Tanıtım 3

33 7 19
                                    


Ay bu biraz daha sürcek gibi ehehe
5 e tamamlamayı düşünüyorum tanıtımları
Sonra bölümler gelir ama tanıtım bölümlerinin bir kısmını kitapta göremeyebilirsiniz.Yalnızca kafanızdaki kurgu keyte zeyte hazır olsun diye ufak bir apoi olarak düşünün.

(Keyte zeyte=biraz biraz)
Hadi yine iyisiniz beleşten osmanlıca kdkfkdk
........

Sıcak bir yaz günüydü ama sıcaktan da öteydi bugün.Zira bugüne sıcak demek,sıcaklığa küfür gibi olurdu.Güneş,babasına sövmüşüzcesine omuzlarımıza binerken,yürümek bile zorlaşıyordu artık.

Elimdeki suyu kafamdan aşağı boşaltırken ikinci kere düşünmemiştim bile.Düşünmeyi bile düşünememiştim ahh.

Sırtımdaki sepette hızla yerle buluşurken arkamdan gelen Hoseok yanımda bitmişti.

"Ahh hadi ama.Onca yemeği boşuna mı yiyorsun."

Önüme geçen sarsak adımları başımın dönmesine yeterken,hırslanıp sepeti tekrar omuzlarıma geçirmiş ve tarlada hâlâ çalışmaya devam eden birkaç kıza selam verip ona yetişmiştim.

"Benim de yüküm iki sikke kadar olsaydı ben de ağzımı açardım tabii.Kolaysa bunu taşı.Hepsini bana yığdılar resmen."
Sırtımdaki sepeti tekrar hoplatıp iyice bindirirken ellerimi birbirine vurup tozlarını gidermiştim.O sırada muhattabıö Hoseok soysuzu,ben hariç her şeyle ilgileniyordu.

"Kasabaya yeni bir bina yapılmıştı hatırladın mı?"

İrislerimi kavuran güneşe karşı direnip kısmış ve mukabil olarak sormuştum

"Hee hatırladım.Yıktılar mı yoksa yine?"

"Yoo hayır hayır.Alıcısı varmış fakat..."
Sonlara doğru kısılan sesi söylemek istemediğini belli eder gibiydi.
Ah hadi amaaaa
Ben Jeongguktum.
Tabii ki annesinden arakladığı dedikoduları alırdım ağzından

"Fakat?"
Sepetin kollarını daha çok sıkarken başını eğmiş ve saçlarının yüzünü kapatmasına izin vermişti.Saçları benimkinden daha düz ve inceydi.
Benim saçlarımsa...ee biraz kabarık
Fazlasıyla kabarıktı.

Yerle bir olan özgüvenimle derin bir nefes alırken söylemesi için son kozumu kullanmıştım.

"Gidip biricik unnim Dawon'a sormalıyım bence de."

"Hayır!"Sinirli sesi gülmeme sebep olurken,küçük yumrukları gecikmemiş ve üzerime üzerime inmişlerdi.

"Du..dur tamam tamam"sinirli suratı kızarıp bozarırken geri çekilmiş ve bana nefes alacak yer açmıştı.
Bugün gerçekten çok sıcaktı.

Derman kalmayan bacaklarım son kırıntılarını da Hoseoktan kaçmak için kullanınca dolayısıyla daha fazla dayanamamaış ve bulduğu ilk ağaç altına sürüklemişti vücudumu.

Sırtımdaki sepeti çimenlere bırakırken Hoseok'un kıyafetini tutmuş ve düşmesine sebep olmuştum.

Ne komiğim be.

Düşmesine aldırmadan ayaklarını gelişigüzel uzatmış üst ate atmıştı ama hala yüzündeki somurtkanlık barizdi.

"Hadi hadi.Üzgünüm tamam.Bir daha ablandan bahsetmeyeceğim."

"Sıkıntım ona değil."
Ellerini çenesinin altına koyarken tek tük görünen evlere doğru bakmıştı.Bahsettiğimiz evin yanındaki hareketlilik gözüme çarpmıştı.
İçeri giren eşyaların güzelliği neredeyse burdan belli oluyordu.
Belli ki baya varlıklı bir aile olmalıydı.

"Annemler konuşurken duydum.Neredeyse bütün kadınlar,o taşınacakların gelmemesini istiyor."dudaklarım kendiliğinden büzülüp ona dönerken sormama fırsat vermeden derince oflayarak merakımın yerini şaşkınlığa bırakmıştı.

"Oraya oturacak kişilerin fahişe olduğunu söylediler."

............

Ay cidden heyecanlandım haaa

Burning Bodies and Flaming Love ~Vkook~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin