Gözlerimi açamıyordum. Etrafta aşırı bir toz vardı nefes almakta zorluk çekiyordum, Burak'ın seslendiğini duyuyordum ama hareket edemiyordum. Zorda olsa gözlerimi aralamayı başardım karşımda Burak vardı her tarafı toz içindeydi doğrulmaya çalıştım ve çevreme bakındım bir inşaatın içindeydik. Ellerimde ki acıyı hissettim o an ellerim yanmış ve elektrik yüzünden yaralar oluşmuştu. Neler olduğunu sordum oda benim gibi bir şey hatırlamıyordu en son notebooku çalıştırmak için düğmeye bastığımı hatırlıyordum sonrası ise kapkaranlık beş altı dakika boyunca oturduğumuz yerden kalkamadık korkmuştuk haliyle olduğum yerde titriyordum. Biraz sonra ikimizde ayaklandık ve inşaatın penceresinden dışarıya baktık gece saat on belki on birdi pencereden baktığımız anda şok olduk çünkü burası bizim sokağımızdı. O an ne delireceğimi sanıyordum. Biraz zaman geçtikten sonra Burak'la beraber sabahı makinenin yanında geçirdik. Sabah olunca makineyi inşaatın içinde bırakarak dışarı çıktık Burak kafamızı toplamamız gerektiğini teyzesinin yanına gideceğimizi söyledi. Burak'ın teyzesi geçen sene eşinden boşanmış yalnız başına yaşıyordu. Üçüncü köprüye geldiğimizde bir şok daha yaşamıştık Marmara deniziyle karşı karşıya kaldık. Boğaz 3 yıl önce kurumuştu oysaki işte o an bir şimşek çaktı kafamda belki de, olması yüzde sıfıra eşit bir olasılık olsa da geçmişe gitmiş olabilmemiz mümkün müydü?
Diğer tarafta oturan bayana
"pardon bugünün tarihi nadir acaba ?" dedim titrek sesimle.
'23 Kasım cumartesi' dedi.
Gün olarak doğruydu peki ya yıl? Bunu sormanın çok saçma olacağını ve deli olduğumu düşüneceği için teşekkür edip Burak'a döndüm. Burak halen gözlerini boğazın maviliğinden alamıyordu. Türkiye'nin son deniziydi Marmara ilk Akdeniz sonrasında ege kurumuştu su yüzünden savaşlar çıkmıştı 2019'da Rusya Karadeniz'in hakimiyeti altına alarak bize sadece Marmara denizi kalmıştı.
2027'de Marmara denizi yeraltı odalarına stoklanmış ve gelecek için su ihtiyaçları birden karşılanmaya başlanmıştı. Deniz son olarak 2032'nin Şubat ayında veda etmişti İstanbul'a..
Burak bana döndü gözlerinde korku ve mutluluk vardı sadece olayın farkında değildi çünkü Marmara'nın yeniden dolduğunu sanıyordu, hiç bir mantığı yokken buna inanıyordu çünkü daha fazlasını kaldıramayacağını biliyordu. Bir buçuk saatlik yolculuktan sonra otobüsten indik. Burak'ın teyzesinin evine doğru yola koyulduk yolda bir gazete bayisinin önünden geçiyorduk tam fırsatı diyerek büfeye doğru yöneldim. Bir gazete aldım. Bir onluk uzattım satıcıya. Bozamayacağından dolayı ' bozukluk var mı ?' diye sordu ceplerime baktım ve bir lira bulmuştum ama bir an aklıma üzerindeki tarih geldi, satıcıya ' üstü kalsın önemli değil' diyerek uzaklaştım. Korkarak gazeteyi açtım aslında korkudan çok heyecanım vardı ve dua ediyordum hem olması hem olmaması için
Burak ise şaşkın bakışlarla ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Ve gözüm tarihe ilişti
23 Kasım 2031.
Bir an her şey soyutlandı gözümde siyah beyaz bir filmin içinde gibiydim önce sesler kesildi, sonra görüntüler silindi. Gözlerimi bir muayenede açtım. Başımda bir doktor benimle ilgileniyordu, ellerimdeki sargıları fark ettim sonra yataktan doğrulmaya çalıştım doktorun yardımıyla kalkabildim anca, bana susuzluk ve yorgunluktan dolayı bayıldığımı söyledi. Bir kaç ilaç vererek aşağıya gönderdi danışmanın orda Burak'ı gördüm. Resmen oturup ağlıyordu sessizce beni görünce koşarak yanıma geldi ve neler olduğunu anladığını söyledi. Evet biz geçmişe gelmiştik hem de saçma sapan bir elektrik projesiyle...
Nasıl olduğunu bilmediğimiz bizi delirtecek kadar gerçek bir olaydı bu. Burak'a sakin olmasını ve birden çıkıp eve dönmemizi söyledim. O ise önce teyzesine uğramamızı biraz para almamızı söyledi, mecburen Kabul ettim çünkü son paramızı da gazeteye vermiştim çıkış için danışmaya yöneldik. Kartımı veren bayan bana yaşımdan daha olgun gözüktüğümü söyledi, eee haklıydı 2031 yılında 16 yaşındaydım, sadece gülümseyebildim kendisine. Yirmi dakikalık bir yürüyüşten sonra Burak'ın teyzesinin evine varmıştık, Burada Burak için bir süpriz daha vardı teyzesinin kocası evdeydi yani teyzesi hala evliydi ve boşanmalarına daha üç yıl vardı. Burak mersinde oturduğu için Burak'la seneden seneye görüşüyorlarmış bu sebeple Burak'ın 4 yıl önceki haliyle şimdiki hali arasındaki farkı pek anlayamayacağından sorun yoktu bizim için. Serpil teyze bizi şaşkın içinde karşıladı çünkü Burak ve benim mersinden tek başımıza geldiğimizi sanıyordu. Burak eniştesini özlemiş olacak ki yanından hiç ayrılmamıştı. Serpil teyze bizim neden
İstanbul'a geldiğimizi sordu.
Burak söze atılarak "okul gezimiz vardı İstanbul için, hocalarımız bu yakınlarda bir otelde kalıyorlardı bizde senin evini söyleyerek gece kalmak için izin aldık" dedi.
Burak'ın yalan konusunda baya iyi olduğunu yeni fark etmiştim bende. Sabaha kadar Burak'la oturup neler yapacağımızdan nasıl geri döneceğimizden bahsediyorduk ki, ardından cihazı inşaatta bıraktığımızı ve eğer geri dönebileceksek bile tek yolun gene cihaz olduğunu fark ettik, saat sabah altısıydı ve Burak teyzesine gitmemiz gerektiğini söyleyerek hemen yola çıktık. Otobüse binerek tekrar köprüyü geçtik ve inşaata ulaştık Pazar günü olduğunu için inşaatta çalışan kimse yoktu. Cihaz bıraktığımız yerdeydi. Burak'a cihazı çalıştırmamız gerektiğini ama tam aksi şekilde olmasını gerektiğini söyledim. Bunun için tek mantıklı seçim cihazın göstergesini sıfıra getirerek tekrar geleceğe dönmeyi ummaktı. Çünkü cihazın gösterge paneli sıfır ve üç yüz arasında ve dördündü kademede dört yıl geri gittik demek oluyor ki cihaz günümüzü sıfıra indexlemişti. Zaten tek mantıklı açıklamada buydu. Tüm her şeyi ayarlamıştık ama tek sorun vardı, inşaata henüz elektrik tesisatı döşenmemişti bu sebeple jeneratörü çalıştıramayacaktık. Cihazı ve notebooku alarak sokağa çıkıp ne yapabileceğimizi araştırıyorduk, ilerlerken bir cafenin önünde durduk ve tek mantıklı seçenek olan cafeye girdik. Tuvalete yakın bir Masaya geçtik ve Burak'a tuvalete gideceğimi ve bu sırada sipariş vermesini ardından onundan gelmesini söyledim.
Jeneratörü alarak tuvalete yöneldim. Aradan üç dört dakika geçti ardından Burak geldi. Tuvaletteki kurutma makinesinin fişini çekerek jeneratörü bağladım sonra göstergeyi sıfıra getirdim, bu sırada Burak titreyerek notebookun fişini eline aldı ve prizi taktı ve düğmeye bastı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Makinası İcat Edildiğinde
Science FictionDüşünün! Sizce zaman nedir? VEYA geçmiş göster Aslında geri Bir olgumudur getirilemeyecek? herkes öldüğünde dünya ne olacak? bunun gibi Binlerce Soru sorabilirsiniz. Ama Elde edeceğiniz cevap sadece sadece hiçlik OLACAKTIR. Bir gün biri Geçmişe gitt...