Sabaha kadar hiç uyumadım. Sadece dışarıyı izledim ve gördüklerime göre gece saat 10 da koruma değişimi vardı. 10 dakika aşağıda kimse olmuyordu . Bende eğer kaçarsam bu saate kaçacaktım. Bakın eğer kaçarsam diyorum. Çünkü ben buradan kaçınca onun aileme zarar verip vermeyeceğini bilmiyorum. Ailemi de tehlikeye atmak istemiyorum.
Bunları düşünürken kapı çaldı. Baktığımda hizmetlinin geldiğini gördüm.
"Efendim kahvaltı hazır. Ateş Bey aşağıda sizi bekliyor."
"Tamam geliyorum"
Şu an onunla tartışacak gücü kendimde bulmuyordum.
Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Bir an önce banyo yapmam gerekiyordu ama tanımadığım birinin evinde yapmak istemiyordum. Ama buradan gideceğim de kesin değil. Ne yapacağım konusunda iyice kararsızım.
Aşağıya indiğimde yine masada oturuyordu. Ben de gidip dün oturduğum yere oturdum.
Bir kaç bir şey yedikten sonra ona döndüm.
"Benim işe gitmem gerek"
"Artık çalışmayacaksın"
Bunu dedikten sonra yemeğine devam etti . Şu an onun sakin olması beni deli ediyordu.
"Benim işe gitmem gerek"
Bu sefer kelimelerimi tane tane söyledim.
Çatalın sertçe tabağa bıraktı. Sinirli gözlerle bana döndü.
"Kes sesini sana işe gitmeyeceksin dedim."
"Yeter artık dayanamıyorum. Niye beni zorla burada tutuyorsun. Ben sana hiç bir şey yapmadım. Bir günde hayatımı mahvettin. "
Şu an elimde olmadan gözümden yaşlar geliyordu. Her sinirlendiğimde böyle olurdu ve ben bu huyumdan nefret ederim.
"Ağlama"
Bağırmasıyla olduğum yerde sıçradım. Bu dediğiyle ağlamam daha çok şiddetlendi. Gerizekalı ağlama demesi kolay.
"Ağlatma o zaman. Bırak beni gideyim."
"Eh yeter be sana iyi davrandık tepemize çıktın. Bu evden çıkışın yok. Ama ben sana ne yapacağımı çok iyi biliyorum."
Ne yapacaktı bu manyak bana . Kolumdan tutup sürüklemeye başladı.
"Bırak beni hayvan herif nereye götürüyorsun."
Bak hala bırakmıyor. Benden günah gitti deyip elini ısırdım.
"Ahh vahşi misin kızım."
Daha çok sinirlendi. Birden saçıma asıldı. Canım çok yanıyordu. Gözyaşlarım gözlerimden öyle hızlı akıyordu ki.
Birden elinden kurtulup yemek masasına doğru gittim. Örtüyü tutmamla çekmem bir oldu. Allahım nimetler yere düştü affet beni. Tüm günahları bu hayvana yaz . O kışkırttı beni.
"Senin derdin ne ha. Söyle de bileyim."
" Benim derdim ne öyle mi? Çok mu merak ediyorsun?"
Kafamı olumlu şekilde salladım.
"Benim derdim sensin . Seviyorum seni oldu mu , rahatladın mı?"
"Ne saçmalıyorsun sen be ne sevmesi oğlum sen beni sadece geçen gün gördün bu yalana inanacağımı sanıyorsan yanılıyorsun"
"Ne geçen günü gerizekalı ben seni 2 yıldır tanıyorum"
"Ne iki yılından bahsediyorsun"
"Basbaya iki yıl. Ben seni iki yıldır bu evde hayal ediyorum. Sana sarılmayı, kokunu içime çekmeyi hayal ediyorum. Şimdi benden seni bırakmamı isteme"
"Bunu tehditle yapman gerekmiyordu. Insan gibi karşıma düzgünce çıkabilirdin. Böyle şeylere gerek yok."
"Neyse ne artık buradasın sebebinin de öğrendin. Gitmeyi unut. Yoksa dediğim gibi ailene veda etmek zorundasın güzelim."
"Bana güzelim deme Allah'ın pisliği. Nefret ediyorum senden."
Ağlayarak odaya çıktım. Yatağa yattım. Bu iki günde çok yorulmuştum.Allah'ım ben bu psikopatla ne yapacağım.
Kitap için önerilerinizi bekliyorum ve oylamayı unutmayalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur Ve Mafya
Teen FictionGüzel bir o kadar da cesur bir kız Gördüğü andan itibaren güzelliğine tutulmuş mafya bir adam Gelin beraber inceleyelim