işitmek artık her an gökkuşağının altından geçicekmişcesine yakın.

179 48 42
                                    

Hastanenin beyaz duvarları, çoğu kişinin sevmemesine rağmen, Züleyha'ya umut olmuştu bugün. Renkleri kalıplaştıramazdık evet ama bugün beyaz umudu temsil ediyordu, Züleyha için. Mutluluğu temsil ediyordu.

Genç kız, ela gözlerini açınca ilk gördüğü beyaz duvarlardı. Gözlerini kapatıp açtıktan sonra ise gördüğü iki tane kafa idi. Babası ve Ahmet.

Pekala. Biraz zamana ihtiyacı vardı. Narkozun etkisiyle kendini garip hissediyordu. Sanki bedeni, kendi bedeni değildi.

Gözlerini tekrardan kapattı, Züleyha. Bekle öylece. Sonra bir şey işitti. Boğuk geliyordu o ses ama duydu onu. Bir an içinde binlerce duygu hissetti. Kelebeğin son kanadını çırpışında ki umut, bir kuşun ilk kanat çırpışında ki heyecan, kedinin ona verilen sevgiye karşı hissettiği mutluluk.

Adını koyamayacağı bir sürü güzel duygu içinde şölen veriyordu resmen. Züleyha hemen açtı gözlerini. Gözleri aşina olduğu yüzlere değdi önce. Ardından dikleşmeye çalıştı. Babasının da kolundan verdiği destekle dikleşti.

Parlayan gözleri ile babasının gözlerine baktı. Ardından ellerini hareket ettirdi hızlıca. "Konuş."

Babasının bir anlık duraksamasının ardından dudakları kızın adını zikretti.

Züleyha hayallerini gerçekleştirdi. Züleyha, hayallerini gerçeğe taşıdı. Züleyha, babasının sesini işitebilirdi. En çok istediği şey gerçek oldu, genç kızın.

Gözlerinden akanlar sadece gözyaşı değil, filizlenmiş tohumların çiçekleri.

Ağzından hesapsız bir kahkaha kaçtı ve kulakları kendi sesine ev sahipliği yaptı. Çok kalın sayılmayan ama ince de sayılmayan bir sesi vardı. Bu durum, sarsılarak ağlamasına neden olmuştu.

Kollarını iki yana açarak babasına sarıldı. Gözlerinden akanlar, babasının üstünün ıslanmasına sebep oluyordu ama bu rahatsızlık vermiyordu. Züleyha'nın babası da kollarını kızının kafasına sardı ve eğilerek saçlarına dudaklarına bastırdı. Bir kez değil, yüzlerce kez.

Dakikaların ardından odaya doktorun girmesi ile Züleyha babasından geriye çekildi. Zaten kısa olan saçlarını eliyle düzeltti ve gözlerini sildi. Silmesi neye yarardı? İzleri kalmıştı önemli olan da buydu.

Doktora yüzüne çok yakışan o tebessümünü sunduktan sonra ağır bir şekilde kafasını diğer yanına çevirdi. Babası doktorla konuşmaya başlamıştı. O da Ahmet'e döndürdü bakışlarını.

Züleyha'nın yüzünde minnet dolu bir tebessüm vardı. Ahmet'e minnettardı. Yanında olduğundan dolayı, hayatına girmesine izin verdiğinden dolayı, zamanının zamanına karışmasına izin verdiğinden dolayı.

Duygu patlaması yaşıyordu şu anda ve kollarını açarak Ahmet'e doğru uzandı.

Ahmet bir adımda onun yanına gelince, o da Züleyha'ya sarıldı. Ahmet;Züleyha'nın güneşi olmuştu o anda ve Züleyha'nın gözlerinden akan yaşlar onların hayatına renk katmıştı. Aralarında oluşan sarmaşıkların üzerine gökkuşağı doğmuştu ve Züleyha, Ahmetle gökkuşağının altından geçene kadar ellerini ayırmamaya razıydı.

▪son bir bölüm kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


▪son bir bölüm kaldı. :,

müzik kutusunu yutan kız.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin