3. bölüm

110 2 0
                                    

Akşam anne ve babam gelmeden önce yorukmuş ve acıkmış olucaklarını düşünerek (her zamanki gibi düşünceliyim yeaa) masayı hazırlamıştım ki annem arayıp evlilik yıl dönümlerini olduğunu ve gelmeyeceklerini, 10 yaşındaki erkek kardeşim Doruk'u da Gülsüm Teyze'nin okuldan aldığını ve de bu gece yanlız olduğumu ama istersen Gülsüm Teyzelere gidebileceğimi binbir uyarı ile söyledi. Gitmeyeceğim.

Hazırladığım masa ya da yazık oldu hanii.. Toparlayıp odama çıktım. Yarına bişiler yapmam gerekiyodu ödev filan ama inan hatırlamıyorum. Amaan koy götüne yarın hallederim diyerek duşa girdim.

Aslında ilk planım biraz kitap okuyup erken yatmaktı ama heey ben 17 yaşında genç bir kızım. Hayatım yeterince rutin ve ben bu akşam evde oturup sıkılmayacağım. Arkadaşlıklarım biraz samimi olsa şu an onları arayıp evde parti bile verebilirim ancak ben onlar için bi kafeye çağırılmayacak kadar görünmezim. Her neyse zaten ben yalnız eğlenmeye alışmış bir insanım ve hayat böyle daha kolay.

Saçlarımı üstün körü kuruttum ve taradım. Zaten düz ve kızılımsı oldukları için başka bir şey gerektirmiyorlar. (jdkdfkfjcjdkfkcllslsjsj) dar siyah kotum, bordo bol tişötrüm siyah kot ceketim ve gene siyah konverslerimle hazırlandım. Annem her ne kadar bu kadar koyu renk giyinmeme kızsa da ben siyahı seviyorum. Hem görünmez olmamı kolaylaştırıyor.

Bir taksiye atlayıp aslında yürüyerek de gidebiliceğim (üşenmiş olamazmıyım sonuçda ben de insanım) alış-veriş merkezine gittim. Saat akşam 8' e geliyordu. Sinema katına çıkarak The Walking Dead filmine bilet aldım. Korku filmlerini seviyorum eveet. Korkmadığımı söyleyemem ama amaç da bu değil mi zaten: Korkmak.

Filmin başlamasına yarım saat vardı ve boş boş dolanmaktansa aklıma gelen ilk şeyi yaptım: koşa koşa buz pateni sahasına gittim. Belki de yarın sabah her yerim ağrırken kalktığımda bu yaptığıma lanet okuyacağım..

Çocuklarla beraber hem düşüyor hem de umursamazca kahkahalar atıyordum. Bi yandan da onlarla yarışmaya çalışıyordum. Ama itiraf etmeliyim çocuklardan çok daha dengesizim.

-Ada abla bak bu şekilde dengeni sağlayacaksın. Kollarını kullan.

Şeklinde bana direktifler veren bıcırığa baktım. En fazla 7 yaşındaydı. Evet kendi yaşıtlarımla anlaşamıyorum ama çocuklarla hemen sıkı fıkı oluyorum. Biraz erken mi doğdum ne ?

Ama olmuyordu iştee. Bi türlü geçeniyorum karşıya üç adımda hoop gene yerdeyim. Ayrıca kollarında dengemi sağlamamda değil düşerken birilerine çarpıp onları da düürmemde etkili oluyorlardı.

Ooouuv şurdan pisttekileri izleyen çocuğa bak çok yakışıklıı diye beynimden geçirmeme kalmadan yine kapaklandım. Ama bu sefer kenarda değil tam ortadaydım ve düşerken çıkardığım viyaklamaya benzer sesi neredeyse tüm alışveriş merkezi ve tabii ki kesmekte olduğum çocuk duymuştu. Karşımdaki kahkaha sesinşn ona ait olduğunu görünce az biraz bozulmuş olabilirim. Ama ben ona bunun hesabını sorarım kii! Ayağı kalkmayı başardığımda yavaş hareketlerle telefonumu çıkardım ve filmin başlamasına 5 dakika kaldığını gördüm. Neyse artık başka zaman hesaplaşıcağız. Buz pateninin çıkışına kadar sağlam bir şekilde gidemeyeceğimi bildiğim için yere oturdum ve popomun üşümesine aldırmadan kollarım ve bacaklarımla kendimi ittirerek sürünmeye başladım. Arkamdan gelen kahkahanın o çocuğa ait olduğuna neredeyse emindim. Ama şu an filme yetişmeliyim.

Salona koşarak gittiğimde reklamların yeni bitmekte olduğunu gördüm ve rahatlayarak yerime geçtim. Tabii bu sırada iki kişiyi kıçımla ittirmiş ve bir mısır kutusunun yarısının yerle buluşmasına neden olmuş olabilirim. Aman canım önüme çıkmasalardı.

Önümde bir çift sevgili oturuyolardı. Nasıl da birbirlerine sokulmuşlar! Ulan daha film başlamadı ayıp yaa !! Ne diye gözüme gözüme sokuyosunuz ki? Sol tarafımda en çok kim korkucak iddiasında oldukları belli ortaokul çocukları vardı. Sağ tarafımdaki koltuk boştu onun yanında ise 30lu yaşlarda kadınlar oturuyordu.

Film başladıktan bir süre sonra sağ taraftaki koltukta bir kıpraşma oldu.

-Başlayalı kaç dakika oluyor? Diye sordu sağ yanımdaki ses. Nefes nefese kalmış bir hali vardı.

-10 dakika filan. Diye cevap verdim.

Gülmesine engel olmaya çalışıyodu sanki.

-Buz pateninde kendini 5 yaşında sanan bir kıza gülüyordum. Geciktiğimin farkına varmamışım.

Diye açıklama yaptı.

Dur biraz benimle benim hakkımda dalga geçerek mi iletişim kuruyordu yani ?!? Cidden kızmıştım işte bu sefer. Hışımla yana doğru döndüm:

-Beş yaşındaki bir çocuğun yapacağı gibi her gördüğümü tanımadığım insanlara anlatmaktansa beş yaşında hissederek eğlenmeyi tercih ederim. Ayrıca bu ne seni ne de bir başkasını alakadar etmez! Diye bağırdım.

Doğal olarak salonun ilgisi üzerime çekilmişti. Şaşkınlığı bu karanlıkta bile rahatlıkla belli oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 19, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Görünmez.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin