Bölüm 2

1.9K 96 10
                                    

"Evet kızım Ece'yi bir tanısan aslında çok iyidir. O bu dünya da tanıdığım en güzel kadın ve aramızda kalsın en seksisi." Dediğimde adının Eda olduğunu ogrendigim kızım guluyordu. Ah buyuyunce onunla boyle konusamazdım. "Ama bu kelimeleri öğrenmek için henüz yaşın çok küçük kızım. Sahi senin yaşın kaç yahu?" O zaman düşünmeye başlamıştım mantıklı bir şekilde. Annesi doğum tarihini yazmamıştı. Kızımı dikkatlice incelemeye başladım. Henüz emeklemiyordu bile. Hemen internete baktım. Cocuklar ne zaman emekler diye. Net bir şey yoktu. Ama internetteki bebek fotoğraflarını inceledim. Kızımın bir dışı çıkmıştı. Internette 6. Aydan sonra çıkar yazıyordu. Emekleme için de 9. Aydan sonra. Henüz engellemiyordu ancak dışı vardı. 6 ile 9 ay arasında olmalıydı. Bu da hamilelik süresi dahil 18 ay önceki ilişkileri düşündürttü.
Kadın mektup da benim peşimden çok koştun diyordu. Aklımda pesinden kostuğum biri yoktu. Sanırım kadınlar bu ilgi olayını fazla abartıyordu.
Ece ile geçmişimiz 1 yılı geçmişti. Ondan hemen önce kim olabilirdi bilmiyorum. Ipucu bulabilmek için kızımı incelemeye başladım. Kumral tenli mavi gözlüydü kızım. Annesi mavi gözlü olmalıydı mavi gözlü ilişkilerimi düşündüm. Ama ya çekinik mavi gen taşıyorsa o zaman ne olacaktı? Ah kafam karışmıştı iyice.
"Kızım bu baban senle ne yapacak? Ha kızım ne yapacak?" Kızım bana gülüyordu. Onu biraz kucağımda hoplattiktan sonra anneme döndüm.
"Anne, ben gidiyorum. Eda sana emanet" dedim. Annem şaşırır gibi baktı.
"Aa! Üstüme iyilik sağlık ben niye bakıyormuşum?"
"E babaannesisinde ondan"
"Hayır efendim. Annesi babası dururken ben bakmıyorum."
"Anne gördüğün üzere annesi durmuyor."
"Evet ama babası kazık gibi önümde duruyor." Diyerek eliyle boydan aşağı gösterdi beni.
"Anne saçmalama ben ne anlarım çocuk bakmaktan. Yorumunla ilgilen azıcık. Hem sen demez miydin evlen çocuğuna da ben bakarım diye hep."
"Derdim evladım ama sen evlenmeden çocuğu yapıp evlenip karını kaçırmadan önce bu işin bir düzeni olacağını bilmeliydin. Ah! Ah gül gibi gelinimi kacirttin. Ne güzel torunlarım olacaktı ondan."
"Anneciğim Eda da senin torunun. Hem de ne güzel torunun."
"Öyle tabi maşaallah yavruma Allah beğenip yaratmış."
"Heh bak iletişime geçmeye başladınız bile. Ben gideyim de siz nine torun biraz vakit geçirin." Deyip aradan sıyrılmaya çalıştım ancak annem önüme geçti. "Orada dur bakalim Caner! O kadar uzun boylu değil. Bunca zaman ne yaptıysan arkanda oldum ama bu affedilir gibi değil. Eve çocuk getiriyorsun anasını hatırlamıyorsun, evleniyorsun iki güne kârını kaçırıyorsun. Yetti artık canım."
"Anneciğim farkındaysan çocuğu ben getirmedim kapıma bıraktılar. Eceyi de ben kaçırtmadım kendi terk etti ve izin verirsen artık karımı bulmak lazım."
"İzin veririm oğlum izin veririm tabi. Yalniz giderken kızını da yanına almayı unutma. Madem bir halt işledin sorumluluğunu da yuklenmelisin. Bebeğinde sen ilgilenmelisin."
"Anne Edayla nasıl çıkayım ben dışarı?" Dedigimde annem garip parçalı birşey çıkardı. Bu ne şimdi diye sordum.
"Ana kucağı "
"Ne?"
"Ana kucağı oğlum. Aa sağır mı oldun?"
"Anne bildiğin üzere ben babasıyım."
"Aman sende babalar da kullanabiliyor bunu. Bak şimdi göstereyim, diyerek o garip şeyle Eda-yı üzerime takti. Kızım kucağımda bana gülüyordu.
"Anne bununla nasıl hareket edeceğim? "
"Analar bununla çalışıyor bile. Bak kullanmayı iyi öğren arada takıp çıkartıyorsun." Yahu ben bu örümcek ağıyla hareket edemem ki. Annem giderken bebeğimi arabadaki bebek koltuğuna yerleştirmek konusunda da uyardı. Dikkatli sürecekmişim.
Kızımı arabadaki bebek koltuğuna oturtup sürmeye başladım. Ilk ne dedim Ecenin en yakın arkadaşı Zehra'ydı. Ne yaşıyorsa ona anlatırdı.
Evinin kapısına gidince aşağı inmesini söyledim kızımla yukarı çıkamazdım. Zehra beni görünce şaşırdı.
"Aa! Erken gelmişsiniz balayından. Ece nerde?" Deyip etrafına bakındı. Numara yapıyor olabilirdi. Sıkışırdım.
"Bırak numarayı Zehra, Ece nerede?" Şaşkın gözlerle bana bakıyordu . Gerçekten bilmiyor olabilir miydi?
"Kafayı mı yedin Caner ben nerden bileyim? Siz niye birlikte değilsiniz hem? Yoksa? Bir dakika bana şaka yapıyorsunuz değil mi? Ama ben yemem." Deyip kendiyle övünmeye başladı.
"Gerçekten Ecenin nerede olduğunu bilmiyor musun ?"
"Sen ciddi misin? Neler oluyor niye ayrısınız?"
Galiba birşeyler anlatmam gerekiyordu ona.
"Otelde bazı sorunlar yaşadık buyutulebilecek birşey değil tabi." Her ayrıntıyı bilmek zorunda değildi tabi. "Sonra biraz kızıp otelden önce ayrıldı benden."
"Nasıl yani seni terk mi etti?"
"Ters düştük biraz diyelim."
"Onu bu kadar kızdıracak ne yaptin acaba(?)" Diye tehditkar bir şekilde bakıyordu. Bu kız bu kadar zeki miydi?
"Neyse asıl sorun Ece eve gelince oldu."
"Niye ne oldu ki?" Deyince kapıyı açtım ve kızımı gösterdim. Ağzı açık bir sekilde;
"Oha! Ne ara çocuk yaptınız? " vazgeçtim sözlerimi geri alıyorum. Bu kız akıllı falan değildi.
"Sacmalama Zehra çocuk Ecenin değil."
"Kimin peki?"
"Benim." Dedim.
"Senin ama Ecenin değil." Dedi. Durumu kavraması biraz güç oldu ve anlayınca da göğsümün ortasına yumruğu yapıştırdı.
"Bunu Eceye nasıl yaparsın? "
"İnan bana herşey Eceden önceydi. Kızım o hayatımda yokken oldu. "
"Peki annesi kim?"
"Henüz bilmiyorum."
"Ne? Annesini bilmiyor musun bile?"
"Baba olduğumu bile iki gün önce öğrendim."
"Caner gerçekten sana diyecek hicbir lafım yok."
"Biliyorum Zehra hayvanın öküzüm ayıyım ama ben Ecesiz yaşayamam ne olur bana birşey şöyle karım nerede biliyorsan anlat."
"İsterdim ancak hiçbirşey bilmiyorum Caner." Dedi. Onun yalan söyleyebilecek kadar zeki olmadığına inanarak kabullendim. Yine de birşey öğrenirsen haber ver, diyerek ayrıldım yanından.
Zehra'yı geçip gidebileceği isimleri düşündüm. Zühtü olabilir miydi ya da Gürkan bilemiyordum. Denemekte fayda var diyerek arabayı sürdüm.

İyi Baba Kötü KocaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin