8

17 4 0
                                    

"Bir prensesin macerası sonu iyi biter mi bilinmez"

        Kamer'in ağzından

Ben tek huyum hoşuma gidiyor sırt çantayla dolaşıp, fazla kıyafet bulundurmak...

Çantamdan spor tuniğimi çıkardım umarım Seokjin'e
olur.

Seokjin'in pantalonunu tuniğim kapatır çünkü tuniğin bacak kısmı uzun alırım ve durumu kurtaracak şal...

Seokjinle lavabonun önüne hızlı adımlarla dikkat çekmeden vardık.

Tuniği verdim.

Lavaboya girdi bende biri bakıyormu gözetliyorum.

Yanlış anlaşılmasın!

Ama erkek lavabonun önünde beklemek hiç hoşuma gitmiyor.

Tuniği giymiş halde çıktı.

Benden daha çok yakıştığını söyleyebilirim.

Şalı başından geçirip omuzuna kadar sarkıtarak örttüm.

Bazen göz göze geliyorduk ama çabuk olmalı yoksa şuracıkta bayılabilirdim...

Her zaman yanımda maske ve gözlük taşırım.

Onları seokjine takarak kamufle etmiş oldum.

Sıra bana geldiğinde Najwa farouk'un bana hediye olarak verdiği "ana insana"şarkısında giydiği elbisesini vermişti.

Elbiseyi giyip,saçımı Bayan Farouk gibi saçımın ön sakağını sola atıp taradım.

Mat bir makyaj yapıp Her zaman kullandığım dinlendirici gözlük ile kombini tamamladım.

Çantamı alıp dışarı çıktığımda Seokjin'in bana hayran bakışı ilk başta rahatsız etsede sonradan hoşuma gitti.

Elimi şıklatarak Seokjin'e "dünya'ya hoşgeldin"ama ne olduğu anlamamış çok tatlı bakınca kahkaha attım sonra Seokjin'de katıldı...

Artık kimse bizin tanımaz diye ümit ediyorum...

Seokjin'in Ağzından

Başka çare olmadan Kamer'in Tuniğini giydim.Mor tunik pek sevmem ama şimdi kurtulmak için..

Dışarı çıktığımda beni elinde şalla beklerken kısa sürede hayran bakışı hoşuma gitmişti.

Kafama taktığı şal en azından takımmış.

Gözlüğü anlarım ama maske taşımak ...

Sıra ona geldiğinde hazırlanması normal bir kıza göre daha kısa sürmüştü...

Lavabodan çıkıp bana doğru gelirken elbisesi harika ve gözlüğüyle de güzel olmuştu...

Ona hayranlıkla bakraken elini şıklatıp bu hayalden uyandırması beni biraz komik duruma düşürsede en azından hastaneden uzaklaşabilirdik...

Yazar'ın anlatımıyla

Herkesin nefeslerin tuttuğu zaman.

Fazla uzatmadan Hastaneden çıktılar.

En tuhafı kimsenin fark etmemesiydi...

Seokjin Kamer'i daha iyi tanımak için kafe ye davet etti.

Normalde kabul etmez ama ilaçları içme zamanı geçiyordu...

Şimdi sizi Seokjin ve Kamer'in diyaloğuyla bırakıyorum..

Garson:Ne alırdınız efendim.

Seokjin: Yaş pasta ve elma suyu.

Kamer: Ilık su ve Türk çayı.

HAYAL UMUT GERÇEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin