"Ben gelmesem olmaz mı?"
"Aa sevgilim partinin onur konuğu sensin zaten."
Pis pis gülmüştü bir de . Çarpacam ağzının ortasına o olacak.
"Peki o zaman benim kıyafet almam gerekiyor."
"Dolabında her şey var zaten . Ama eğer başka alacağım diyorsan korumalar seni götürür. Benim şirkete gitmem gerekiyor."
Kalktığında anlıma öpücük kondurdu. Neyse Serap sakin. Cebinden bir kredi kartı çıkardı ve önüme koydu.
"Şifresi 9894 ikimizin doğum tarihi. Sakın kaçmaya kalkma . Aileni düşün ve beni çıldırtacak şeyler alma."
"Emriniz olur."
"Seni özleyeceğim" deyip gitti.
Bu seni seviyorum dedikten sonra iyice açıldı ha. Yukarıya çıkıp üzerimi değiştirdim. Hemen alışverişe çıkmam gerekiyordu.
Aşağıya indiğimde. Kapıyı açtım bir koruma direk karşıma çıktı.
"Yenge sizi ben götüreceğim. Siz önce arabaya geçin ben geliyorum."
Yengen batsın senin. Dediği gibi arabaya geçip arkaya oturdum . Iki dakika sonra koruma geldi. Elindeki telefonu bana uzattı.
"Yenge, Ateş abi seninle konuşacakmış"
Telefonu elime alıp kulağıma getirdim . Birden karşı taraftan bir ses pardon bir kükreme geldi ve aynen şöyle diyordu
"O şortun cezasını evde vereceksin güzelim"
Daha fazla dinlemek istemediğim için telefonu yüzüne kapatıp korumaya verdim. Bu daha hiç bir şey sen bir de akşama giyeceğim elbiseyi gör. Biraz da o kudursun. Madem beni bırakmayacak biz de onu çıldırtırız.
Alışveriş merkezine geldiğimizde vakit kaybetmeden mağazalarda dolaşmaya başladım.
Neredeyse 3 saat geçmişti ve ben bir sürü şey almıştım. Ne yani zorla tutuluyoruz diye kıyafet de mi almayalım. Ağlayarak çözüm olmaz ben de biraz alışmaya karar verdim. Belki ileride onu ikna edersem beni bırakır.
Eve geldiğimde hava kararmıştı. Arabadan inip direk içeriye girdim. Torbaları da koruma getiriyordu. Kapıyı çaldım. Hizmetli kadın kapıyı açtı. Bu arada ben bu kadının adını hâlâ bilmiyordum.
"Hoşgeldiniz efendim"
"Hoşbuldum. Ateş geldi mi?"
"Evet efendim kendisi yukarıda çalışma odasına. Gelince yukarıya çıkmanızı istedi."
"Tamam teşekkürler. Bu arada isminiz nedir?"
"Aylin efendim"
"Peki Aylin hanım kolay gelsin"
Yukarıya çıktım bakalım derdi neymiş.
Kapıyı çaldım. Içeriden ses gelmesini beklemeden kapıyı açtım. Kapıyı açmamla içeriye çekilip kapıya dayanmam bir oldu.
"Ne yapıyorsun sen ya "
"Sana o şortun cezasını vereceğini söyledim sen de yine akıllı durmayıp telefonu suratıma kapattın. Şimdi de ceza vakti güzelim."
"Bak şu an saçmalıyorsun hadi bırak beni çok yorgunum."
"Olmaz"
Kollarımı tutup kafamın yukarısında sabitledi. Yüzüme yaklaşmaya başladı.
"Sakın beni öpeyim deme"
Gülmeye başladı. Daha fazla yaklaşmaya başladı ve bamm.
Evet beni öptü ve hala devam ediyor. Ne yapıyor bu karşılık vermemi beklemiyor herhalde. Daha fazla dayanamayıp kafamı yana çevirdim. Kafası boynuma düştü. Önce boynumu koklayıp sonra da ısırdı.
"Ah ne yapıyorsun gerizekalı. Bırak beni"
Boynumda hissettiğim dudaklarıyla güldüğünü anladım. Isırdığı yere öpücük koyup geri çekildi.
"Her beni sinirlendirdiğinde cezan bu . Gerçi ben hep beni sinirlendirmeni tercih ederim"
Kitap için önerilerinizi bekliyorum ve oylamayı unutmayalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur Ve Mafya
Teen FictionGüzel bir o kadar da cesur bir kız Gördüğü andan itibaren güzelliğine tutulmuş mafya bir adam Gelin beraber inceleyelim