3.bölüm

1.5K 86 15
                                    

Ece, Zehra'nın yanında yoktu. Gidebileceği seçenekleri düşünüp eski spor salonuna gitti. Belki oradadır diye. Ancak orda da yoktu. Belki kayinpederim başka birisi olsa karımın onunla olacağını düşünürdüm ancak Ecenin babası kızına yardımcı olacak değil bela olacak türden biriydi. Bu yüzden Ece'nin eski sevgililerine gitmem bile daha mantıklıydı. Ancak ilk hangisine gitmeliydim onu bilmiyordum.
Bildiğim ikisi Hüsnü ve Gürkan. Gürkan benim eski arkadaşım. Eceyle daha önce sevgili olduğunu ogrendigimden beri benim için eski olan arkadaşım. Yalniz Ece, Gürkan'a karşı pek iyi duygular beslemiyordu. Bu yüzden Hüsnü daha olasıydı.
Hüsnü, Ece'den yaşca büyük mahalleden tanıdığı biriymiş. Şimdilerde karanlik yeraltı dünyasına ait olmaya calışan biri. Ona sorarsan yeraltı dünyası ondan sorulur tabi.
Ece'nin anlattığına göre babası eski kabadayılardanmış ve ogluna Zühtü ismini koymus. Ama şu meshur Zühtü türküsü yüzünden ismini adina en benzer ada Hüsnü'ye cevirmiş. Sevgili olduklarında Ece henüz çocuk yasta sayılırmış. Bu yüzden Ece'nin gözünde eski sevgiliden çok eski bir tanıdık ya da abi gözünde. Bu yüzden Ece'nin ona gitmesi daha olasıydı. Denemekte fayda var diyerek Hüsnünün oto galerisine doğru yol aldım.
İçerideki çalışana Hüsnü'yü sorduğumda tek kaşı kalktı bir. Sonra;
"Mesele nedir?" Dedi.
"Aramızda Caner geldi de anlar o" dedim. Üst kata cıktı. Bir iki dakika sonra geri geldi.
"Patron hangi Caner diyor"
"Caner Cemaller De"Dedim. Birkaç dakika sonra tekrar geldi.
"Gene çıkaramamış." Deyince çıldırdım. "Si kerim lan bu işi, iki günde hafızasını mi kaybetti. Ece'nin Caner'i de" dedim.
Giden çalışan tekrar geldi. "Patron dedi ki, Ece diye birini tanımıyormuş, Geçmişte öyle biri olmuş onu da tarihe gömmüş." Dedi. Iyice sinirlerim bozulmuştu.
"Sikerler, trip mi atıyo lan bu."deyip ikinci kata çıktım. Odanın kapısını tıklamadan açtım.
Hüsnü elindeki çaya içli içli bakıp "nikahına beni de çağır sevgilim..." şarkısını çalıp söylüyordu. Ben girince ayağa kalkıp
"Destur!" Diye bağırdı. Silahına davranacakken beni görünce durdu.
"Ne işin var lan senin burda!" Diye bağırdı.
"Işimiz var ki geliyoruz. Kârı gibi ne trip atıyon lan."
"O ağzı topla yoksa bi dağıtırım hiç bi doktor toplayamaz. Ne işin var senin benimle?"
  "Var ki bi işimiz geldik." Dedim sınırlı bir sesle.
  O yüzüme değilde arabalarına bakmayı yeğledi.
  "Arabamı almaya geldin? Yoksa Ece'me?"
  "Agzina bi cakarim gorursun Ecemi? Karim o benim karım." Diye bağırdım ama o beni duymamış gibi yaptı.
  "Ecem istese bütün galeriyi altına dizerdim. Bu arabalar onun ayağına dizerdim ki o ayağa toz değmezdi. Hey gidi hey.  Ama Ecem beni değil de bu malı seçti."
  "Lan!.."
  "Ah! Birde derler ki kızlarda badboy lardan hoşlanır. Ulan benden bad'i ni var mı bu dünya da?"
  "Ulan salak sen Eceyi tanımamışsın hiç. Ece  güvenebileceği bir adam istiyor. Bir yuva istiyor. " dedim. Sınırlı bir şekilde. Hüsnü ise gülmeye başladı.
  "Sen misin lan yuva? Ulan senden karga yuvası bile olmaz. Kabul et evlenilecek değil eğlenilecek adamsın. Hatta o bile değilsin lan tek geceliksin sen. Fuck body olursun olum sen."
    "Dikkat et o fuck yanlış yere gitmesin(!)"
   "Ne diyon lan sen? Hem niye kazık gibi duruyon başımda ne işin var lan senin burda?"  Dedi sinirli bir şekilde. Ondan korkmuyordum ama arkadaki adamlardan biraz tirsmamis değildim hani. Derken ben daha konuya girmeden içeri Hüsnünün adamlarından biri geldi. Abi aşağıda birinin arabasından bebek ağlaması geliyor , deyince aklıma kızım geldi.
  Beş dakka uğrar çıkarım deyip çocuğumu arabada bırakmıştım. Uyanmış kızım.
  "Hangi gerizekali arabada bebek unutmus lan. Bebek havasizliktan olurse ne olacak.?"
  "Yuh lan ufacik bebek ne hava kullanacak ki arabada havasız kalsın?"
  "Lan senin gibi mal ebeveynler yüzünden dunya da kaç çocuk böyle ölüyor. "
  "Cidden havasız kalır mi lan?" Dedim ama onun onay vermesini beklemeden koştum.
   "Edaaaam!"
  Hüsnü arkamdan konuşmaya başladı. "Edam mı dedi ben mi yanlış anladım.  Yoksa Ecem mi dedi?"
  "Edam dedi abi" diye onaylayan adamıyla arkamdan kosturmaya başladı sonra. Ben se koşar adımlarla bebeğime gidiyordum. Arabayı hızlıca açıp kızımı kucakladım .  Neyseki birşey olmamıştı sadece ağlamaktan yanakları kızarmıştı kızımın. Hemen kucağıma aldım beni görünce ağlamayı kesti kızım.
  Kızımı kucakladiktan biraz sonra kendime gelebilmiştim. Ona  birşey olma hissi beni aşırı korkutmuştu.  Neyse ki kendime gelebilmiştim ve etrafıma bakmaya başladığımda ağzı bir karış açık bir Hüznüyle karşılaştım.
  "Emanet bebekte. Arkadaşımın  bana emanet etti bir kaç saatliğine " dedim. Anlaşılan Ece hakkında bir bilgisi yoktu o halde ona bilgi vermeme de gerek yoktu. 
  "Benim de isim bitti zaten" deyip tütmeye kalktım. Arabaya binecekken Hüsnü "Caneer" diye seslendi. Dönüp baktığımda yüzünde pis bir sırıtış vardı.
  Yanıma yaklaştı. "Caner sen buraya geliyorsun hemde balayında hem de Ecesiz ve yanında bebekle(!). Nedense burnuma pis kokular geliyor." Dedi sonra gülmeye başladı. Ben onu umursamazdan geldim.
  "Edadandır o Edadan altına kaçırmıştır bebek iste deyip arabaya bindim hemen."
  Ancak arabaya binince hakikaten kokular gelmeye başlamıştı. Benim prensesim altına kaçırmış camı açsamda yetmiyordu kokunun çıkmasına.
   "Kızım eve gidelim de babaanne altımızı değiştirsin di mi kızım." Dedim.  Annemi aradım yolda
  "Alo anne ne yapıyorsun?"
  "Ne yapayım Caner? Nesrin Teyzende oturuyoruz."
  İyi acil eve geçmen lazım. "
  "Noldu? Ay yoksa torununa birşey mi oldu?" Diye bağırdı aniden. Bu sefer arkadan sesler gelmeye başladı telefona. Annemin bağırışıyla kadinlara  yeni konuşma konusu çıkmıştı. Farklı farklı kadınların sesi geliyordu. Kızım altına  yapacak babaannenin  altın gününü bulmustun sende .
   "Ay nolmus çocuğa mi birşey olmuş yoksa?" 
  "Hangi çocuk şu öteki kadından olan mı?"
"Ayol karısıyla evleneli ne kadar oldu ki sanki?" 
  "Bir seneyi geçti diye biliyorum ben"
   "Ayy bir seneye bebek olur."
    "Olur  ama bebek öteki kadından."
  "Hangi kadından ayy ben bilmiyordum!"
  "ONlarda bilmiyor canım. Bebek kimden bilen yok. "
  "Aaa!" Diye toplu bir sesten sonra annem olaya el atmaya karar verdi. Annem
   "Ay! Durun hanımlar birşey anlayamıyorum." Dedikten sonra bir sessizlik oldu.
   "Oğlum ne söylemiştin? Torununa birşey mi oldu?"
  "Ben daha birşey söyleyememiştim  anneciğim ne soyledilerse arkadakiler söylediler."
  " Bırak sen onları torunum iyi mi?"
  IYi yalnız altımızı doldurmuşuz biraz. Bize yardımcı olacak bir babaanneye ihtiyacımız var."
   "Aa! Ben koskoca kadın bursan kalkıp bebek bezi temizlemeye mi geleyim?"
  "Aynen anneciğim tam olarak öyle?"
   "Nah öyle!"
   "Anne ne biçim konuşuyorsun sen Eda duyuyor hep bunları. "
   "Ay Yesinler. Ben cocuk bezi değiştirecek  yaşı çoktan geçtim evladım. " dedi arkadan sesler tekrar gelmeye başladı.
  "Aa! Bebek bezi değiştirmeye mi çağırıyormuş seni. "
   "Koskoca kadın bebek peşinde koşacak mı?" Yahu benim kızım daha  emekliyor ne koşması?
  "Ah! Bu yaştan sonra neler çekiyorsun?" Diyen mi dersin yoksa "ana yok başında git bebeğe bak" diyen mi dersin arkada bin ses vardı. Ancak hepsi biraz sonra kesildi zira annem telefonu suratıma kapattı.
  Tek başıma eve geldim. Planım hizmetçilerden birine hallettirmekti işi. Ancak bu da ters gitti. Hepsi tek ağız olmuştu.
  "Anneniz çocuğunuzla sizin ilgilenmenizi istiyor. " demişti. Son yol elime eldiveni giydim ve kızımın bezini açtım. Içerde gorduklerim çok kötüydü. Sanki birileri topluca yapıp suçu kızıma atmış gibiydi. Altını aldıktan sonra yıkadım. Edam rahatlayınca gülmeye başlamıştı.
  "Kızım bunu sana hiç yakıştıramadım. Gerçekten.  BU bir babaya yapılmaz daha doğrusu insana yapılmaz bir daha böyle birşey istemiyorum. Anlaştık mı? " deyip işaret parmağımı salladım ona ama o korkmak yerine kıkırdamaya başladı.  "Hayır Eda buna bir son vermelisin. Bu işte berabersek bir daha böyle birşey istemiyorum. Hayır kızım gülmemelisin. Parmağımı da emmemelisin kızım olmaz." Diyerek elimi çekiştirmeye başladım ama kızım bunu aranızda ki bir oyun olarak görmüştü.
   "Ah siz kadınlar. Dünyanın en garip yaratıklarısınız. En tatlınız en şirininizin bile altında neler yatıyor. Hele senin kızım. Senin altında neler vardı öyle(?). Bir de kadınlar tuvalete sadece makyajını temizlemeye gidiyor değil mi?" Deyip   gülmeye başladım. Kızım benden çok gülüyordu.  Kaşlarımı çattım. "Bu güzel gülüşü benden başkasının yanında asla yapamazsın! Kimsenin sana aşık olmasını istemeyiz değil mi kızım? Erkeklerin başının derde girmesini istemeyiz di mi kızım? Yoksa nolur? Baba onların hepsini öldürür değil mi kızım?"
 

İyi Baba Kötü KocaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin