"ayakta kalan son kişiler olacağız" ♌︎ phase two

585 110 132
                                    


Narcissa Malfoy tarihi değiştirebilecek bir hata yapmıştı.

Bellatrix Lestrange, Lord'unun her zaman sözünü ettiği hatayı yapmıştı. Birine - kendi öz kardeşine - güvenmişti.

Lord Voldemort, müridini sevdiği birini öldürmek için zorlamıştı.

Hatalar yapılırdı ve o hatalar tarihi değiştirirdi.

Cassius ve Regulus da okyanusun ortasında bir kayalığa cisimlenirken tarihi değiştirmeye niyetliydi. Tuzlu su kokusu, burunlarının direklerini sızlatıyordu ve dalgaların kayaya vurma sesinden birbirlerini bile duymaları çok zorlaşmıştı.

Arkalarında dik bir yamaç yükseliyordu, o kadar dikti ki en iyi dağcının bile buraya inemeyeceğinden emindi Regulus. Tam Karanlık Lord'un seçeceği bir yer gibi görünüyordu bu yüzden üçüncü denemelerinin - daha öncekiler, saatler süren aramalar sonucu olsa da fiyaskodan öteye gitmemişti. -  ilk saniyede doğru yerde olduğundan emin oldu. Kayalık çok geniş olmadığı için bir adım sonra ne yapacaklarını aramaya başladılar. Birkaç dakika içinde Cassius, kayalığın öteki ucundan seslendi. "Regulus, burda bir şey buldum."

Regulus aceleyle arkadaşının yanına giderken yosunların kayganlaştırdığı zemin yüzünden suyu boyluyordu ama zar zor da olsa ayakta kalabildi. Cassius'un parmağıyla işaret ettiği yerde bir dizi oyuk, yarı yarıya suya gömülmüş ve yamaca yakın duran iri kayalara inecek şekilde ayak basma yerleri oluşturmuştu.

"Önce ben inerim." diye öne çıktı Cassius. Uzun ve nispeten esnek bacakları, bu tarz iniş ve çıkışlarda daha rahat olmasını sağlıyordu ama biraz önce Regulus'un kaydığı gibi kayacak olduğunda kıvırcık saçlının ödü koptu. Neyseki, bir şey olmamıştı henüz ve Cassius aşağıdaydı. Elini sallayarak Regulus'a gelmesini işaret etti.

Ayağını ilk basamağa yerleştirdiğinde evdeki kadar cesur hissetmese de, Cassius'un yarı yolda kendisini yakalamasıyla inmeyi başardı.

En büyük kaya parçasına vardıklarında Regulus "Lumos," diyip kaldırdı asasını. Karşılarındaki siyah, karanlık duvar anında aydınlandı.

"Bu iş gittikçe tehlikeli oluyor." dedi duvarın hemen altında, girdaplar oluşturarak akan suyun geçtiği deliği görünce.

"Biraz ıslanmak mı tehlikeli, Everleigh? Seni daha cesur bilirdim." Cübbesini ıslanıp ağırlık yapmaması için kayanın üzerine bıraktı. En sevdiği cübbesinin böyle harcanması üzücüydü ama Regulus'un bundan sonra bir cübbeye ihtiyacı olup olmayacağı bile şüpheliydi.

Kotunun cebine asasını tıkıştırırken Cassius asayı dudaklarının arasında tutmayı tercih etti. Bu sefer önde Regulus - açık ara daha iyi bir yüzücüydü çünkü - boyunlarına kadar yüksekliğe ulaşan suya daldılar. Destek almak için ellerini kaygan, ışığın altında simsiyah görünen duvarlara yasladı. Yürüyüş uzundu ve zemin, duvarlar kadar düz değildi. Kayaların ayaklarının altına battığını hissedebiliyordu. Cassius arkasında, havaya küfürler savurup durumdan şikayetçi olurken de her şey kolaylamıyordu hani. Biraz sonra yarık gittikçe daralmış, sonra ise birden genişlemişti. Eğim yavaş yavaş azaldı ve suyu geride bırakıp dondurucu mağaraya çıktılar. Cassius soğuktan titriyordu. "Seni kurutalım." diye mırıldandı Regulus, kendi parmak uçları da soğuktan hissizleşmeye başladığı halde. Cebinden asasını çıkarıp arkadaşına doğrulttu ve kurutma büyüleri mırıldandı. Aynısını kendine de yapmak için birkaç saniye olsun beklemesi gerekmişti zira oldukça bitkin düşmüştü genç büyücü.

Daha başındayken böyleyse ileride ne olacağını merak etti.

Cassius, ucunda ışık parlayan asasını kaldırıp mağara duvarlarını inceledi. "Doğal değil bu." dedi bir çırpıda. "Doğal kayaların bu kadar düz olmayacağını bilecek kadar çok kaya gördüm."

up in flames ☰ regulus arcturus blackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin