Gurbetcilik

17 1 0
                                    


Türkiye'ye geldiğimde ilk isim sabah namazını camide kılmak olmuştu, içim içime sığmıyordu sabah ezanınla camide namaz kılmak başka bir şeye değişilmeyecek bir duyguydu. 2 rekât farzını hocayla kılmak Kur 'an-ı Kerim'den ayetler dinlemek 15 dakika namazda durmak güzel bir duyguydu. Caminin dolu olması herkesin aynı anda secde 'ye inmesi. Ezanin okunması huzur veriyordu her şeyi arkanda bırakıp, Allah in aşkıyla yanan kalplerle bir olup ona şükrediyorsun. Her şeyi bir yana bırakıp ezanı yüksek sesle bütün şehrin duyması büyük camiler, minareler pahala biçilmez. Belki de geldiğimiz yerden bundan eksiğiz diye mi bu kadar anlam yüklüyorum.

Öz vatanında insan gurbetçi olur, doğduğu ülkede ise yabancı... Gerçekten nereden geldiğini unutmuş insanlar olarak topraktan, doğadan uzaklaştık. Oysa huzur ve mutluluk toprakta, doğada. Köy'e gittiğimde köy domatesi yeme şansı bulurum, yemek yemeye bile gerek yok. Domates ekmek yesen lezzetine doyamazsın. Domatesi ilk ısırdığında eğer acemi isen muhakkak ya üstüne domatesin suyu sıçrar ya da ağzınızdan suyu akar.
Geldiğimiz şehirdekiler de yurt dışı yaşamına özenirler. İşte bu özenti insanlığı bu hale getirdi. 
Önceden bu ülkede ekmek fırını çok azdı. Çünkü herkes kendi ekmeğini kendi yapardı. Şimdi köylere bile fırınlar açılıyor. Artık insanlar üretmek istemiyor. Hazırı istiyor. Hal böyle olunca da çalışmayan vücutlar, bir huzur arıyor.
Her şeyin bir bahanesi var aslında. Hayatı erteliyoruz. Hem de yarın yaşayacağımızın garantisi yokken. Zamanının kıymetini bilmeli insan. Bir gün gelecek hiç zamanımız kalmayacak. Allah ile aranı düzeltme vaktiniz gelmedi mi? Yaşam son bulmadan önce...+

GurbetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin