4.Renskiz (FİNAL)

339 29 10
                                    

"3,2,1!"

Ardı ardına patlayan havaifişekler gökyüzünde renkli bir şölen gibiydi. Heyecanla gökyüzünde birbirine karışan renkli gösteriyi izlerken arkandan belini saran kolların sahibi ile gülümseyip ellerini karnının üzerinde birleşen ellerin üzerine koydun.

" Bu yeni yılın ilk anısını edinelim mi?" Seslerin arasında kulağına eğilip konuşan sesin sahibine başını çevirdin.

"Nasıl?" Sorunla gözlerine bakıp gülümsemişti. Sanki gamzesine bir dünyayı sığdırmak istercesine sana sunmuştu.

"Benimle evlenir misin?"

Ve o an tüm sesler bir uğultu olmuş sevdiğin adamın gülüşünde kaybolmuştu.

"Karım olur musun?"

"Evet..." Gözlerin dolarken titreyen bir sesle cevap verebilmiştin.

Gökyüzünü aydınlatan havaifişeklerin renkleri yüzlerinizi aydınlatırken dudaklarını kısa bir buse için buluşmuştu.

O gün sana böyle teklif etmişti aile olmayı, hayatlarınızı birleştirmeyi. Ekrana bakıp dolu gözlerle fotoğrafın üzerinde parmaklarını gezdirmiştin. Ne zaman birine eşlik ettiğini bilmediğin gözyaşlarını elinin yardımı ile def ederken burnunu çektin. Kendini bu buruk anı silsilesinden çekmek için başını kaldırıp sanki demin düğüm olmuş nefesini bıraktın.

Anılarının sessizliğini zil sesi bozmuştu. Hafifçe irkilip başını çevirdin gelen arkadaşın Rijin'den başkası olamazdı. Bu aralar senin bakıcılığını üstlenmiş gibiydi. Gerçi bu aralar bir bebekten farkın yoktu. Ya ağlıyordun ya da yakınıyordun. Oturduğun yerden bir enkaz misali kalkıp kapıya ilerledin. Deliğe bakma gereği duymadan açıp geri salona adınlamıştın.

"hoşbuldum!" kızıl fırtına söylenerek içeriye girdi. Soluyup kendini koltuğa bırakmıştım.

"Hadi kalk..." oturduğun yerde kolundan tutup çekiştirmeye başladığında anlamayarak bakmıştın. "kalk hadi bir yere girmeliyiz..."

"Bana ne? Sen evine gitsene..." kolunu tutşundan kurtardın.

"Bana bak saman çuvalı kılıklı pijama yellozu kalk dedim. Gitmemiz gerekiyor..."

Sen mızmızlansanda seni tutup ne zaman odana sürüklediğini bilmiyordun.

***

Belkide uzun zaman sonra pijamalarından ayrılıp normal birşeyler giymiştin. Rijin seni cadde arası küçük bir kafeye sürüklemişti.

" Ne işimiz var burada?"

Kafenin cam kenarı masasında kolların göğsünde bağlı otururken sorduğun soru bu olmuştu.

"İki insan yüzü gör... Evdeki eşyalar bile sıkıldı senden." Rijin göz devirip kahvesinden bir yudum almıştı.

"Ah, üzgünüm geçiktim."

Sesin sahibine başını çevirdiğinde şaşırmıştın.

"Merhaba..." Rijin gülümsemişti genç adama. "hayır bizde yeni geldik sayılır. Otur hadi."

Minseok gülümseyip senin çaprazında olan sandalyeyi çekip oturdu. Hafifçe kaşların çatılmıştı.

"Neler oluyor? Eğer Yixing'de buradaysa giderim..."

"Hayır, hayır onun haberi dahi yok..." Hafifçe elini iki yana sallamıştı ağırca ardından hafifçe boğazını temizledi.

"Çiçeğim bir sakin olur musun? Minseok'un anlatacakları var..." Rijinin konuşması ile tekrar genç adama sorarcasına baktın.

RENKSİZ YALAN (Lay OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin