Multide Helin'in çizimlerinden biri.
Önümdeki sınavla ilgilenecek kadar kafamı toplayamıyordum, bu ağrılar arttıkça da toplayamayacaktım ama sınavlar benim için önemliydi geleceğim için yapabileceğim tek şey şu saçma sınavlardan en iyi başarıyla geçmekti ki, etrafa baktığımda herkes bi alem sınav kağıdıyla bir şeyler yapıyordu, tüm soruları doğru yaptığıma emin olunca hocaya verdim ve sınıftan çıktım bu gün gerçekten yorucu geçmişti ki hala çizimlerim üzerinde çalışıyordum, sınavlar beni hiç bir zaman yormamıştı fakat çizim yarışmasıyla çarpışması beni yormuştu, elimden gelenin en iyisini yapıştım, tüm işlerimde de yapmayada devam edecektim. Arabadan inerken başım biraz döndü fakat kötü bir hal de almadı eve girmem bir kaç dakikamı almıştı.
Saat geç olmadan çalışıp yatmak istiyordum ve buna ihtiyacım aşırı fazla vardı. Kafamı kaldırdığımda saatin bu kadar hızlı geçmesi beni sinirlendiriyordu, ki zaten hiç bir şey karalayamamakta beni deli duruma getirecekti neredeyse, derin bir nefes alıp yatağa girdim. Gözlerim tavanda bu günümü gözden geçiriyordum ve gerçekten geleceğimi temin altına almakta yol kat etmek beni rahatlatıyordu.
Alarımın sesiyle beraber gözlerimi açtım ve yataktan kalkıp rutin işlerimi hallettim dersimin başlamasına iki saat kadar bir süre vardı. Beş-on dakikalık bir duş aldım ve dolabımın başına geçtim renklerine göre ayrılması gereken ama düzenli bile durmayan bluz ve t-shirtlerde göz gezdirdim, koyu yeşil askılı bir bluz ve siyah bir pantolan giydim, çizimlerimi dosyaladım ve çantama koydum artık sınavım olmadığı için şanslıydım çizim yarışmasına bir gün kalmıştı ve ben çizimlerimi hazırlasamda en iyisi için daha çok çalışıyordum fakat güzelliklerinden kuşkum da yoktu ama hepsi en iyisi olmalıydı çünkü sergiye çıkarsa kazanabilirdim. İlk dersim edebiyat olduğu için en kötü günüm olduğu düşünüyordum çünkü önceki dersimizde bizden 326 kelimelik bir paragraf yazmamızı istemişti bunu bilgisayardan ayarlayabilirdik fakat bir sayfaya, sayarak yazdırmıştı ve öğretmenin tam bir kaçık olduğunu düşünmemek elde bile değildi fakat bunlara katlanmaktan başkada şansım yoktu.
• • •
Yılan olacak kadar nasıl biri olduğumu sorguladım ve bir yılan olmam imkansızdı ama hocamızın bizden tam olarak istediği, kurağda çektiğimiz hayvanları kendi duygularımızla anlatmamızdı ve bu bana ne kadar saçma gelsede yapmaktan başka hiç bir şansım olmaması sinirlerimi bozuyordu bu kadın cidden bir kaçıktı, derin bir nefes almayı denedim bir insanmış gibi hayvanları kendi duygularımızla yazamak nasıl gerçekleştirilebilir ki; "hocam Bora hayvana duygularını verse hayvanın psikolosi bozulur" dedi gülerek Eren, sınıftan birkaç gülme ve kıkırdama sesi geldi ve başka bir ses "hocam bir ceylana nasıl duygularımla anlatabilirim ki" dedi sarışın bir kızdı "şu şekilde İsra" dedi hoca elindeki kalemin kapağını kapatıp masaya koydu ve sınıfa bakarak "o hayvanın özellikleriyle örneğin, bir kuş özgürlüğü temsil eder ve siz kuş aracılığıyla duygularınızı özgürleştirerek anlatmanız, sizden istediğim bu hayvanları aracı olarak kullanmanız" hiç bu açıdan bakmak aklıma gelmemişti ve bir kaç dakika düşündüm yılan bir sürüngendi ve sürüngenler soğuk kanlı bir hayvanlardı, bende hep mantığımla haraket eden biriydim, bir kaç saniye sonra kelimeler aklımda birleşti ve önümdeki kağıdı doldurmaya başladım.Hocaya kağıdı teslim edip yerime geçtim ve dersin bitmesini beklemeye başladım, zilin çalması ile eşyalarımı çoktan toplamış olduğum için hemen sınıftan çıkacaktım fakat hocanın sesi ile bu pek mümkün olmadı "Tamay, Tan, Arın, Helin, İsra yarın öğle tenefüsünde yanıma gelin" dedi ve gözlerini kağıtta gezdirdi "sende Görke" diye ekledi sorgulayan gözlerle hocaya bakıyordum "niye hocam" dedi derste adının İsra olduğunu öğrendiğim kız, hoca eşyalarını toplarken "sizlere bir ödev vereceğim" dedi ve sınıftan çıktı. Benim için sorun değildi çizimlerimi bugün gözden geçirecektim ve ödevler bana artı puan kazandıracak olması puanımı yükseltecekti.
Günüm normal geçmişti, sadece şuan kapıyı açmakta zorlanıyordum ki sekizinci denememde açılmıştı, evin içine baktığımda bir değişiklik olduğunu fark etmem bir kaç saniyemi aldı ve buz dolabının kapağındaki kağıt dikkatimi çekti.
'Dolapta yemek var ısıtmadan yeme, evin her yerini de temizledim ve çizimlerin çok güzel görünüyordu.'
Teyzen
Notu elimde buruşturdum ve çöp kutusuna fırlattım ve mutfaktan çıkıp odama gittim, öğlen yemeğinde yediklerim beni hâlâ tok tutuyordu. Çalışma masama eşyaları dizim ve çizimlerimin hepsini kontrol etmeye başladım, çizimlerle işim bittikten sonra gün boyu işlediğimiz dersleri kontrol edip paragraf ve matematikten bolca test çözdüm, saat 11.48'i gösteriyordu ve ben başka bir şey yapmadan yatmaya karar verdim, uyumam uzun bir süre vaktimi almıştı ve bu gün edebiyat hocamızın bize yazdırdığı paragraf hakkında düşünüyordum yılan soğuk kanlı bir hayvandı bende mantığıyla hareket eden biriydim ve bu paragrafı yazmak beni pekte yormamıştı.
"Yılan gibi sinsi değil belki ama yılan zekasıyla yaşayacak biriydi."
Caneeyleriiim beğenmeniz dileğiylee. İkinci bölüm bir kaç gün sonra yayınlanacak.
Yorum ve oylamayı unutmayııııın!
SİZİ SEVİYORUUM :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİDENLER VE SEVENLER
Teen FictionHerkesin bir günahı vardı ama Helin'in daha ağırdı, daha içe çekendi fakat bu günahın cezası başkalarınında günah çemberinde dolaşacak durumdayı. Tüm günahların bir cezası ve seçilme hakkı vardı. Herkes kendi günahından sorumluydu fakat bir günahta...