Sular altında bir yaşayan bir prensesti, Nerissa.
Büyük halası Ariel'i örnek almaya karar verene kadar...
Su cadısıyla aptalca bir anlaşma yapan Nerissa, çok iyi arkadaşlar ve sevimli bir kurtadamla geçirmeye başlar günlerini.
Remus Lupin\ OC
Başlan...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
∆
Titreyen elleriyle, daha birkaç saniye önce annesine ait olan değneği yastıktan güçlükle aldı. Dokusu hoştu, cilası iyi yapılmış, kahverengi üzeri deniz canlılarının işlemeleriyle dolu bir değnekti bu.
Gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken içinden bunun bir kabus olmasını diliyordu. İnanmak istediği son şey, az sonra kraliçe olacağıydı.
"Ben de evlenip tahta oturduğumda on altı yaşındaydım." diyordu annesi kafasının içinden. Hayır, daha bu sabah yaptıkları konuşmaydı bu.
"Ne zamandı?"dedi, Nerissa sorarcasına. Sesinin meraklı çıkması için büyük bir çaba harcıyordu. "Bir asır önce mi?"
Kraliçenin, sinirden genişlemiş burun deliklerinden verdiği ani nefesi, etrafı baloncuklarla doldurdu. "Alay etmeyi bırakıp geleneklerimizi kabul etsen iyi edersin, genç hanım! Kraliyeti yönetmek, o topladığınneggleçöplerinden, kayalara çizdiğin resimlerden daha önemli!"
"Hiç de değil! Yasaları değiştirebilirsin, taht sizde kalabilir! Benim yaptıklarım tüm gün boyunca sarayda oturmaktan daha önemli!"
"Yasaları değiştiremem, Nerissa! Kraliçe olacaksın ve evleneceksin. Tartışma bitmiştir!"dedi annesi sesini hafifçe yükselterek. Göğsü sinirle aldığı nefeslerden dolayı hızla inip kalkıyor, işaret parmağıyla kapıyı işaret ediyordu.
Nerissa, oturduğu yataktan hışımla kalktı ve kapıya doğru süzülmeye başladı. Gözlerini ısrarlı bir şekilde annesinden ayırmıyordu. "Mariana'ya hakkımı vermek istiyorum."dedi kapının önünde durarak." O benim yerime kraliçe olabilir, Hotham'la evlenebilir. Üzülmem."
"Sen varken Mariana kraliçe olamaz. En büyük olarak bu senin sorumluluğun."
"O, tek yaptığı burnunu karıştırıp herkese hizmetçisiymiş gibi bakan, suratsızla evlenmek istemiyorum."dedi yavaşça annesine dönerken. "Soğuk su krallıklarından nefret ettiğimi biliyorsun. Çok korkunçlar!"
"Nişanlın hakkında düzgün konuş!"
"Ne zamandan beri nişanlım?! Evlilik teklifi bile etmedi!"
"Doğduğundan beri."dedi annesi. Sesi bir halk şarkısı kadar sakin ve kontrollüydü, şimdi. Bir eliyle muhafızlardan birini işaret etti. "Prenses Nerissa'yı odasına götürün."
Değneği elinde çevirirken ettikleri onca kavgayı kafasından atabilecekmiş gibi iki yana salladı, kafasını. Kral Trion'un da Kraliçeden bir farkı yoktu. Yasa ve gelenek, bu iki kavram birbirine karışalı epey zaman olmuştu.
