Xiao zhan yemeği bitince mırıldandı.
"Sonraki dersiniz ne?"
Yine kocaman gülümsemişti Zhan. Bu güzel gülüş Yibo'yu içten içe rahatlatıyordu.
Ne demişti Tolstoy
''Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer''
Öğretmen Xiao'nun gülüşü Yibo'da bu etkiyi bırakıyordu. Karanlıkta kalan bazı yerlere ışık doluyordu sanki... Gülümsedi Yibo, çoğu zaman yapamadığı içten gülüş ile baktı Zhan'a ve biraz çekinerek konuştu.
" matematik... pek anlamıyorum"
" benim en sevdiğim dersti" dedi Zhan , aklından lise zamanları geçti bir anlığına, herkes sayısal bir bölüm okumasını beklerken o edebiyatı seçmişti.
Yibo, Zhan'ın aklını okumuş gibi inanmayarak öğretmenine baktı."Peki neden edebiyatı seçtiniz?''
Zhan bir an duraksadıktan sonra geriye yaslanıp ciddi bir şekilde
''edebiyat öğretmenime aşık oldum'' dedi.
Yibo boğazına kaçan yemeği ile öksürmeye başladı. Bu sorunun cevabının özel olacağını düşünememişti ve deli gibi utanıyordu ayrıca bu cevabı kendi edebiyat öğretmeninden almak ise ayrı bir ironiydi. Zhan gülerek öksüren genç adamın sırtına hafifçe vurup kendi suyunu uzattı.
Yibo suyu içtikten sonra yutkundu ve başını öne eğip mahcup bir ses ile mırıldandı.
''özür dilerim Bay Xiao... Ben özel olduğunu düşünemedim hiç''
Zhan genç adamın saçlarını karıştırıp bu şirin haline gülümsedi. Onu mahcup ettiğini anlayınca şakaya vurdu.
''Böyle klasik bir cevap beklemiyorsun herhalde değil mi yibo ? sadece şakaydı''
Yibo derin bir nefes aldıktan sonra o da gülmeye başladı.
"Çok kötüsünüz ne kadar utandım oysa"
Zhan çantasını toparlayıp ayağa kalktı. Bu ışıl ışıl duran genç adama tekrar gülümseyip saçlarını karıştırdı."Bak Yibo burada gördüğün kimse senden üstün ya da senden daha aşağıda değil. Onların sana sataşmaya hakkı yok. Yaptıkları zorbalıklara ses çıkart " dedi Zhan, zira bu konu onu oldukça üzmüştü.
Sınıfa girdiğinden beri diğer çocukların Yibo'ya karşı biraz mesafeli ve saldırgan olduklarını anlamıştı. Yibo'nun sessiz tavrı ise hiç hoşuna gitmemişti.Yibo ise duyduğu sözler ile tekrar başını eğdi , az önce gülen o genç adam gitmiş yerine yine gözlerinden türlü türlü düşüncelerde gezindiği belli olan sessiz kişi gelmişti.
"Bay Xiao, fiziksel olarak pek güçlü sayılmam ve buradakilerin itip kakmasına ses çıkartırsam hoş şeyler olmaz. En azından sustuğum zaman uğraşmıyorlar . Ayrıca mental olarakta kimseyle tartışacak kadar güçlü değilim. Ben uzun zamandır böyle uzun konuşmamıştım bile . Siz uzun zaman sonra ilksiniz. Kelimelerle aram iyi değildir. Onların bana karşı kullanacağı bazı şeylere karşı söyleyecek bir cevabımda yok"
Zhan derin bir nefes alıp tekrar yerine oturdu gitmeden önce bu konuşmayı yarım bırakmak istemedi.
"Bak Yibo , fiziksel olarakta kendini korumak adına güçlü olmalısın. Maalesef hepimiz için geçerli. Bir adım sonra neler olacağını bilemiyoruz . Güvenli şekilde evimize giderken saldırıya uğrayabiliriz , ya da senin yaşadığın gibi okulumuzda, mahallemizde bizi itip kakmak isteyenler olabilir. Bu yüzden istersen okul dışında sana birkaç savunma hareketi gösterebilirim ve kas güçlenmesi için spor salonuna yazılabilirsin. Aslında asıl sorun bir iki kişinin omuz atması falan değil öyle değil mi? Konuşmaları seni üzüyor ya da hiç konuşmamaları?"
Yibo dolan gözleri ile hocasına baktı kuruyan dudaklarını yalayıp buruk bir gülümseme ile anlattı.
