0.07

1.4K 112 66
                                    

Lee Taeyong'un ortalıklarda asla görünmeyişinin üçüncü günüydü.
Bu sürecin ilk günü, telefonunu açık tutmaya çalıştıysa bile dayanamamıştı.
Gelen mesajlar, çevresindeki insanların kendisini sürekli aramaları ve en kötüsü de Jaehyun'un suçsuz olduğunu iddia etmesi yüzünden psikolojisinin git gide çöktüğünü hissedebiliyordu.

Bu yaşadıklarından sonra, hayatı asla eskisi gibi olmayacatı ve bunu bilmek ölmek istemesine sebep oluyordu.
Yetmiş iki saatin, neredeyse kırk saatini uyuyarak geçirmişti çünkü ne zaman canlı yayınlarını hatırlatan bir şey görse son derece sinirleniyordu.
Bir gün önce, gece yarısı yediği bir paket noodle'dan başka yemek nâmına hiç bir şey yapmamıştı.
Yediği şey de pek doyurucu sayılmazdı ya...
Lee Taeyong eriyip gidiyordu ve şu an Jung Jaehyun'un şöhretinin ikiye katlandığını düşündükçe kanı fokurduyormuş gibi hissediyordu.

Depresyonunun en büyük şahidi olan yatağından, vücudundaki ağrıları umursamadan kalktı.
Biraz olsun inlememiş ya da duraksamamıştı, çünkü şu an kalbindeki ve başındaki ağrı hiç bir ağrıyla yarışamazdı.
Bunu hiç istemese de, hayatta kalmak için yaptığı şeye devam edecekti.

"Eğer çamura battıysam, ben de orayı kendi krallığım haline getiririm."

Amacı, yayınlarına hiç bir şey yokmuş gibi devam etmekti.
Bu saatten sonra, eskisine kıyasla kat kat daha fazla izleneceğini çok iyi biliyordu.
İnsanlardan kaçarak da olsa, hâlâ zengin bir hayat sürebilirdi.
İçine gerçek bir penis alamasa da, yeterince zevk verecek oyuncaklara sahip olabilirdi.

Günlerdir dokunmadığı bilgisayarının karşısına oturup, iyice zayıflamış, yorgun parmaklarıyla fareyi kavradı.
Sinirli bir yüz ifadesine sahip olmamak için, hiç bir şeye bakmadan sadece uygulamaya girmişti.
Listeye baktığında, şaşırtıcı olmayan bir şekilde birinci olduğunu gördü.
Hesabındaki para, lanet derecede artmıştı. Boka batmış olsa da, para onu hala mutlu ediyordu ve bundan sonra, cyber sex, ondan başka kimsenin birinciliğe oturduğunu göremeyecekti.

Kamerasını açıp, duruşunu ayarlamaya çalışırken kapısına birinin alacaklı gibi vurmaya başlamasıyla duraksadı.
Şu an birileri evini bulmuş ve onu öldürmeye gelmiş bile olabilirlerdi, sonuçta homolara pek iyi baktıkları söylenemezdi ve kendilerinden daha çekici, cam boy bir homodan nefret edecekleri çok açıktı.

Vücudu, hissettiği korkuyla tir tir titrerken kapının önündeki her kimse vurmaya devam ediyordu.
Ayakları geri geri gitmek istese de, kendini zorlayarak önce mutfağa ilerledi. Rastgele bir bıçağı eline alıp kapının önüne kadar geldi ve diyafonundan kapının arkasındaki insana baktı.

Gördüğü şey, sinirden dişlerini sıkmasına ve bıçağını daha sıkı kavramasına sebep olmuştu.

"Seni sikik... Nasıl hâlâ buraya gelmeye cürret edersin? Ölmek mi istiyorsun?"

Kapının diğer tarafındaki adam -Jaehyun- sonunda vurmayı bırakmış ve derin bir nefes almıştı.

"Sadece konuşmak ve her şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum."

Taeyong'un sinir kat sayısı arttıkça artmış, dalga geçercesine bir kahkaha atmış ve elini kapı koluna uzatmıştı.
Elinin orada beklediği süre boyunca, cesaretini toplamaya çalıştı.
Kapı açıldığı an, o şerefsizin yakışıklı yüzüne -ya da belki şekilli vücuduna-
bıçağını saplayacaktı.
Kapı kolunu indirip, kendine doğru çektiği an diğer kolunu kaldırdı ve gözlerini yumup karşısına doğru bir hamle yapmaya çalıştı.

Zaten fazlasıyla güçsüz olan kolu, sertçe kavranıp, beline bastırılmış ve vücudu anında duvara yapıştırılmıştı.
Kolunun bir anda dönmesinin verdiği acıyla inlerken, bıçağı yere attı.
Sahi, bu güçsüzlükle ne yapabilirdi ki Jaehyun'a karşı?

İstese de, istemese de bir şekilde onu dinlemek zorunda kalmıştı şimdi.

"Yalnızca konuşmak istemiştim fakat... Yaramaz kediciğin canı ceza istiyor."

Taeyong, onun pis gülüşünü duyduğunda kaşlarını daha ne kadar çatabilirse o kadar çattı.
Arkasındaki uzun boylu beden, alt tarafını kendisine bastırıp, kulağına eğildiğinde korkudan bedeni kaskatı kesilmişti.

"Seni durdurmasaydım bile, ekmek bıçağıyla beni öldüremezdin sanki hm? Ama iyi ki durdurmuşum.
Bu pozisyon sence de çok güzel değil mi Bubu?"

camboy | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin