ÖLÜ GELİN

295 18 10
                                    

Bu çoğu şehirde farklı varyasyonları olan bir şehir efsanesi, şimdi bir de sözde bunu yaşamış ve hala akıl hastanesinde olduğu söylenen taksicinin anlatımı ile okuyalım. Ben orta yaşlarda bir taksiciyim.Gece vardiyasında gezinirken gelinliği hafif tozlu bir kadına rastladım, köprünün üstünde durmuş kendi kendine konuşuyordu. Yüzü gözü kanlıydı, ona acıdım arabayı almaya karar verdim.

Garip biriydi ve tarif ettiği eve gidene kadar arka koltuğa bakıp hep onu izledim, Bir süre sonra kadın titremeye başladı. Bende inip ona montumu verdim. Hiç konuşmadı. Eve geldik. Tahta kapılı eski Virane bir evdi. Kadın hiç kapıyı çalmadı, anahtarı falan da yoktu .Direk girdi evin içine ve bana:
- Şimdi size para getireceğim üstümde yok dedi. Ben de beklemeye başladım. En sonunda gözlerimi açtığımı hatırlıyorum. Uyuya kalmıştım. Saat 1.17 idi. Ben de en sonunda inip kapıyı çaldım. Yaşlı bir kadın açtı kapıyı. Ilk önce benden ürktü sonra da sordu:
- Sen kimsin ne diye geldin?
- Az önce buraya gelinlikli bir bayan girdi. Onu taksimle buraya kadar bırakmıştım.

Kadın bunları duyunca bayıldı. Ne olduğunu anlamadım, kadını ayıltmaya çalıştım . Ayıldığında kadın bir mezarlığa gitmek istediğini söyledi. Yolda her şeyi anlattı. O kız kadının düğün gecesi trafik kazasında ölen kızı olduğunu söyledi. Mezarlığa kadar buna inanmakta zorluk çektim, fakat mezarlığa gelip de mezarı bulunca, mezarın üstünde montunu gördüm ve sonra kendimi kaybettim.

YAŞANMIŞ GERÇEK CİN HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin