Bölüm 4

91 4 2
                                    

Yeni bir bölümle karşınızdayım efenim :D Bu bölümde biraz üzüntüye yer vereceğim :D Umarım beğenirsiniz efenim :D Uzun bir süre sonrada yeni bölüm yayınladığım için özür dilerim :)

-------------------------------------------------------------------------

Kerem koşusuna devam ederken cep telefonunun sesi koşusunu yarıda kesti.Cebindeki telefonu açtı.Hiçbir şey demeden dinlemeye başladı.Karşı tarafın ne diyeceğini biliyordu.

"Kerem bana bunu nasıl yapabilirsin.Beni sevdiğini sanıyordum."

"...."

"Bana cevap ver seni pislik.Başka erkeklerin koynuna girmek neymiş göreceksin Kerem.Sana dünyaları dar edeceğim"

Telefonun karşı tarafındaki kişi Kerem'in suratına kapattı telefonu.Kerem ise umursamaz bir şekilde telefonu cebine koyduktan koşusuna devam etmeye başladı.Bu olaylara alışıktı o.Moralini bozmazdı bu tür olaylar.Bozmazdı çünkü aklında düşündüğü tek şey Özgür'dü.Özgür'düşünerek arabasını bıraktığı yere doğru koşmaya başladı.

----------------------------------------------------

Mehmet Bey bir çalışma yerindeki odasında gerekli evrakları ayarlıyordu.Masasının ucundaki telefonu çalmaya başladı.Telefonu açtı.

"Mehmet Bey'le mi görüşüyorum?"

"Evet."

"Mehmet Bey babanız Abdullah Bey Çilek Hastanesine kaldırıldı.Durumu kritik.Gelseniz iyi olur.Sizi bilgilendirmek isteriz."

Telefonu kapattı ve masasından kalkarak kapıya doğru yöneldi.Babasının durumuna azda olsa üzülüyordu sonuçta onun babasıydı.Ama bir yandan da onun hafızasına kazıdığı o zavallı çocukluk anıları aklına geliyordu.Çalışma odasından çıkar çıkmaz yardımcı sekreter yanında bitmişti.

"Efendim bir şeye mi ihtiyacınız var?"

"Arabayı hazırlayın ve ailemede haber verin Çilek Hastahanesine gelsinler"

-----------------------------------------

Mehmet Bey ve ailesi hastanedeydiler.Abisinin aileside oradaydı.Mehmet Bey abisi Emrah'ı çocukluğundan beridir sevmezdi.Abiside onu.Araları bir türlü iyi olmazdı.Doktor onlara babası hakkında olan bitenleri anlatmıştı.Akciğerleri içten içe tükenmiş,böbrekleri iflas etmiş ve kalbi zayıflamıştı.Kısacası Abdullah Bey organları iflas etmiş ve ölümü bekliyordu.Doktor onlara olup biteni anlattıktan sonra onları yanlız bıraktı.Hepsi gözü yaşlıydı fakat Mehmet Bey ağlamıyordu.Aslında ağlamıyor değil ağlayamıyordu.Sandalyelerden birisine oturdu ve karşısında duran acı tabloyu seyretmeye başladı bu esnede aklına bir anısı gelmişti.

12 Haziran bir yaz sabahı Mehmet babasının yanına elindeki tahtadan yapılma arabayı babasına göstermek için gitmeye karar vermişti.Sevinçle yüzünde büyük bir gülümsemeyle koşarak babasının odasının olduğu yere gitmişti.Kapıyı çalacaktı ki içeriden birkaç ses duymaya başladı.

"Oğlum afferin sana.Bunu yapacağını biliyordum.Aynı bana çekmişsin hemen şıp diye kavrıyorsun işi."

"Beğendiğine çok sevindim babacım"

İçeride abisinin olduğunu anlamıştı.Girmekle girmemek arasında kararsız kalmış sonrada girmeye karar vermişti.Kapısını çaldı ve içeri girdi.

"Baba tahtadan araba yaptım nasıl olmuş"

Göz ucuyla abisinin yapmış olduğu şeye baktı.Oda bir uçak yapmıştı.Babası abisine git işareti yaptı.Çocuk odadan çıktıktan babası Mehmet'e baktı ve elindeki arabayı alarak incelemeye başladı.İnceledikten sonrada yere atıp paramparça olmasını sağladı.Sonra Mehmete kaşları çatık bir şekilde baktı.

Yalan DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin