Ertesi sabah Chae,uyandığında apar topar bir şeyler yiyip,üstünü giyinip dışarı çıkar. Şirkete gider. Ama,yüzü çok asıktır. Ne yapacağını bilemez... Böyle böyle düşünürken,telefonuna Jimin'den mesaj gelir.
Jimin:Akşam saat 20:30'da her zaman gittiğimiz sahile gel.
Chae bunun ne anlama geldiğini anlamaz. Ama yine de gidecektir. Çünkü Jimin'le ayrılığın eşiğindeydirler. Bu zamanlarını iyi geçirmeleri gerektiğini düşünür.
---
Saat 20:00 olur ve Chae sahile doğru yol almaya başlar. Sahile geldiğinde,çok güzel bir sahneyle karşılaşır. Bir masa,yemek,mum,çiçek her şey çok romantiktir. Yani Jimin ona sürpriz yapmıştır.(Bu arada Chae'nin üzerinde böyle bir kıyafet var)
(Ve Jimin'in de böyle bir kıyafeti)
"Chae,ah gel tatlım"
"Jimin,bu masa,muhteşem görünüyor. He-her şey bizim için mi?"
"Evet,Chae. Evet herşey bizim,hatta senin için. Ben kendimden çok seni düşünüyorum"
"Jimin,çok romantiksin"
Beraber yemeğe otururlar. Sahilde güzel bir akşam yemeği yerler. Daha sonra,beraber sandalyelere otururlar ve ayı,yıldızları izlerler. O sırada Jimin,Chae farkında olmadan onun elini tutar. Ve şu sözler dökülür ağzından:
"Seni seviyorum Rosé"
"Bende seni çok seviyorum Jimin"
"Ama senden ayrılmak da istemiyorum"
"Ama ayrılmak zorundayız Jimin. Ailelerimiz evlenmemize izin vermiyor. Kavga ediyorlar"
"Chae,eğer beni gerçekten seviyorsan,ayrılmamamız için elinden gelen her şeyi yaparsın. Şimdi,beni gerçekten seviyor musun?"
"Tabii ki Jimin. Bu da soru mu?"
"Öyleyse ayrılmamamız için elimizden gelenin en iyisini yapalım. Bana bunun için söz ver."
"Söz veriyorum Jimin. Söz veriyorum."
"Bende söz veriyorum Chae."
Beraberce gökyüzünü izlemeye devam eder. Chae,başını Jimin'in omzuna koyar. Jimin onun saçlarını okşar. Geceyi çok güzel geçiriyorlardır. Ta ki, Chae'nin annesinden mesaj gelene kadar...
Anne:Chaeyoung,nerede kaldın? Neden hâlâ gelemedin? Seni merak ediyoruz.
"Olamaz annemden mesaj geldi. Nerede kaldığımı soruyor. Ne diyeceğim ben şimdi?"
"Şirketteyim de."
"Saat neredeyse 23:00 oldu. Bu saate kadar şirkette hiç kalmam. Bana inanır mı ki?"
"İşimiz uzun sürdü de."
"Peki."
Rosé:Merak etme anne. Her şey yolunda. İşimiz uzun sürdü. Şirketteyim,birazdan geleceğim.
Anne:Tamam.
"Ohh neyse ki şüphelenmedi"
Telefonu kapatır ve çantasına koyar. Jimin, Chae'nin elini tuttuğunda,ellerinin soğuk olduğunu fark eder.
"Chae,ellerin çok soğuk. Üşüyorsun."
"Ha yok iyiyim ben sen beni boşver."
"Olmaz. Al sen bakayım bu ceketi"
Ceketini çıkarıp Chae'nin omuzlarına atar.
"Ama,sen. Şimdi de sen üşüyeceksin."
"Chae'm ben senin için ölümü bile göze alırım. Sen ne üşümesinden bahsediyorsun?"
"Yaa Jimin... Deme şöyle şeyler kendimi mahcup hissediyorum."
"Jimin,benim artık gitmem gerek. Annem iyice meraklanmasın. Yoksa benden şüphelenecek. Gitmem gerek"
"Tamam. Seni eve ben bırakayım."
"Ah yok,gerek yok. Ben kendim giderim."
"Olmaz. Seni ben bırakacağım. Gecenin bir yarısı tek başına gidemezsin."
"Peki,madem öyle istiyorsun..."
Jimin,Chae'yi eve bırakır. Bırakmadan önce de yanaklarına bir öpücük kondurur. Sonra kendisi de eve gider ve derin düşünceler içinde uykuya dalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Acısı | JiRose
Fanfiction"Seni seviyorum Rosé" "Ben de seni Jimin" "Ama senden ayrılmak da istemiyorum..." "Ama ayrılmak zorundayız Jimin. Ailelerimiz evlenmemize izin vermiyor. Kavga ediyorlar" Ayrılığın eşiğinde olan Rosé ve Jimin'in,ayrılmak istememeleri,ailelerinin evle...