00.56
GÜÜMMMMM
GÜMMMMM
ŞANGIR
Öyle bir sıçrayarak uyandım ki istemsiz bi çığlık ağzımdan kaçtı. Yatağımın üzerine duvardaki pencere yağıyor, cam parçaları bacaklarıma ve yüzüme batıyordu. Cam kırıklarının battığı yerler sızladı. Kalbim öylesine çarptı ki ağzımda attığını sandım bi an. Üzerimdeki çarşafı atıp pencereye koştum. Ayak tabanlarıma yere saçılan cam kırıkları ilişti, umursamadım. Camdan dışarı başımı uzatınca tepemden dökülen kaynar su kalbimi artık hissetmeme sebep oldu.
''Baba,'' diye haykırdım avaz avaz ağlarken.
Odanın diğer ucundaki kapısına koştum. Cam kırıkları ayaklarımın içinde yer edinmişti. Ama canımı bile yakmadı. Yatak odasına koşup kapısını kırar gibi açtım. Karşımdaki yatak bomboştu, örtüsü bozulmamıştı bile. Başımdan aşağı dökülen ikinci kaynar su beni fazlasıyla yıkmıştı. Aldığım nefes bi an soluk boruma takıldı. Kalbimi elime alıp karşımdaki boş yatağa baktım.
''Hayır!'' diye çığlık attım. Göz yaşı delice akıyordu. Yatak odasının camları tuz buz olmuş yere yayılmıştı. Nefes almaya çalıştım, bahçeye çıkmalıydım. Belkide babam garajdan çıkmıştı ve, ve...
Ve bilmiyorum, bilmiyorum işte belkide , belkide şey olmuştu...
Koşarak merdivenlerden inmeye çalıştım. Ayağım takıldı, büyük bi gürültüyle tahta merdivenlerden düşüp yere kadar yuvarlandım. Canım bile yanmamıştı. Merdivenin altına sıkışan bacağımı kurtarmaya çalışırken kenardaki parlayan rakamlar gözüme ilişti.
11-10-9-8-7-6
Kafamı karıştıran manzaranın ne olduğunu anlamak için zamana gerek yoktu. Kapıya doğru öyle bi koştum ki hayatımın en uzun bi o kadar da en kısa altı saniyesiydi. Kapının kolunu çevirip dışarı adımımı attığım anda arkamdaki ev havaya uçtu. Kapının camı tuz buz olup sırtıma yağarken yapabildiğim tek şey başımı kollarımın arasında korumaktı. Kalbim öylesine atıyor, canım öylesine yanıyordu ki... Gözlerimdeki yaşlar hızlı hızlı akarken zangır zangır titriyordum. Sırtıma alev alan evin sıcağı vuruyor, saçlarımdan içeri süzülen duman etrafımı sarıyordu. Kapkara bir duman...
''Ba- baba- baba,'' kolumu birisi yakaladığında çığlık atarak başımı kaldırdım.
''Abi,'' Beni kendine çekerek başımı göğsüne gömdü. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, bütün vücudum zangır zangır titriyordu. Almaya çalıştığım her nefes boğazıma bi yumru gibi oturuyordu adeta. Karanlık gece sanki bizi içine çekmeye çalışır gibi koyuydu. Ayaza çalan hava çıplak bacaklarımı yalıyor, az önce yaşadıklarımı defalarca kez hatırlatıyordu.
''Zeynep! Neler oluyor?'' hıçkıra hıçkıra yüzüne baktım. Dehşete düşmüş o yüz ifadesini ölüm anımda bile unutamazdım. Kocaman açılmış gözleri, genişlemiş burun delikleri, havaya kalkmış kaşları benden bir yanıt bekliyordu.
''Be-ben, '' nefesim kesildi. Öksürmeye başladım. Ağlaya ağlaya göğsüne öksürürken kalbimi hissetmedim. Beni sertçe sarstı, omuzlarımı delen elleri yüzümü tutup kendine odakladı. Bana öyle bir bakış attı ki bakınca içim gitmişti. Öyle çaresiz, öyle endişeliydi ki, sanki sanki karşımdaki abim değildi.
''ZEYNEP! '' o bağırdıkça ben ağlıyordum. Beni yeniden sarstı, ''Noluyor, babam nerde?'' sorduğu soru ile bacaklarımın bağı çözüldü. Sırtımdaki cam kırıkları sızlıyordu. Sertçe kalçalarımın üstüne, yere, düştüm. Abimde yanıma çöktü. Gözyaşları yüzümü kaplamıştı. Saçlarım göz yaşlarından ıslanan yüzüme yapışmıştı. Suratıma yediğim sert bi tokat beni kendime getirmişti.
''Bomba,'' nefesim kesildi, uzunca bi kaç saniye geçti. Omzumdaki çelik kadar sert el beni tekrardan sarstı. ''biri babamı öldürdü.'' Nefes nefese kurduğum cümleyi ben bile idrak edemiyordum. Arkamda cayır cayır yanan ev karşımda kül olan garajın içindeki babam, ''O, o garajdaydı. Ara- araba tamir ediyordu. Ben uyumak için eve gittim.'' Göz yaşının içinden zorla anlattığım hikayenin geri kalanını anlatmama gerek yoktu. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı, ayağa kalkıp yanan garaja baktı. Ellerini başının ardında birleştirip benimle birlikte hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O ağladıkça ben daha çok hıçkırdım. Kalbim öylesine acıyordu ki...
''Hayır,'' diye bağırdı var gücüyle. ''Hayır,'' Trabzanlara güçlü bi tekme savurdu. Zaten çürük olan tahta trabzanlar yerinden kopup uzun çimlerin üzerine yuvarlandı.
''Ölemezsin baba, hayır!'' Gözlerindeki yaşlar düşerken yanıma oturup bacaklarını kendine çekti ve başını kollarının arasına gömdü. Kollarımı sırtına dolayıp kendime çektim. Hayatımın en çıkmaz gecesinde karşımda kül olan babama bakarak ağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANUNSUZ
ActionMonoton geçen hayatlardan birinin içinde, kimsenin umurunda olmayan bir düzende yaşıyorduk. Ancak ta ki o geceye kadar... Serezlerin hayatına bomba gibi düşen o geceye kadar. Sokak yarışlarından ve araba tamirinden başka bir boktan anlamayan iki kar...