"Ben çok küçükken ailem trafik kazasında öldü. Ben ise bu olayla birlikte bir travma yaşadım ve bir süre içime kapandım kimse ile konuşamadım. Beni yanına alan büyükannem ve büyükbabam ise zaten yaşlıydı ve pek sohbet edemiyorduk. Kimseyle arkadaş olamadım çünkü ailemden sonra kimi seversem onu kaybedermişim gibi hissettim ve bu düşünceler beni soyutlaştırdı herkesten. Sonra yalnız kaldım. Yalnızlığa alıştım. Kimseyle böyle sohbet vs edemeyincede işte kelimeler ile arası bozuluyor insanın. Yanlış anlamayın çok okurum ben, kitaplar dostlarımdır ama okumak ve konuşmak çok farklı. Kelimeleri ustalıkla kullanan sanatçıları okumayı çok sevsem bile ben uygulayamıyorum. Güçsüzüm bu konuda ayrıca bir süre sonra ise konuşmanın, cevap vermenin bir çözüm olmayacağına, bir şeyi değiştirmeyeceğine inanmaya başladım"
Genelde gülümseyen Zhan, genç adamı ciddi bir ifade ile tüm dikkatini vererek dinlemişti. Sonra ise geriye yaslanıp birkaç saniye onu izledi .
Yibo hocasına baktığında onun ne düşündüğünü anlayamadı. Fazla mı ileri gittim? diye düşündü. Çok mu konuşmuş, sıkmış mıydı onu?Zhan tekrar yüzüne bir gülümseme takıntı ve sakin ses tonuna ve gülümsemesine rağmen Yibo onun ifadesindeki değişikli fark etmişti. Bu gülümseme ne yazık ki ardında yatan acıyı saklayacak kadar büyük değildi.
"Kelimelere olan inancını yitirme Yibo.
Bu dünyadaki en güçlü silah kelimelerdir bence. Bazı cümleler ile birilerini kurtabilirsin
ve ne yazık ki öldürebilirsinde . Ve bu mecazi anlamda da değil."Yibo hocasına dikkatle bakıp mırıldandı
"Siz hiç birini kurtardınız mı bay Xiao?Zhan acıyla gülümseyip dudaklarını ısırdı
"Hayır" dedi genç adama bakarak, içinden ise "ama öldürdüm..." diyerek tamamladı cümlesini.
Yibo uzanıp hocasının elini dostça kavradı, bu cüretine kendi de inanamıyordu.
"Belki " dedi "belki beni kurtarırsınız"
Zhan şaşkınlıkla kucağındaki tutulan ellerine baktı. Kendisini toparlayıp ellerini çekti ve Yibo'nun saçlarını karıştırdı.
"Sen kendini kurtaracaksın Yibo. Ama her yardıma ihtiyacın olduğunda ben burada olacağım. İyi dersler"
Yibo hızlıca sınıftan çıkan hocasının arkasından "İyi dersler" diye bağırdı.
Sırasına yaslanıp önce önündeki sandviçe sonra az önce hocasının ellerini kavrayan ellerine baktı ve düşüncelere daldı.
"Değişebilir miyim Bay Xiao? Beni kurtarabilir miyiz? "
————
Gelecekten bir kesit
"Neden edebiyat öğretmeni olmayı istediniz Bay Wang?"
Yibo kocaman gülümsemesiyle karşısındaki öğrenciye baktı ve mırıldandı.
"Edebiyat öğretmenime aşık oldum"
————-Çoook uzun bir aradan sonra bölüm attım. Kaç ay oldu unuttum bile . Hala bu hikayeye bölüm bekleyen varsa umarım onları tatmin edebilir bu bölüm. İçime sinmediği için yazdıklarım sürekli siliyor asla bölüm yazamıyordum. Bu bölüm benim içime sindi. Umarım sizde beğenirsiniz. Bol bol yorum yapın lütfen hepsine dönmeye çalışacağım sizleri özledim🤍🤍🤍
(Yazım hatalarım varsa affola, pek anlamam zaten ayrıca bu seferlik düzenlemeden atacağım baktıkça atmaktan vazgeçerim diye korkuyorum🙊)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope Of Love (yizhan)
FanfictionWang Yibo (18) okulun en sessiz öğrencisi. O henüz çocuk iken ailesi bir trafik kazasında öldü. Kimsesiz büyümüştü içine kapanık ve hayattan zevk almayan bir çocuktu. Okuldakiler onunla uğraşsa da karşılık vermezdi. Xiao Zhan (26) Yibo'nun okuluna y...