Kavuşma

116 12 0
                                    

💚YAPRAK'TAN💚
Polislerle beraber karakola gitmiştik. Beni bir sorgu odasına almışlardı. Hala inanamıyorum, sevdiğim adamla evlendiğim gün karakolluk oluyordum. Sandalyeye oturup polis beyin karşısına geçtim.
Y:Memur bey, bakın problem ne anlamıyorum ama benim bi suçum yok bunu bilin. Ve bu arada soyadım Ayvaz değil Ozansoy.
X:Tamam bayan Ozansoy.
Polis derin bir nefes aldı.
X:Bakın Yaprak Hanım, Ayda diye bi kadın sizi şikayet etmiş sevgilimi çaldı diye ve bana birkaç fotoğraf verdi.
Polis bana fotoğrafları gösterdi ve şok içinde kalmıştım. Bu fotoğraflarda Barış'la güya öpüştüğüm fotoğraflardı hepsi. İyi de bizim Barış'la böyle bir fotomuz yok ki? Bunlar kesinlikle photoshop olmalıydı.
X:Sizi akşama kadar misafir etmemiz gerek. Çünkü tam olarak bu fotoğrafların doğruluğunu bilmiyoruz. Tanıdığın birileri varsa ara haber ver.
Y:Peki. Kocamı arayıp burda olduğumu söyleyin sonra ben avukatımı arıyayım onla konuşayım.
X:Tamam,kabulümdür.
Polis beye Barış'ın telefon numarasını verdim ve burda olduğumu söyledi. Ardından telefonu direk kapatıp bana verdi. Ali'nin numarasını tuşladım ve ilk çalışta açtı.
Y:Ali, ya yine polisler beni aldılar.
A:Ne?
Y:Bu sefer Ayda beni şikayet etmiş sevgilimi çaldı diye. Ve bikaç tane fotoğraf var ama cidden o fotolar bizim değil Ali.
A:Yaprak sakin ol, hemen geliyorum.
Y:Tamam.
Telefonu kapatıp polise verdim ve nezarathaneye gittik. İçeri girer girmez parmaklığın kapısı kapandı. Telefonumu hırkanın cebine tıkamıştım ve şansıma sessizdeydi. O yüzden polisler farkedemezdiler.

Akşam olduğunda polisler bana inanmışlardı. İmzamı atıp dışarı çıktım. Telefonuma baktığımda bir numara beni aramıştı. Aradım ve ikinci çalışta açıldı.
Y:Alo?
X:Yaprak, ben Ahmet.
Y:Ahmet Abi?
A:Kocan hastanede.
Kalbim sıkışmıştı.
Y:Noldu tam olarak?
A:Aşırı alkol almış, midesini yıkadılar.
Y:Hangi hastanedesiniz?
A:İstanbul Devlet Hastanesi.
Y:Tamam, geliyorum.
Hastane ve karakol arasında fazla bir mesafe yoktu. Hemen hastaneye gittim.

İçeri girdiğimde gözlem odasında yatan Barış'ı gördüm. Koşa koşa yanına gittim.
Y:Barış?
B:İyiyim güzelim.
Azda olsa içim rahatlamıştı.
A:İyiyse çıkalım kardeşim.
B:Çıkalım abim.
Y:Sizin aranız düzeldi sanırım.
A:Bana ne kadar kızgın olsa da kıyamıyorum ki.
Gülümsedim. Ahmet abi Barış'la anlaşamasada ona kıyamıyordu. Barış kalktığında onu tutarak arabaya doğru gittik.

Ahmet abi bizi eve bırakmıştı ve ben Barış'ı tutarak eve girdik. Oda karanlıktı ama gözlerimizi birbirimize diktik. Dudaklarımız birbirine değdiğinde bitmeyeceğini anlamıştım. Tutkulu bi şekilde öpüşüyorduk. O an hırkamı çıkardım ve nefesimizin kesildiği yerde durduk. Yatağa düştüğümde Barış üstümdeydi ve tekrardan öpüşmeye başladık. Barış tişörtünü çıkardı, sonra da pantolonunu. Bir hışımla elbisemi çıkardım. Açıkçası çıplak kaldığımızda o kadar utanmıştık ki utancımızdan birbirimize bakamıyorduk. Sonra tekrardan öpüşmeye başladık. Bu böyle sürmüştü kısacası. Sürekli acı çekmiş bu iki beden birbirlerine kavuşmuştu. İkimizinde ruhu yaralıydı ve benzerdi. Belki gerçekten yaşadığımız şeylerin çoğu kötüydü, ama bu karakol olayından sonra herşeyin düzeleceğine inandım, cidden öyle de oldu. Ben Yaprak Ozansoy ve bu benim hikayemdi...

𝖺𝖼ı 𝗏𝖾𝗋𝗂𝗒𝗈𝗋|| 𝗒𝖺𝗉𝖻𝖺𝗋 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin