prolog | kuzu postunda bir kurt

446 37 118
                                    


NARSİSİZM / NARSİZM

Fransızca 'narcissisime' kelimesinden gelmektedir. Fransızcaya ise Yunan Mitolojisi'nde sıkça geçen narcissus ismine -ism/-izm soneki eklenerek gelmiştir. Nergis ile aynı kökendedir.

(İlk kullanımı: Sigmund Freud, Avst. hekim (1856-1939).)

Narsisizm, Sigmund Freud tarafından kısaca "Dış dünyadan soyutlanmış cinsel enerji, libidonun kendi benliğine yönlendirilmesi" olarak tanımlanmıştır. (Daha Fazlası için: Sigmund Freud - Narsisizm Üzerine)

•••

İngiltere'nin gizli kalmış bir köşesinde, bu yağmurlu güne rağmen gizli kalmış duvarlar arasında büyük bir cümbüş vardı.

Sihir Bakanlığı'nın yüksek tavanlı siyah koridorları aceleyle koşuşturan insanlarla kaynıyor, her tarafta alanı düzenleyen görevliler bıkmış ifadelerine karşın görevlerine bağlı bir şekilde karmaşayı idare etmeye çalışıyordu. Bu karmaşanın sebebi olan güzel çehreli adam ise, tüm bu olanlardan uzakta bir odanın içindeydi.

Ah, bir bilseler başka ne karmaşalara sebep olacaktı.

Odada kendisi hariç kimse yoktu, ki zaten için normal zamanlarda çok kullanılan bir alan değildi burası. Aceleyle bulunan bir ayna, koltuk ve şömine vardı içerisinde. Kendisini yarım saat önce buraya getirmişlerdi, biricik liderlerini konuşmasına hazırlanması için yalnız bırakmışlardı. Ama inanın bana, yapacağı son şey bu anlamsız konuşmaya hazırlanmaktı.

Hala gür bir şekilde sanan şöminenin ışığı tarihin en iyi heykeltıraşları tarafından yapılmış gibi duran vücuduna vuruyordu. Yarı çıplak bir şekilde orada hareketsizce durmuştu, bembeyaz teniyle onu ilk gören antikite zamanlarından kalma mermerden bir heykel zannederdi. Hades'in kollarına düşmüş Persephone* gibi: mermere insanlık katılmış, duygular yansıtılmış bir yapıttı sanki.

Ama inan bana, o heykeller bile bu adamdan daha fazla duyguya sahipti.

Şöminenin ışığı ona vuruyor, sert hatlarını aydınlatıyordu ve o da aynada kendisini izliyordu. Sanki özenle dökülmüştü saçları yüzüne, kaşları çizerler tarafından tasarlanmış gibi mükemmel konuşlandırılmıştı. Kızıl gözleri dikkati hemen üzerine toplardı, normalde bir insanda korkutucu durması gerekirken büyüleyici kalırdı onda.

Dediğim gibi, aynada kendisini izliyordu ve hayran olmaktan kendini alamıyordu. Size sapkınca gelecekti belki ama, Tom Marvolo Riddle dünyada kendisinden daha güzel yaratılmış hiçbir şey göremiyordu.

Bir eli hâlâ öne eğilmiş vücudunu desteklerken diğerini yüzüne çıkardı, usulca ellerini gezdirdi suratında. İnsanların ona neden hemen kandığını anlayabiliyordu, böylesine göze hitap eden bir adama kim inanmazdı ki? İnsanlar göze hitap eden şeylere taparlardı, başlarına çıkarırlardı.

dancing in the dark ➻ voldraculaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin