Gözüme gelen güneş ışınlarına daha fazla katlanamayıp gözlerimi açtım.
Saat 11.30 du. Normalde bu saate kadar yatmazdım. Bu rahatlığımı bugün işe geç gideceğime veriyorum. Hemen size kendimi tanıtayım.
Ben Serap Kartal. 22 yaşında gençliğinin baharında bir kızım. Koyu kahve büyük gözlerim ve uzun koyu kahverengi dalgalı saçlarım var. Arkadaşlarımın tabiriyle esmer bombaydım! Büyük bir restorantta garsonluk yapıyorum. Ailemle ayrı yaşıyorum. Tabi bunun için bir ailemin ayaklarına kapanmadığım kalmıştı.
Biraz daha yatakta oyalandıktan sonra kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazılarına göre abartı olabilir ama her zaman giyimime çok önem verirdim.
Daha fazla oyalanmadan çıktım bu kıyafetlerle otobüste rahat edemeyeceğim için iş yerine hep taksiyle gitmek zorunda kalırdım
Taksi durağına doğru gitmeye başladım. Tam karşıdan karşıya geçiyordum ki yandan gelen sert fren sesiyle olduğum yerde kaldım. Az kalsın bana çarpacaktı. Şoföre döndüğümde aman Allah'ım o gözler de ne öyle. Adam eğer biraz daha baksa kesin gözleriyle beni keser, doğrardı.
"Allah'ın hayvanı burası otoban değil biraz daha yavaş olabilirsin"
Evet arkadaşlar helvamı kavurabilirsiniz. Adam kaşlarını çatıp tam inecekti ki hemen oradan topukladım . Zaten geç kalmıştım bir de bununla uğraşamazdım. Hayır hayır kesinlikle korkudan değil. Sadece vaktim yok.
Restoranta ulaştığımda vakit kaybetmeden içeriye girdim. Herkes bir telaş halinde. Hemen Berk'in yanına gittim. Berk benim buradaki en yakın arkadaşım.
"Neler oluyor neden herkes bu kadar telaşlı?"
"Önemli biri geliyormuş. Patron çok dikkat etmemiz gerektiğini falan anlattı"
"Kim ki bu adam bu kadar önemli? "
"Bilmiyorum ama herkes ne kadar tehlikeli biri olduğu hakkında konuşuyor. Aman Serap sakin kalalım ve bugünü de atlatalım"
"Tamam tamam neyse sana kolay gelsin ben içeriye giriyorum"
Konuşmanın üzerinden 3 saat geçti ama hala gelmemişti. Patronun dediğine göre yarım saat sonra burada olacaktı. Kimdi acaba çok merak ediyorum.
Dışardan bir gürültü geldi çıkıp baktığımda bir sürü takım elbiseli adam vardı. Ortalarda olmamak için mutfağa geçtim.
"Serap servisi sen yapacakmışsın"
Şefe döndüm ciddi olup olmadığına bakmak için. Maalesef ciddiydi. Bismillah çekip servisi götürmeye gittim.
Korkudan mı bilmiyorum ama elim ayağım titriyordu şu an .
Masaya ulaştığımda yemekleri masaya yerleştirmeye başladım. İşim bittiğinde başka bir isteği olup olmadığını sormak için kafamı kaldırdım.
Ama adam bana bakmıyordu. Hafifçe öksürürmüş gibi yaptım.
Adam bana döndü ve o da ne
"HASSİKTİR"
Kitap için önerilerinizi bekliyorum ve oylamayı unutmayalım
