Ay'ın Ağzından;
O sinirle daha fazla içmesini engellemek için o gece Emir'de kalmıştım. Ama ne yazık ki eve gelince ben de içmeye başladım. Yatağında uyuyakalmıştık. Onun kokusuyla uyanmak kadar huzurlu bir şey yoktu. Kalktığımda hâlâ uyuyordu. Aşağıya inip, evde bize yardımcı olan Zeynep abladan 2 tane sert kahve yapmasını istedim. Buna gerçekten ihtiyacımız vardı. Yukarıya çıktım.
A: "Hayatım hadi uyan."
E: "Ay..."
A: "Efendim sevgilim?"
E: "Göğsünde biraz daha uyusam olmaz mı?"
A: "Zeynep abladan bize kahve yapmasını istemiştim ama o yapana kadar uyuyabilirsin."
Daha lafımı bitirmeden uyuyakalmıştı. O uyurken yüzünü kemirebilirdim.
ZA: "Ay'cığım komodinin üzerine bırakıyorum kahveleri."
A: "Teşekkür ederim Zeynep ablacığım." Emir'i uyandırmak hiç içimden gelmiyordu ama tam o sırada Lina ve Uzay'ı yatta yalnız bıraktığımız aklıma geldi.
A: "Emir, kalk hemen hadi!"
E: "Ne oldu birden bire ya?"
A: "Canım biz yatta kimleri yalnız bıraktık bi düşün bakalım. İç şunu da gidelim."
E: "Hassiktir, doğru!" Salak yavrum kahveyi bir anda dikmeye çalıştığı için fena yanmıştı. Hazırlanıp, motora bindiğimiz gibi limana gittik.
E: "Sevgilim sen gidip bakabilir misin? Benim biraz işim var da."
A: "Tamam hayatım." İçeriye girdim. Burada Emir ile çok fazla anımız vardı. Uzay ve Lina'yı sarılıp uyurken görmek beni gülümsetti. Tam Lina'yı uyandıracağım sırada Uzay'ın uyanık olduğunu fark ettim.
A: "Günaydın."
U: "Günaydın Ay. Lina çok güzel uyuyor da kıpırdayamıyorum o yüzden. Nasıl bu hale geldik biz?"
A: "Dün gece neler olduğuna dair hiçbir fikrin yok değil mi?"
U: "Kanka sen böyle söylüyorsan kesin bi bokluk vardır. Ne yaptım?"
A: "Böyle haberleri vermeyi severim fakat sen kesin sevmeyeceksin. Dün gece aptal gibi daha parti başlamadan sarhoş olup Lina'ya sonra da Kaan'a sataştın. Daha sonra, yine aptal gibi demeyeceğim bence güzeldi, Lina'ya onu sevdiğini itiraf ettin kankacığım."
U: "Hassiktir ya. Peki bunları yapmama rağmen neden Lina yanıma yattı?"
A: "Emir sana çok sinirlendi ve bir güzel dövdü. Kaan seni buraya getirdi. Sen Lina'yı istedin. Sonra ikisi yaralarını temizlediler. Lina seninle kalmak istedi. Nedenini ona sorarsın."
U: "Emir mi dövdü? Off ben de diyordum ki niye her yerim ağrıyor. Felaket tellalı gibisin, yağdırdın haberleri kanka sağ ol."
A: "Şurada ağrı kesici var onu alırsın. Ayrıca felaket tellalı iltifatın için teşekkür ederim."
Uzay'ın Lina'dan hoşlandığını biliyordum ama Kaan'ın ne yapacağını bilmiyordum. Çünkü Kaan'ın Lina ile bir şeyler yaşayıp yaşamadığı bilmiyordum. Belirsizlikler beni her zaman yorardı ama çözülmesi gerekirse çözerdim.
A: "Uzay, Lina'yı uyandırabilir misin? Benim birkaç işim var da."
U: "Tamam, uyandırıyorum birazdan." Kamaraya çıkıp oturdum. Önümde uzanan güzel denize baktım. Aslında Emir ile aramız her zaman çok güzel gözükürdü ama tartıştığımız zamanlar da fazlaydı. Çocukluğumdan beri onunla birlikteydim. Bunun bozulmasını istemiyordum ama son zamanlarda garipleşmeye başlamıştı.
E: "Napıyorsun burada?"
A: "Hiç dalmışım, düşünüyordum. Bitti mi işin?"
E: "Evet. Sen ne yaptın?"
A: "Uzay uyandı, Lina'yı uyandıracak. Dün gece olanlardan bahsettim ve bir de attığın dayak için ağrı kesici verdim." Moralim bozulmuştu birden bire aklıma gelen şeyle, derin bi nefes aldım.
A: "Ben eve gideceğim Emir. Daraldım biraz, dinlenmem lazım. İstersen gel."
E: "Güzelim sen git, ben onlara bakayım daha sonra yanına geleceğim. Sonra da konuşuruz bu hallerini."
A: "Pekâlâ. Görüşürüz canım."
E: "Görüşürüz güzelim."