sen,ben; birinci bölüm

984 61 77
                                    

birinci
ateş kadehi  ah hadi ama, sevdiğin adam kız arkadaşıyla ayrılması gayet olumlu -en azından benim için-

dün gece yarısı hagrid bana söylemişti ejderihaların birinci görev olduğunu.
aslında şuan kafamı kurcalayan şey ejderihalar değilde bunu diğerlerine söyleyip söylememek ile kararsızdım.

sonra düşünüyorum, aptal mısın harry? tanrım sevdiğin çocuk ejderihayla savaşıcak ve bunu bilmiyor!

iç çekip yatakhaneden çıkıp -her ne kadar istemesemde- Cedric'i aramaya başladım. insanlar bana kötü kötü bakarken pek dikkatli arayamasamda, bir şekilde o ve arkadaşlarını bulmalıyıdm.

ah, seçilmiş harry potter'a neden kötü kötü mü bakıyor? şu zamanlarda kokuşmuş potter falan diyorlar. çünkü ateş kadehi on yedi yaşındakilerin girebildiği bir ölümcül yarışmaya on dört yaşındaki birşni alabilecek kadar şakacı (!).

arkamdan gelen kıkırtılar ve alaylı cümleler eşliğinde bahçeye çıkıp gözlerimle bahçeyi turladım. sonra kahverengi çalan sarı saçların sahibini görüyorum.

arkadaşlarının hepsi 'kokuşmuş potter rozet'lerini takarken birtek o takmıyordu -büyük ihtimal sırf nazikliğinden çünkü gayet eğleniyor gibiydi-.

arkadaşının dizine yatmış cedric'in önünde dikiliyordum. sonunda cedric'in dikkatini çekmeyi başardığımda konuştum
"konuşmamız lazım." olabildiğince sert bir tavırda konuşup, bir ağacın arkasına geçtim ve gelmesini umdum.

arkadaşları ıslık çalıyordu. buna sinirle kaş çatarken. cedric arkadaşlarına bir gülümseme sunup bana döndü.

ellerime yaklaş anlamında salladım. yani eğilmesi için işte. of. fazladan başını eğince derin bir nefes alıp konuşmaya başladım
"birinci görev ejderihalar"

anında kaşları şaşkınlıktan kalkıyor. sonra hemen kaşlarını çatıyor
"bir dakika, bu yetişkin bir büyücü için bile tehlikeliyken on dört yaşındaki bir çocuğ-"

oflayıp yanından gidip geldiğim yere gidecekken bileğimi tutan bir el buna engel oldu. bu elin sahibinin cedric olduğunu düşününce kızarmama engel olamadım. cedric'in arkadaşlıklarının ıslıklarının artmasına sebep olmuştu.

cedric kulağıma yaklaşıp fısıldadığına yüzümün heryerinin yandığına yemin edebilirdim.
"onlara takmamalarını söylemiştim ama takmışlar. onların adına özür dilerim." dedi söylerken bakışları arkadaşlarına gitmişti.

olabildiğince stresli değilmiş gibi davranıp hızlıca "sorun değil," diye mırıldanıp hızlı adımlarla yatakhaneye doğru adımladım.

size daha önce malfoy'dan bahsetmiş miydim? uh, ondan nefret ederim -hayatı tehlikeye girse kurtarırdım çünkü ben harry'im-. sürekli bana sataşır, 'sürekli'.
"oh, potter yoksa aşk acısı mı çekiyor ay yazık!" acımadığı çok belliydi.
"babamla iddiaya girdik. ben senin on dakika dayanayabileceğini düşünüyorum, ama babam en fazla beş dakika dayanayabileceğini söylüyor." cümlenin sonunda kahkaha attığında ona patladım.

"o iğrenç lucius ve senin ne düşündüğün umrumda değil malfoy!" sanırım babasına adıyla seslenmemden rahatsız olmuş olacakki dibime girip bağırdı.

"ona ben bile düzgünce baba diye seslenemezken nasıl onu iğrenç diye anarak, artı adıyla seslenirsin!" kaşlarımı çatıp bir adım attım.

"üzgünüm malfoy ama sen bir tanrının oğlu değilsin!" ona son kez bakıp hızlıca yatakhaneye gittim. yolda ron'u görünce bekleyen göz yaşlarım döküldü.

ah, ron'la kavga ettiğimi söylemiş miydim? sanırım hayır. ateş kadahi'ne adımı attığımı -her nekadar atmasamda- düşünüp arkadaşlağımızı bitiriceğini söylemişti.

oflayıp (OF DEME OH DE) yatağıma bıraktım kendimi.

yazar notu; İkinci bölüm teknik hatalardan dolayı silindi. Özür dilerim.

hedricHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin