Diary
Bölüm 2
-
"Sevgili günlük bugün okulun ilk günü."
Yaz tatili arasından sonra,nihayet arkadaşlarımla uzun uzun görüşebileceğim günler gelmişti. Fakat her ne kadar mutlu olsam da, içimde biraz burukluk vardı. Bu burukluğun sebebi kesinlikle benden kaynaklıydı. Uzun zamandır Mehmet'e olan aşkımdan yorgun düşmüştüm. Mehmet okulda sakin ve kendi halinde takılan bir çocuktu. Uzun boylu kumral ve yeşil gözlü ve çok tatlıydı. Pek arkadaşı yoktu. Her zaman yanında bu zamana kadar hiç hoşlanmadığım Yunus piçi dolaşırdı...
Hiçbir zaman cesaret edip ona açılamamıştım. Üstüne kendimi yiyip durmuştum. Ancak o günlerin artık geride kaldığını biliyordum. Yeni birileriyle tanışacak ve onu unutmaya karar vermiştim.
...
Okula vardığımda, hızlı adımlarla sınıfa çıktım. Henüz kimse gelmemişti ancak gözlerim ışıl ışıl Mete'yi arıyordu. Çevreye bakındım ancak göremedim, demek ki daha gelmedi diye düşünerek ön sıralardan birine oturdum. O sıra telefonuma gelen bildirim ile ayağa kalktım. Mesaj Mete'den gelmişti ve beni bahçede beklediğini söylüyordu. Sevinçli bir şekilde sınıftan çıkarak bahçeye indim. Mete'yi görünce sevinç çığlığı atmamla birlikte çevredeki öğrencilerin bana olan bakışı bedenime hafif bir utanç dalgası gönderdi. Ancak bunun hiçbir önemi yoktu. Mete ile sımsıkı sarıldık. Tatil boyunca çok sık görüşememiştik çünkü o yurt dışına çıkmıştı. Daha sonra arkadaş grubumuzda olan diğer kişileri beklemeye koyulduk. Biz bahçe kapısını izlerken,daha önce hiç görmediğimiz 4 erkek ve 3 kız kapıdan içeri girdi. Havalarından geçilmiyordu.
Mete bana dönerek:
-Lan bu tipini siktiklerim de kim? Ne bu havalar pefff. Bu yıl anlaşılan çok sikko geçecek.
O ara kendimi tutamayıp kahkahayı basmıştım. O kadar çok bağırmış olmalıydım ki herkesin bana sikici bakışlar attığını fark ettim. Ve bu yeni gelen grubunda aynı şekilde bize doğru baktığından emindim.
...
Zil çalınca Mete,Büşra,Sude,Piraye ve Yılmaz ile birlikte sınıfa çıktık. Bu zamana kadar hep arkamda duran bu arkadaşlarım ile bağlarım oldukça kuvvetliydi. Onlar beni hiçbir zaman yüzüstü bırakmamışlardı.
Yeni gelen grupta bizim sınıftaydı. İlk başta pek gözüm tutmasa da ön yargılı davranmamam konusunda kendimi koşullandırmıştım. Onları tanımaya çalışacaktım. Keza bu düşüncelerim aynısını arkadaşlarıma da söyledim.
Herkes sıralarına oturmuştu. Hocanın gelmesiyle beraber tüm sınıf ayağa kalkarak hocayı selamladı. Hoca ise teşekkür ettikten sonra iğrenç kırmızı pullu çantasını masanın üzerine bırakmıştı. Bu Serpil Hoca'ydı. Biyoloji hocasıydı ve pek sevildiği söylenemezdi. Ne kadar ders anlatmada başarılı da olsa, asla güzel giyinemiyordu ve şopar havası vermekten asla bıkmıyordu. Duyduğumuz dedikodulara göre de Sidikli Orhan Müdürle aralarında bir yasak aşk vardı. Bu bizi ilgilendiren ve pek umursadığımız bir konu değildi ancak birtakım hizmetliler onları Orhan'ın odasında basmıştı ve bu dedikoduların iyice yayılmasına sebep olmuştu.
...
Serpil Hoca cıyak sesi ile birlikte aramıza yeni katılan arkadaşlar olduğunu söyleyerek onlardan tahtaya çıkıp kendilerini tanıtmalarını istedi. Yeniler tahtaya çıktıktan sonra kendilerini tanıtmaya başladılar. Hepsi aynı okuldan geliyordu. Neden hepsinin oradan buraya geldiklerini açıklamasalarda tahmin edebiliyordum. Kesinlikle bir boklar karıştırıp okuldan atılmışlardı. Hepsinin adlarını öğrenmiştik artık. Sarışın ve mavi gözlü olan çocuğun adı Ümit, hafif sakalları olan çocuğun adı Umut,uzun boylu esmer ve yeşil gözlü olan çocuğun adı Kayra ve bana göre aralarında en yakışıklı olan çocuk... Furkan. O kadar tatlı bir yüzü vardı ki şaşırmadan edememiştim
Saçları kahverengi,hafif esmer ve al al renkleri olan bir çocuktu. Resmen orgazm olmuştum.Daha sonra kızlara gelirsek; kırmızı saçlı olanın adı Melisa,kısa saçlı ten rengi buğday renginde olan kızın adı ise Sara,orta boylarda kahvrengi saçlı ve güzel bir yüze sahip olan diğer kızın adı ise Damla'ydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary
Novela Juvenillisede yakın arkadaş olan grup içlerinden birinin gizemli bir şekilde kaybolmasıyla tekrar bir araya gelir.