13| kim taehyung, soluklarımın adıydı; kalbimdeki her bir sancıya sebep olan

893 79 155
                                    

son kez,
keyifli okumalar..

"başka hiçbir sihir bununla karşılaştırılamaz."

4 yıl önce

"Taehyung," dedim bir kez daha acı içinde fısıldayarak. Duymuyordu beni, Tanrım, yüzüme dahi bakmıyordu.

Kör, sağır hale gelmişti karşımda. Ne hâlde olduğumu umursamıyordu bile.

"İnanma onlara," dedim elimin tersi ile gözyaşlarımı kabaca silerken. Uzanıp da tutamıyordum ellerini. Cesaretim yoktu buna. "Hasta değilim ben."

Tam o an benden kaçırdığı, yüzüme dahi çıkarmadığı bakışlarında acı içinde çırpınan o çocuğu gördüm. Suratı acı ile kasıldı ve sert bir soluk döküldü güzelim dudaklarından.

"Jeongguk," dedi sert bir tonda, yüreğim paramparça oldu. "Git buradan."

Ağzımdan kaçmasına engel olamadığım bir hıçkırık ile bakışlarımı ellerime indirdim ve kafamı iki yana salladım. "Hasta değilim ben." dedim bir kez daha. Sesim öyle kısıktı ki beni duyduğundan emin bile değildim. "Pişman olacağın şeyler yapıyorsun Taehyung."

"Bunu bilemeyiz," dedi kendinden emin ses tonu ile.

Tavrı öylesine yakıyordu ki canımı, beni tanımıyor gibiydi. Jeongguk'unu, yıldız çiçeğini tanımıyor gibiydi. Ağlayışıma bir türlü son veremiyordum.

"Bileceksin," dedim. "Umarım öylesine bir bilinçle bunun farkına varırsın ki Taehyung, yüreğimin her bir sancısının yankısı kulaklarını sağır eder."

Sözlerim üzerine ağzından bir 'hah'lama geçti. Bakışlarım yeniden gözlerine tutunurken acı yoktu, acıya dair hiçbir şey yoktu. Alaycıydı ve canımı bundan öte bir şey yakamaz derken üst üste yığılanların haddi hesabı yoktu. "Sözlerine bak bir Jeongguk, savunduğun şeye bak. Sen mi bileceksin bunu?" dedi beni baştan aşağı süzüp bir adım gerilerken. "Sen neyi doğru bilirsin ki kalkıp böyle şeyler sarf edip de ortada olan şeyleri yalanlamaya çalışıyorsun?"

Bir adım daha geriledi, bakışlarını bir kez daha kaçırdı. Her kaçırışında acının bir başka tonunu tattım fakat 'bana bak' diyemedim. 'Benden nefret ediyormuş gibi davranmayı bırak.' diyemedim.

"Söylesene Jeongguk," dedi dik duruşundan asla ödün vermezken. "Dilinde can bulan sözcüklerin tek çıkış noktası ölümün her bir harfi iken, sen neyi bilebilirsin ki?"

"Bana bir şans ver," dedim sözlerini es geçip kalbim bin parçaya bölündüğünde, gururumu kırıklarımın altına saklarken. "Her şeyi baştan yaşamamıza izin ver, anlatmama izin ver."

"Beni anlamanı istiyorum Taehyung, beni anlamak için kendine bir şans ver. Sana ait her bir yanım, aşkım; sevgim. Bunların hatrına can sızım, izin ver."

Reddetti beni, sözlerimin asla mümkünatı yokmuş gibi gözlerini yumup sırt çevirdi bana.

"Baştan yaşayabileceğimiz bir şey yok Jeongguk, nasıl söyleyebilirsin senin benim olacağını? Kendini nasıl bana ait kılarsın?"

Derince iç çekip ağırca yutkundum. Belki geçerdi boğazımdaki yumru şu an için imkansız olduğunu bilsem de.

Bakışlarım titreyen ellerine kaydı, ya hiddetindendi ya da benimkine eş değer olmasa da yüreğini kavuran acıdandı.

"Böyle deme Taehyung, benden böylesine nefret ediyormuş gibi şeyler deme." Dudaklarım arasından çıkan her harf dahi titriyordu. Bu nasıl acıydı, dizlerim bile titriyordu.

never not // taekook ☑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin