THE LOST PRINCE - TAEGİ

Onu Melek Gibi Göstermişti

"ne demek EUNWOO içeride?"

"ö-öyle işte. İçeride"

jaehyun Taehyungu bu kadar sinirli görünce bocalamıştı bir an.

Bu sefer engelleyememişti Taehyung. Fakat yoongi için vazgeçilmez olacaktı.bir prense hamile kalıp doğuracak ve yaşayacaktı. Hatta o kraliçenin yerine bile geçecekti.

Taehyung bir kere kendini yoongiye hatırlatmıştı. Yoonginin onu çağıracağına emindi.

Belkide ömrü boyunca bir sürü rakibi olacaktı böyle. Fakat Taehyung hepsini yenecekti. Bu devletin en güçlü kraliçesi(?) olacaktı.

"eunwooya gününü göstermeliyiz değil mi? Gücümün farkına varacak."

"ne yapacaksın? Korkutma beni Taehyung? Alırlar kellemizi"

"korkma jaehyun hiçbir şey olmayacak"

O gece Taehyungun gözüne bir gram uyku girmedi. Gözyaşlarına da engel olmadı. Ne zaman kapılmıştı krala. Sadece onun olmasını isteyecek kadar.

Tüm gece bekledikten sonra eunwoo gelmişti. Kahvaltı saatinden önce gelmişti. Anlaşılan uyanır uyanmaz yollamıştı kral onu.

Eunwoo Taehyunga alayla gülümseyip yukarı çıktı. Taehyung kafasına pek takmadı. Çünkü yarın hüngür hüngür ağlayan o olacaktı.

Jaehyun kraliçenin hizmetine verilmişti. Yoongi her sabah mutlaka annesini ziyaret eder. Öyle işinin başına giderdi. Taehyung ondan ajanlık yapmasını istemişti. Belki bir şeyler öğrenirdi.

Yoongi annesinin yanına gitmişti o sabahta. Kraliçe sevinçle karşıladı.

"hoşgeldin oğlum. Nasılsın?"

"iyiyim anne. Sen?"

"iyiyim oğlum iyiyim."

"bir sıkıntınız yoktur umarım"

"yok gibi..... Ölmeden torunumu görebilseydim"

Yoongi bu soruyu cevaplamak istemedi. Hiç söylememiş gibi devam etti.

"at binmeye bahçeye çıkıyorum. Oradanda (bişiler der işte). Var mı bir isteğiniz?"

"yok oğlum saol git sen"

Yoonginin dışarı çıkmasıyla ilk fırsatta Taehyungun yanına gitti Jaehyun.

"anlat hemen ne dedi?"

"bahçeye at binmeye çıkacakmış. Ondan sonrada senin gidemeyeceğin yerlere gidecek. Devlet işleri işte. Ne yapıp edip bahçeye çıkmalısın"

Taehyung düşünmeye başladı. Nasıl bahçeye çıkardı ki? Sanırım bir yolunu bulmuştu.

"merak etme ben buldum. Fark edilmeden sen git"

Onaylayıp geri döndü Jaehyun. Taehyung da hemen harem ağasının yanına gitti.

"ne geldin? Ne oldu yine?"

"ağam bahçeye çıkabilir miyim?"

"hemen sultanım çıkın bahçeye başka arzunuz var mı?"
Dedi alaycı bir ses tonuyla. Normal ses tonuna dönüp devam etti.
"dalga mı geçiyorsun sen? Çıkamazsın?"

Taehyung belinde ki altın kesmesini çıkardı.

"bende çok para var"

"rüşvetmi veriyorsun sen?"

"hayır. Teşekkür gibi düşün"

Yavaşça kesmeyi alıp etrafına bakındı ağa.

"tamam sen şimdi git. Ben seni bahçeye bir bahaneyle çıkaracağım"