesaretimi toplayıp " hemen rahatlama her an gidebiliriz" dedim kuduğum cümleye ben bile şaşırmıştım . Babam bana dönüp ela gözlerini gözlerimi dikti . Bakışlarını konuştursaydık " hemen geri al lafını" derdi herhalde .
" vaay çok büyümüşsün benim güzeller güzeli kızım" dedi babam . Acayip sinir oldum gel sen beni 10 yaşımda bırak sonra aradan kaç yıl geçsin o da " çok büyümüşsün güzeller güzeli kızım" desin olucak iş değil . Ha birde kızım diyo . Ben dayanamıycam galiba çekip gitmek istiyorum . Anneme şöyle bir kaçamak bir bakış attım lafa girmesi için.
Annemde ne yaptığımı anlayacak ki " artık bizi çağırdığı acil durum meselesini söylemeye başlasan diyorum . Malım kızımla benim senin yanındayken her saniye sabrımız taşıyo." Dedi ve beni yüzümde nedensizce -kii annem son noktayı koyduğu için- bir gülümseme oldu ve zorlada olsa bir kaç saniye sonra silindi.
Babamda " bak aslı senden ve biricik kızımdan özür dilemek için sizi çağırdım evet biliyorum size yaptığım hiç adil bir şey değildi ve evet özür dilemek benim ne haddime biliyorum ama lütfen ben yaptıklarımda çok pişmanım lütfen size yalvarıyorum affedin beni" dedi babam . Annemle anında birbirimiz baktık çünkü ikimizde ağzımızdan çıkacak kelimeleri merak ediyoruz ama ne yazık ki ikimizinde ağzından -nefes verme dışında- ses çıkmadı.
Annem "yine ne oldu ayhan senin vicdanın mı rahat etmedi ama zaten vicdanın olmadığı için böyle bir şey gerçekleşmemiştir. ne oldu ayhan seni artık kimse sevmediği için yanına çağırdın bizi eğer böyle düşündüğün için çağırdıysan biz kalkalım çünkü emin ol biz seni sevmeyi bırak senden nefret ediyoruz." dedi ve ben annemin ne kadar tehlikeli bir kadın olduğunu bir kez daha hatırladım.Anneme cidden kötü anılar yaşatmıştı tabii banada . O yüzden bizden özür dilemek sadece zaman kaybı . " tamam sen affetmeye bilirsin ama güneş beni affeder" dedi ve bakarak " değil mi kızım" dedi . o an ne yapacağımı bilemedim eğer ben anneme attığı tokatları görmeseydim şuana o özür dilemese de affederdim bana yaptıkları umrumda değil pek bir şey hissetmiyordum zaten ama ben o sahneleri her gün rutinmmiş gibi izlemek zorunda kalıyordum ve keşke görmeseydim. " üzgünüm ama hayır ben yapamam" da diyemiyodum ne yapıcaktım anneme baktığımda sanki affetmiyecekmişim gibi bakıyordu ama belki de etmem yani "evveett" dedi babam sanki cevap vermesem üstüme atlıyacakmış gibiydi. cevabım............. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR kurdun hikayesi
Werewolfİnsanın en sevmediği cümleler ; en duymak istemediği cümlelerdir. Güneşte sürekli en sevmediği cümlelere mahkum oluyor.